Covid-19 pandemisinde ülkemizde Sağlık Bakanlığı’nın da işaret ettiği tehlikeli bir artış var. Salgın kontrol altına alınamadı.

İnsanlarımız artarak hastalanmaya, ölmeye devam ediyor. Özellikle bazı illerimizde durumun kötüye gittiği açıklamalara yansıyor. Öncelikle, haklı olarak hastalığın yayılmamasına yönelik önlemlere dikkat çekiliyor, ancak tedavi edici hizmetleri de zorlayan gelişmeler var. Pek çok ilde yoğun bakım yataklarında sıkıntı yaşandığı bilgileri geliyor.

TÜM YOĞUN BAKIM YATAKLARI COVİD-19 HASTALARINA AYRILACAK

Ankara İl Sağlık Müdürlüğü’nün değişik ortamlarda paylaşılan 28 Temmuz 2020 tarihli toplantı kararları durumun ciddiyetini göstermesi yanında kısa sürede çözüm bulunması gereken meselelere de işaret ediyor. Buna göre devlet hastanelerinde boş yoğun bakım yataklarının tamamının Covid yoğun bakım yatağı, klinik servis yataklarının en az yarısının Covid yatağı olarak ayrılması, acil olmayan ameliyatların ikinci bir karara kadar ertelenmesi talimatı veriliyor.

Peki, tüm bu yataklar Covid-19 hastalarına ayrılacaksa, bu hastalık için yeterli olacağını düşünsek bile (bundan da emin olamıyoruz) sağlık hizmetlerini aylardır erteleyen diğer hastalar ne yapacaklar? Kalp krizi, felç, trafik kazası, iş kazası, mide kanaması geçirdiklerinde, şeker hastalığına, kansere, böbrek, karaciğer hastalıklarına yakalandıklarında, kalçaları kırıldığında, yoğun bakıma ihtiyaç duyduklarında ne yapacaklar? Parası olanlar özel hastanelere gidecekler, olmayanlar?

Sağlık hizmetlerinin ertelenemez yanı vardır, zorunlulukla bazılarını erteleseniz bile belli bir süre yapabilirsiniz. Zaten hastalar Covid-19 nedeniyle beş aydır ihtiyaç duydukları pek çok sağlık hizmetini öteliyorlar.

KAPATILMAMALARI GEREKİYORDU, ŞİMDİ AÇILMALARI GEREKİYOR

Burada çözüm için atılacak en kolay, bilimsel ve ekonomik adım bellidir. Türkiye’de on ilde şehir hastaneleri gerekçe gösterilerek kapatılmış, sağlık hizmeti veremez hale gelmiş, şehir merkezlerinde boş bekleyen otuza yakın hastane vardır.

Bunların hizmete açılması için büyük yatırımlara, havaalanı pistlerini parçalamaya, uzun zamana ihtiyaç da yoktur. Karar verilirse bazıları için yapıldığı gibi 15 günde sağlık hizmetlerine açılabilirler. Doğru planlamayla Covid-19 hastaları için ya da diğer hastaların tedirgin olmadan güvenli sağlık hizmeti alması için kullanılabilirler.

En çok hastane Ankara’da kapatıldı. Aralarında Türkiye’nin en büyük ve en köklü hastaneleri olan toplam 3415 yataklı altı hastanenin kapısına kilit vuruldu. İl Sağlık Müdürlüğü’nün de dikkat çektiği sıkışıklığı göz önüne alarak Ankara Numune Hastanesi, Türkiye Yüksek İhtisas Hastanesi, Dışkapı Çocuk Hastanesi başta olmak üzere hastanelerimiz tekrar sağlık hizmetlerine kazandırılmalıdır.

Aynısı Bursa Memleket Hastanesi, Adana Numune Hastanesi’nin tam kapasiteyle çalışması, Mersin, Kayseri, Eskişehir, Manisa, Isparta, Elazığ, Yozgat devlet hastaneleri, kısacası kapatılan tüm hastanelerimiz için geçerlidir. Bu hastanelerimiz kent rantına kurban gitmemeli, sağlık hizmetlerine dönmelidirler. Pandemi dönemi bu ihtiyacı tüm çıplaklığıyla ortaya çıkarmıştır.

ANKARALILARIN YAŞAMSAL TALEBİ

Ankara’da 120’den fazla meslek odası, sendika, siyasi parti, dernek, Ankara’nın tüm örgütlü yapıları bir araya gelerek hastanelerinin kapatılmasını önlemeye çalıştılar, şimdi tekrar açılması için Hastanemi Açın Platformu (HAP) adıyla mücadele ediyorlar. Salgının başında, 6 Nisan 2020’de yaptıkları açıklamayla artacak sağlık hizmeti ihtiyacına dikkat çektiler. Aradan geçen dört ayda haklılıkları iyice ortaya çıktı.

Şimdi inatlaşma değil sağlığımıza iyi gelecek işler yapma zamanı. Yetkililere seslenelim, HAP’a kulak verin:

Ankara Numune Hastanesi’ni açın.

Türkiye Yüksek İhtisas Hastanesi’ni açın.

Dışkapı Çocuk Hastanesi’ni açın.

Ankara Fizik Tedavi Hastanesi ve Ulus Devlet Hastanesi’ni açın.

İstanbul’da kapatılmadı, demek ki oluyor, bundan sonra da şehir hastanelerini gerekçe göstererek hastane kapatmayın.

Öyle ya, sağlık bu, başka şeye benzemez.