Türkiye Ormancılar Derneği Danışma Kurulu Toplantısı’nda konuşan Genel Bakan Hüsrev Özkara, AKP dönemindeki uygulamaların ormanların yağmalanmasına yol açtığına dikkat çekti:” Son 20 yılda yapılan yasal ve idari düzenlemelerle büyük yıkımlara neden olmaktadır ve adeta korunan alanların içi boşaltılmaktadır“ dedi.

"Kanun değişiklikleri ormanların yağmalanmasının önünü açtı"

HABER MERKEZİ

Türkiye Ormancılar Derneği (TOD) 57. Dönem 2. Danışma Kurulu Toplantısı Antalya’da başladı. Ülkenin dört bir tarafından gelen orman mühendisleri ve akademisyenler ormanları üzerinde artan baskıyı ve iktidarın ormancılık politikasını masaya yatırdı.

Açılış konuşmasını yapan TOD Genel Başkanı Hüsrev Özkara, “Derneğimiz, 1924 yılında kurulmuş, Cumhuriyet tarihimize eş yaşam süreci içinde doğayla, çevreyle ve ormancılıkla ilgili tüm teknik, idari ve hukuksal konularda kamu Yararına hizmet vermiş ve halen de veren ve vermeye devam edecek bir meslek örgütüdür. Özelikle AKP iktidarında; doğamıza, çevremize ve ormanlarımıza yapılan aşırı müdahaleler ve bu yanlışa zemin hazırlayan yasal düzenlemeler gündemimizden hiç çıkmıyor. Yapılan yasal değişiklikler ve uygulamalarının yıkıcı etkilerini kısa sürede görüyoruz. TOD olarak bu olumsuz gelişmelere yasaların izin verdiği çerçevede dava açmaya, halkı bilgilendirmeye ve gelişmeleri meslek kamuoyumuzla paylaşmaya devam edeceğiz“ dedi.

"KANUN 34 KEZ DEĞİŞTİRİLDİ"

Son 20 yılda Orman Kanunu’nda 34 kez değişiklik yapıldığını hatırlatan Özkara, “Bu değişikliklerle 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 16,17 ve 18. Maddeleri’nde, izne konu edilen sınırlı sayıda yer alan istisnai konuların dışında, anayasanın ruhuna aykırı olarak izin verilememesi gereken konular da en geniş şekilde yasanın izin maddelerine dâhil edilerek yasa eliyle ormanlarımızın korunması rafa kaldırılmıştır. Orman alanlarında verilen izinler sonucunda orman bütünlüğü bozulmuş ve ormanlarımızın parça büyüklükleri azalmıştır. 2008-2019 yılları arasında 100 hektardan büyük orman parçalarının sayısı 11 bin 163’ten 7 bin 164’e, 10-99 hektar arası büyüklüğe sahip orman parçalarının sayısı 33 bin 829’dan 30 bin 116’ya gerilerken, 10 hektardan küçük orman parçalarının sayısı 55 bin 484’ten 120 bin 789’a yükseldi. Yani ormanlarımız çok büyük bir parçalanma süreci yaşayarak ekolojik işlevlerini büyük ölçüde yitirmiştir” ifadelerini kullandı.

"ODUN ÜRETİMİNDE AŞIRI ARTIŞ"

Ormanlarda odun üretiminin aşırı arttığını da belirten Özkara, “20 yıl gibi kısa sürede dikili kabuklu gövde hacmi 9 milyon metreküpten den yaklaşık 37 milyon metreküpe çıkarılarak, hızla tırmanan bir üretim çılgınlığına dönüşmüştür. Kısa sürede yaşanan bu büyük yıkım ormanlarımızın içinin boşaltılmasına neden olmuştur. Ayrıca 1956-2022 yılları arasında toplam 786 bin hektarlık saha izin irtifaka konu edilmiştir. Son 20 yılda yapılanyasal ve idari düzenlemelerle büyük yıkımlara neden olmaktadır ve adeta korunan alanların içi boşaltılmaktadır“ diye konuştu.

