Karlı bir günde yazıyorum. Yaşama tutunmayı kolaylaştıran pek çok diğer duyguda olduğu gibi bir süredir kar sevincinden de ayıplanıp yargılanıyoruz. Ne kadar tuhaf! Dayanışma ile mevsimin fiziki zorluklarının üstesinden gelebilen insan, sevinçleri küçümsendiğinde nasıl da üşüyor? Klavyelerin kışkırtıcı doğası sabun köpüğü isyanları körüklüyor. Saçmalıyoruz. Bir doğa olayında siyasi ya da beşeri menfaatleri uğruna vasat senaryolar yazıp oynayanları görüyoruz. Yaşam sahnesinde gülünç duruma düşmeye mahkûm olan bu kitle sorunu saptamak, ölçmek, yorumlamak dururken sorundan sapmak, büyük resimden kaçmak, günah keçisi kovalamak için yarışıyor. Neyse ki zamanın vicdanı kötü oyunculuğu alkıştan mahrum bırakıyor. İtibar yoksunlarının kulisi hınca hınç dolu. Gerçeğin kapı tıklatışını hiçbiri duymuyor.


Öyle görünüyor ki mevsimlerin bilgeliğiyle uyumlu güncelere ihtiyacımız var. Yazmanın amacı üzerine düşüncelerini kaleme aldığı Yazmalı Defter kitabında Faruk Duman “Edebiyat insanı korkutur. Bunda, okurun onda bir ayna özelliği sezmesinin payı büyüktür. Doğrusu, aynaya bakmak cesaret isteyen bir iştir” der. Cesaretli, sağduyulu, cezbedici yüzleşmelere, dilin ve duyguların derinliğine uzanan edebi keşiflere ihtiyacımız var.

Karlı bir günde yazıyorum ve aynalarını içinde saklayan üç kitaptan bahsetmek istiyorum.

KUZGUN ÇOCUK VE KAR CADISI, okurunu iç kapağındaki şiirle karşılıyor. Dillerini iyi bildiği kuzgunlardan dünyanın geri kalanıyla ilgili haberler alan Anya’nın yaşamına konuk oluyoruz. Atölyesinde çeşitli düzenekler icat eden babasıyla tanışıyoruz. Anya’nın annesi her baharda olduğu gibi buzuldan mavi kantaron çiçekleri toplamaya gidiyor. Yola çıkmaya hazırlanan Anya’nın yanına alması gereken en önemli şey ne? Yaralı bir kutup tilkisiyle yolu kesişen Anya’ya uğradıkları köyde neler anlatılıyor? Korkmuş ve yorgunluktan tükenmiş bir küçük kız çocuğunu buz blokları arasında hangi görüntüler bekliyor?

kar-kis-gece-guzeli-979154-1.
KUZGUN ÇOCUK VE KAR CADISI
Yazan: Linda Sunderland
Resimleyen: Daniel Egnéus
Çeviren: Ali Berktay
Editör: Nevin Avan Özdemir
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları



İliğinde, kemiğinde buz kristalleri olan Kar Cadısı ile karşılaşmaya hazırlanın. Anya’nın soğuk krallığa taşıdığı şeye bakın ve binlerce sivri kristalin yazgısına tanık olun. Duygu dönemeçlerinin, değişen mekanların, çetin duyguların metnin ruhuyla uyumlu bir biçimde resimlendiği kitapta yolunu gözledikleriniz, sessiz restleşmeleriniz gelsin aklınıza. Babasının Anya için hazırladığı sürprizi görünce elbiseniz titreşsin, bir kuzgun kanadı takılsın saçınıza.

BİR KIŞ GECESİ, 80’ler çocuklarını çabucak atmosferine çekecek bir anlatı. Çocukluğunu çocuklarına anlatmaktan keyif alan ebeveynler için de romantik bir edebi seçenek. Sıcak bir odayı lacivert soğuktan ayıran camın kenarındaki küçük kızı dinliyoruz. Gecenin renklerini, büyükanne ile dedesinin odadaki tatlı devinimlerini, çaydanlık tıkırtısını, düşüncelerin “puff, bam, fırrr” diye hareketlenen ritmini okuyoruz. Dikkati dışarıdaki bekçi ve bozacıda olan kızın aklına, dedesinin anlattığı hikâyenin de huzuruyla “Gece, bir ses bahçesi olabilir mi?” sorusu takılıyor.

kar-kis-gece-guzeli-979155-1.
BİR KIŞ GECESİ
Yazan ve Resimleyen:
Ilgım Veryeri Alaca
Editör: Filiz Özdem
Yapı Kredi Yayınları

Gecenin şiirini yakalamayı başaran ‘çocuk ruhu’ soru türetme konusunda nasıl da maharetli! “Sokak lambalarının ışığında bir dondurma gibi eriyen şey ne?” Rüzgârın sesi gri ise geceninki ne renk olabilir? Soyut dokunuşların somut desenlerle birlikteliği beni çok etkiledi. Anlatının bitiminde yazar okurlarını “Sessizliğin müzik ile ilişkisi nedir?” “Kelimeler nasıl oluşur?” gibi tanımlar ve duygular üzerine sohbete davet ediyor. Çocuğunuzla birlikte ‘ses haritası” çıkarabileceğiniz kitapta ipucu ve ilham yazardan geliyor. Sezmek ve uygulamak okura kalıyor.

MASAL’IN MASALI kitabının sunuşunda yazar, “insanın iki ayağından biri anıları, diğeri hayalleriymiş” diyerek çocukluğunda dinlediği masalı bugünün çocuklarına aktarma isteğini açıklıyor. Yörük çadırlarının mirası sayılabilecek olan masalda, süslü püslü dolaşan, oradan oraya giderek kendisini anlatan, anlatırken “uzak olduğu kadar yakın bir yerlerde olduğuna inandığı” kardeşini arayan Masal varlık ile tanıştırıyor bizleri. Masal varlığa eşlik eden, yol gösteren “Gece Güzeli” kuşu ile de Gerçek ve Yalan’ın izini sürüyor. “Kelebeğin kanadından yel alanlardan mısınız? Yılan soksa aldırmayanlardan mı?” sorularına Gerçek ve Masal’ın verdiği güçlü cevaplarla Yalan’ın ihtişamını ortadan kaldırıyor. Yalan’ın üçüz kardeş oldukları iddiasında bulunduğu bu üç kavram, çizerin siyah beyaz desenleriyle çok zarif bir biçimde vücut buluyor.

kar-kis-gece-guzeli-979156-1.
MASAL’IN MASALI
Yazan: Uğur Sümer
Resimleyen: İpek Okyar
Editör: Mecnun Kandemir
NotaBene Yayınları



Gerçek bir mazisi olmayanların peşine takılmak sizce de hazin değil mi? Yalan olduktan sonra birileri “Gerçek benim!” diye bağırsalar ne değişir ki? Kitabın arka kapağında Nazlı Çevik Azazi’nin ifade ettiği gibi; “hakikatin en güzel temsillerinden biri olan masallar” ile gerçeğin dinletemediklerini dinletebilmenin yollarını arayalım.

Mevsimler her yönüyle sert geçiyor. Isınmak eskisinden çok daha zor. Çocuklarımız kar yağışının uyandırdığı neşeyi de, adaletten yoksun gerçekliklerini de hafızalarının ateşinde demliyorlar. Onlar geleceğe yeni masallar armağan etmeye hazırlanırken yüreklerinin sıcaklığını korumak bizlere düşüyor.