Salgınla mücadelede sık sık yayımlanan genelgeler karmaşa yarattı. Hangi kararların geçerli olduğunu ne yurttaş ne de devlet görevlileri takip edebiliyor. İçişleri Bakanlığı ise salgın yerine halkla uğraşıyor.

Kaos bakanlığı

POLİTİKA SERVİSİ

Günlük vaka sayısında rekor kıran Türkiye, salgın yönetiminde dünyanın en başarısız ülkeleri arasında yer alıyor. Pandemiyi fırsat bilen Saray yönetimi, ülkeyi genelge ve kararnamelerle yönetiyor. Salgınla mücadelede öne çıkan İçişleri Bakanlığı’nın yayımladığı genelgeler bir keşmekeş yaratmış durumda. Mevcut durumda hangi kararların geçerli olduğunu ne yurttaş ne de devlet görevlileri takip edebiliyor. Anlamsız, yetersiz ve anlaşılmaz genelgeler, salgını önlemek yerine yayılmasını hızlandırdı. İçişleri Bakanlığı adeta kaos bakanlığına dönüştü.

KRİZ DAHA İLK GÜNLERDE BAŞLADI

Kaos, salgının daha ilk günlerinde başladı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun hafta sonu sokağa çıkma yasağını son gün açıklamasıyla halk marketlere akın etti. Yaşanan izdihamın ardından tepkiler yükseldi. Bunun üzerine İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dan istifa şovu geldi. İstifa ettiğini Twitter hesabından duyuran Soylu’nun talebi Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından reddedildi. Salgının en kritik dönemlerinde devreye giren bakanlık, hatalı kararlarına her gün yenilerini ekledi.


ANLAMSIZ VE UYDURMA YASAKLAR ZİNCİRİ

Seyahat kısıtlamaları geç devreye girince salgın tüm ülkeye hızla yayıldı. AVM’ler açılırken parklar yurttaşa kapatıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan partisinin kalabalık kongreleriyle övünürken, devlet erkanı 30 kişiyle sınırlandırılan cenaze namazlarına binlerce kişilik kalabalıkla katıldı. İftar sofraları yasaklandı, Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan iftar sofrasına konuk oldu. Yasakların işlemediği hükümet, salgını toplumun yaşam tarzına da müdahalenin bahanesi haline getirdi. Tam kapanma genelgesinde yer almamasına rağmen içki satışı yasaklandı. Marketlere ilişkin yayımlanan son genelgeyle ise içki satışının yanı sıra 7 Mayıs’tan itibaren elektronik eşya, oyuncak, kırtasiye, tekstil, hırdavat gibi ürünlerin satışına da yasak getirildi. Antalya Barosu, yasak kararına karşı dava açtığını duyurdu. Tekel Bayileri Yardımlaşma Derneği ise İstanbul’da içki satışı yapan bir esnafın gözaltına alındığını duyurdu.

HASTALIK DAHA FAZLA YAYILIYOR

Gelinen noktada genelgeler kaosu büyütüyor. Kimin sokağa çıkıp çıkmayacağı bile net değil. Yurttaş izin belgesi çıkarmaya çalışırken e-Devlet sitesi kısa sürede çöküyor. Gazetecilerin şehirlerarası yolculuk yapmasının önce serbest olduğu söylenirken bir sonraki genelgede ise çalışma izni almaları şart koşuluyor. Daha önce yayımlanan genelgelerin akıbeti de belirsiz. Bir genelgedeki boşluğu başka bir genelgeyle dolduruyorlar. Tüm bu karmaşa da hastalığın daha fazla yayılmasını sağlıyor.

***

İki gün önce kaldırıp yeniden uyguladılar

Genelgelerin yarattığı karmaşık durumun en somut örneğini marketlere ilişkin alınan yasak kararları oluşturdu. Daha önce 20 ilde, marketlerin elektronik, hırdavat ve tekstil gibi ürünleri satması İl Hıfzıssıhha Kurulu kararları ile yasaklandı. Ancak bazı illerde yasak kararları kısa süre içinde kaldırıldı. Antalya İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulu, 28 Nisan tarihli kararında marketlerdeki tekstil, çanta ve ayakkabı, halı, mobilya, elektronik ürünler gibi reyonlara müşterilerin ulaşmasını engelleyecek tedbirlerin alınmasına karar verdi. Ancak Kurul, 30 Nisan’da yaptığı toplantıda ise, iki gün önceki kararı içindeki yukarıda ibarelerin iptal edilmesine karar verdi.

Bu karardan 4 gün sonra ise İçişleri Bakanlığı’nın ‘market tedbirleri’ne ilişkin yeni genelgesi yayımlandı. Antalya’da önce alınıp sonra iptal edilen marketlere ilişkin yasaklar, bu kez İçişleri Bakanlığı genelgesi üzerinden tekrar getirildi. Bu genelgenin ardından Antalya İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulu, koyduktan iki gün sonra kaldırdığı marketlere ilişkin yasakları tekrar uygulamak üzere karar aldı.