‘Camilerde özellikle bayram namazları ayakkabı çalan adam için bulunmaz nimettir’

Kapı kundura  komşuya güveni bitirdi

> KEMAL CAN KAYAR kemalkyr@gmail.com

Bayramlar her yönüyle gelir kapısıdır. Her yönüyle derken gerçekten her yönüyle. Mesela en çok baklava börek satıldığı gibi en çok alkol de bu günlerde satılır. İslam’ın en kutsal ayının bitişini kutladığımız Ramazan Bayramı’nın üç günü, aslında en çok günahın işlendiği bir triodur. Eskisi de yenisi de fark etmez, bayramlar felekten çalınan gecelerin taşeronudur. Bayramlarda sıklıkla çalınan bir diğer şey de yeni ayakkabılardır. Bayram namazları, misafirliğe gelen akrabalar, ayakkabı hırsızlarının bu günlerde fazla mesai yapmasına neden olur. Kapı kundura denilen bu yöntemi eskilerinden Selo’yla Ramazan Bayramı’na özel olarak konuştuk.

BU YAPTIĞIMIZ PİÇ HIRSIZLIK
“Kapı kunduraya piç hırsızlık” derler. Çünkü kimse bunu meslek edinmez genelde çoluk çocuk yapar bu işi. Ben de çocukken yaptım zaten. Bizim zamanlarımızda modaydı kapı kundura. Canımız sıkılırdı hadi kapı kunduraya gidelim zengin mahallerine derdik. Kısa yoldan yolunu bulma işi tıpkı teypçilik gibi. Sonra o mahallelerin yanından geçemez olduk tabii güvenlik önlemleri sayesinde. Kapı kundura genelde Şoparlarla özleşmiştir. Hatta bunların kendi mahallelerinde ayakkabıların sergilendiği showroomlar vardı. Biz daha çok Dolapdere gibi bitpazarlarına satardık ayakkabıları. Bazen kendimiz tezgah kurardık bazen hepsini komple verirdik birine. Çok fazla ayakkabım vardı o zamanlar bakkaldan alışveriş yaptığımda ayakkabıyla ödüyordum borcumu. Yeni çıkan ayakkabıları özellikle takip ederdik. İtalyanlar ve Jordanlar bizim için çok özeldi.

BAYRAMLARA DİKKAT
Eskiden insanlar komşularına güvenir kapılarının önünde bırakırmış ayakkabılarını. Bunun üzerine de ithal ayakkabılar Türkiye’ye gelmeye başlayınca bu kapı kundura işi patlamış. Sonra bu iş o kadar yapılır oldu ki insanların ayakkabısını kapısının önüne koyacak güveni kalmadı. Ben kendim bu işe bulaşmış biri olarak söylüyorum sevgili abilerim, ablalarım bayram günlerine dikkat edin. Bayram günleri evlerin önü farklı semtlerden gelen akrabaların ayakkabılarıyla dolu olur. Kapı kunduraya çıkan kişi özellikle bayram günlerini tercih eder. Camilerde özellikle bayram namazları ayakkabı çalan adam için bulunmaz nimettir. Tabii artık eskisi gibi değil. Binalarda, camilerde her yerde güvenlik kamerası var ama yine de dikkatli olmak lazım. Şimdi bizim yaptığımız gibi piç hırsızlık diyebileceğimiz, binalarda su saatlerini çalıyorlar. Beş liralık pirinç için yapıyorlar bu işi. Genelde de Suriyeliler yapıyor. Ben kendim yakaladım bir keresinde sökerken. Küçük çocuktu zaten vurmaya bile kıyamadım azad ettim.

YEDİĞİM DAYAKLA BIRAKTIM
Ben bu işten ufak biraz kazanmaya başlayınca kapılara dadandım. Mahalleden tanıdığım insanların bile ayakkabılarını çaldım. Onlar da gariban insanlardı sonra gördüğüm zaman üzüldüm. Belki ne kadar çalışmış o ayakkabıyı almak için. Sonra arabaları falan da patlatmaya başladık. Yazlık yerlere gidiyorduk yolumuzu bulmak için. Bir gün plajda bir ailenin eşyalarını cebellez ettiğim sıra küçük bir kız beni gördü. Ben bir an panik yaptım ve elimle sus işareti yaptım. O da bana göz kırptı. Daha sonra o kızı iki üç kere rüyamda gördüm. Ama beni çok korkuttu her seferinde. Bu olaydan iki hafta sonra Allah benim yolumu kesti. Böyle olması gerekiyordu, böylesi iyi oldu. Şişli’de kucağımda ayakkabılarla yakalandım. Abi beni öldür ama polise verme dedim. Evden oğlu çıktı beni beraber çok sağlam dövdüler. Belki yakalanıp cezaevine tekrar girseydim hiç ıslah olmayacaktım. Şimdi Adıyaman’a gidip bütün kötü alışkanlıklarıma tövbe ettim.”