İki yıl önce, Güneydoğu’da süren çatışma ortamı ve sokağa çıkma yasaklarıyla ilgili binden fazla akademisyen hükümete, şiddete son vererek, kalıcı bir barış için müzakerelere geri dönüş çağrısı yapmıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın barış bildirisine imza atan akademisyenleri ‘aydın müsveddesi’ ilan ettiği konuşmasından hemen sonra harekete geçen YÖK de konuyla ilgili gerekenin yapılacağını duyurmuştu.

Açıklamanın dumanı tüterken, barış imzacıları hakkında art arda soruşturma başlatan okullardan biri de gıda mühendisi Yrd. Doç. Dr. Bülent Şık’ın hocalık yaptığı Akdeniz Üniversitesi’ydi. Gıda güvenliği, politikaları ve sağlıklı besine ulaşma olanaklarıyla ilgili yaptığı çalışmalarla Türkiye’nin başarılı halk sağlığı uzmanlarından biri olan Şık, KHK ile okullarından ihraç edilen değerli hocalarımızdan biri. Son olarak Sağlık Bakanlığı’nın şikayeti üzerine hakkında soruşturma başlatıldı. Gerekçe, Türkiye’yi kanser eden ürünleri halka açıklamak!

•••

Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünya genelinde kanserden ölümlerin oranı yüzde 16 iken Ergene ve Dilovası’nda bu oran yüzde 37! Yani her üç ölümden birinin nedeni kanser. Sağlık Bakanlığı 2011-2016 yılları arasında kanserden ölümlerin dünya ortalamasının üzerinde olduğu Ergene Nehri Havzası’nda yer alan Edirne, Kocaeli Dilovası ve Antalya Kumluca’da kanserojen kimyasalları tespit etmek amacıyla geniş çaplı bir araştırma başlattı. Ergene ve Dilovası gibi endüstriyel üretimin yoğun olduğu yerleşim bölgelerinden alınan toprak, su, gıda ve hava örneklerinin analizi sonucu ciddi boyutta kimyasal kirlilik tespit edildi. Sanayi faaliyetlerinin olmadığı ancak ülkenin en önemli sebze-meyve üretim bölgesi olan Antalya Kumluca ise Ergene ve Dilovası’ndan elde edilen verileri kıyaslamak amacıyla seçildiyse de, bölgede üretilen gıdalarda kritik düzeyde pestisit kalıntılarının olduğu ortaya çıktı. 2015 sonu itibariyle tamamlanan ve çalışma sahasının genişliği bakımından dünyanın sayılı büyüklükteki bu halk sağlığı araştırması, çeşitli üniversitelerden bilim insanları ve bakanlık çalışanlarının katkılarıyla gerçekleştirildi. Araştırmaya gıda ve su analizlerinin yapımı ve raporlaştırılması aşamasında üç yıl boyunca katkı sunan akademisyenlerden biri olan gıda mühendisi Bülent Şık, barış bildirisine imza attığı için KHK ile çalıştığı okuldan ihraç edildi ve araştırma projelerinden çıkarıldı.

•••

Bakanlık tarafından başlatılan ve halk sağlığı açısından vahim bilgilere ulaşılan araştırma projesinin sonuçları halen kamuoyuna açıklanmış değil. Milyonlarca insanı ilgilendiren ve her üç kişiden birinin kanser yüzünden hayatını kaybetmesine neden olan koşulları ortaya çıkaran bu denli önemli bir çalışmanın halka duyurulmamış olması kabul edilemez. Aynı şekilde Bülent Şık, Ergene ve Dilovası’nda yürütülen kanser araştırmasının sonuçlarının halktan gizlenmesini kabul etmeyerek nisan ayında konuyla ilgili bir yazı dizisi hazırladı. Cumhuriyet Gazetesi’nde yayımlanan makalelerinde bakanlığın halktan gizlediği sonuçları kamuoyu ile paylaştı. Kanser vakalarında çevre kirliliğinin rolü ve etkisine ışık tutan bu araştırmada insan sağlığını tehdit eden pestisit gibi zehirli madde kalıntılarının taze fasulye, biber, salatalık, marul, maydanoz, erik, çilek ve elmada limitlerin çok üzerinde olduğu tespit edildi. Yeraltı ve yerüstü sularında ise yine kanserojen etkisi bilinen hidrokarbon kalıntıları bulundu. Bakanlık tarafından saklı tutulan bu bilgilere bugün, sorumlu bir bilim insanının gayretleri sayesinde ulaşabiliyoruz.

•••

Halkı kanser eden ürünleri açıkladığı için Sağlık Bakanlığı’nın şikayetçi olduğu Bülent Şık hakkında, ‘gizliliği ihlal ve yasaklanmış verileri açıklama’ suçlamasıyla soruşturma açıldı. Kamuyu bilgilendirmeyi, başta o bölgelerde yaşadığı için kansere yakalanan insanlara karşı borç sayan Bülent Şık’ı değil suçlamak, çabasından dolayı ancak taktir etmek gerekir. Ben bir yurttaş olarak halk ve çevre sağlığını ilgilendiren ve Sağlık Bakanlığı’nın bizzat yürütücüsü olduğu bu kapsamlı kanser araştırmasının sonuçlarını, çözüm planıyla birlikte duymak, bilmek istiyorum. Halkı ilgilendiren hiçbir konu saklanamaz, yasaklanamaz. Sağlıklı bir çevrece yaşamak ve bunu talep etmek hepimizin hakkı!