Ülkenin özellikle yaz aylarında gündem düşmeyen orman yangınlarına da değinen Özkara, Temmuz 2021’in son günleri başlayan orman yangınları artık büyük yangın olmaktan çıkmış mega yangınlara dönüşmüştür. İşte tam bu noktada, bugüne kadar süregelen yanlışlıkları ve alışkanlıkları devam ettirerek iyi sonuçlar almak mümkün değildir. Kesinlikle orman alanlarımızı artık arka bahçemiz olarak görmemeliyiz” dedi.

DENETİM YOK

Dikili ağaç ve endüstriyel ağaçlandırma konularına da değinen Özkara sözlerini şöyle sürdürdü: “Orman içi ve kenarındaki köylerde iş gücünün yeterli olmadığı, orman kooperatiflerinin güçlü olmadığı gerekçeleriyle uygulamaya konulan dikili satışlar da ormanlar üzerinde ciddi anlamda olumsuz etkiye sahiptir. Dikili satış yoluyla yapılan üretim faaliyetleri, üretim süreci içerisinde yeterince denetlenmemektedir. Bu konuda fazla miktarda şaibelerden söz edilmektedir. Bu konuda, teslim edilen bölme dışındaki başka bölmelere girilmesi, bölmede damgasız ağaçların kesilmesi, denetim yapacak, takip edecek personel olmaması nedeniyle sahada her türlü usulsüz uygulama yapılabilmesi gibi pek çok olumsuzluk yaşanmaktadır. Tüm bu olumsuzluklara karşın, dikili satış yoluyla yapılan üretim miktarı her yıl artırılmakta, 2022 yılında dikili satış yoluyla yapılan üretim oranının %42’e ulaşmıştır. Artan dünya nüfusu ve teknolojik gelişmeler doğamız ve ormanlar üzerindeki baskıyı artırmış, buna bağlı olarak odun hammaddesine olan ihtiyaç had safhaya ulaşmıştır. Odun hammaddesindeki arz/talep açığı büyümüştür. Doğal ormanların mevcut verim güçleri ve yapısı düşünüldüğünde sürekli artan talebin sadece doğal ormanlardan yapılacak üretimle sadece doğal ormanlardan karşılanması mümkün görülmemektedir. Artan odun hammaddesi açığının önemli bir bölümünü doğal ormanlar yerine bu amaçla belirlenen uygun yetişme ortamlarında, her türlü mekanizasyon metotları kullanılarak belli idare süresi ile işletilmesi planlanan, genetik üstünlüğü döl denemeleri ile tespit edilmiş bireylerden elde edilen fidanların kullanılması ile yılda 10 m3/ha artım yapılabilen hızlı gelişen türlerle tesis edilen ağaçlandırma sahalarından karşılanması önem kazanmıştır. Bu amaçla ülkemizde de 2014 yılında uygulamaya başlanmış ancak uygulamada plantasyon ormanlarına öncelik verilmesi gerekirken doğal ormanlardaki uygulamalara ağırlık verilmiş, başlangıçta belirlenen kriterler hiçbir teknik alt yapı çalışması yapılmadan değiştirilerek uygulama odun üretiminin artırılması amacı ile yapıldığı algısı yaratılmıştır. Ormancılığı gelişmiş ülkelerde de uygulanmakta olan bu uygulama uzman uygulayıcılar ve akademisyenlerin önerileri doğrultusunda disipline edilerek keyfi uygulamaya izin verilmeyecektir. Sonuç olarak, ormanların çok yönlü yararlarını dikkate alan fonksiyonel ormancılık yerine, ormanların yağmalanmasına giden uygulamaların sistematik bir biçimde uygulandığı yukarıda başlıklar halinde verdiğimiz konulardan anlaşılmaktadır. Bu durumda, bu uygulamadan sorumlu olanların geleceğimiz için hayati önem taşıyan orman varlığımız konusunda, gelecek kuşaklara verecek ne mesajları olacaktır. Yaptıklarından utanacaklardır ancak.”

kanun-degisiklikleri-ormanlarin-yagmalanmasinin-onunu-acti-1088606-1.

ORMAN VE MEDYA

Özkara’nın konuşmasının ardından gerçekleşen ‘Medya ve Orman’ adlı panelde halktv.com.tr muhabiri Hazal Ocak, odaTV yazarı Yusuf Yavuz, BirGün muhabiri Gökay Başcan ve akademisyenler Prof. Dr. Erdoğan Atmış ile Prof. Dr. Doğanay Tolunay yer aldı.