Adına “Hayata Dönüş” denilen katliamda üzerinden “Tufan” geçen Bayrampaşa Cezaevi’yle ilgili dava 20 yıldır sonuçlanmadı.

21. yıla girerken mahkeme, planda imzası bulunanlardan bir rütbeliyi dinlemek istedi: Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Tufan Harekât Planı’nın eklerinde imzası bulunan, o dönem Jandarma Genel Komutanlığı Asayiş Daire Başkanlığı’nda görevli Albay Ali Aydın’ı tanık olarak çağırdı.

Ali Aydın ayrıca, operasyondan birkaç ay önce hazırlanan ve cezaevlerinin durumunun değerlendirildiği raporu da hazırlayan isim. O rapor da yine bu dava kapsamında, Jandarma Genel Komutanlığı’nın mahkemeye gönderdiği belgeyle ortaya çıkmıştı. 2014’te dava dosyasına giren raporla ilgili, bu tanık çağırma kararıyla, 6 yıl sonra ilk işlem yapılmış oldu.

Davanın ilerleme hızı zamanaşımından düşmeye yaklaşırken, askeri otoritenin yargıya ve medyaya verdiği “talimatlar” en azından tarihteki yerini alıyor.

Ali Aydın ile Ceza ve Tevkifevleri Şube Müdürü Binbaşı Cemal Vural imzalı raporun hazırlanış tarihi: 25-30 Eylül 2000. Raporun amacı “cezaevi müdahale planlarının uygulanabilirliğini denetlemek.” Yani ölüm oruçlarının başladığı 20 Ekim 2000’den yaklaşık bir ay önce cezaevlerine operasyon yapılacağının planı yapılmış.

O dönem Kocaeli, Gebze, Ümraniye, Paşakapısı, Bayrampaşa, Kartal, Metris, Tekirdağ, Çanakkale ve Bursa’daki cezaevlerinde yapılan inceleme sonucunda hazırlanan raporda “müdahalenin kansız olmayacağı” da baştan belirlenmiş:

“Jandarma personeli müdahalenin kansız neticelenmeyeceği inancında ve görev tamamlandığında yargılanacağı endişesi taşımaktadır.”

Bu sebeple, her ne yaparlarsa yapsınlar “yargılanmama” garantisi isteniyor:

“Cezaevlerinde meydana gelen isyanlara müdahalede jandarmanın görev ve yetkileri yeniden düzenlenerek isyancı tutuklu ve hükümlülerin mağdur, devlet otoritesini tesis etmekten başka amacı olmayan jandarmanın ise sanık durumuna düşürülmemesi sağlanmalıdır.”

Gerçekten de 20 yıl geçti ve hiç kimse cezalandırılmadı.

Asker daha da ileri giderek Meclis’in de işine karışıyor ve “af çıkarılsın” buyuruyor:

“Adli suçlular ile yardım ve yataklık düzeyindeki terör suçluları için af çıkartılarak hedef kitle küçültülmelidir.”

Yargıya ve Meclis’e talimat veren asker, medyayı da göz ardı etmiyor:

“Sivil toplum örgütleri ve medya nezdinde girişimlerde bulunularak kamuoyu yaratılması için psikolojik harekât faaliyetlerine ağırlık verilmelidir.”

Tek raporda onlarca suç işlenmesine rağmen raporu hazırlayan rütbeli ancak tanık olarak, o da 20 yıl sonra mahkemeye çağrıldı. Artık onun da diğer tüm sanıklar gibi “Hatırlamıyorum” demesinde bir tuhaflık olmaz. (Bu arada Ali Aydın, operasyonun bitmesinden bir gün sonra Ankara’da basına operasyonla ilgili brifing vermişti; dönemin “brifing”leri meşhurdu)

Davanın bir sonraki duruşması 3 Mart 2021’de görülecek. Zamanın muktedir Albayının “Hatırlamıyorum” demek için bile gelip gelmeyeceği ise meçhul.