Bunu da yaptılar. Ölümlerle dahi dalga geçmeye başladılar.

İnsanlarımız ölümün eşiğinde onlar hâlâ kuzu kebap muhabbeti yapıyorlar. Katliamlar ortasında doğan ve ölümle birlikte yaşayan Kürtleri bir kez daha idamla tehdit ediyorlar!

Asabımızı bozuyorlar.

Kendi asapları zaten bozuk...

***

Yiğit Özgür’ün bir karikatüründen çağrışımla şöyle bir sahne hayal edebiliyorum. Keçiören’de muhkem bir aile evinde, Emine Hanım eşine sesleniyordur:

 Vazodaki Gül’leri yemesene Tayyip!

 Ohoo, hiçbir şeye dokunmayacağız canına yandığımın evinde, yok Gül’ü yeme Tayyip, yok köpeği kırma Tayyip, yok kuşu dövme Tayyip…

 Kuşu mu dövdün?

 Eee, uçuyo!?

***

Tayyip ne yapsın? Adamın haliyle asabı bozuluyor, yaptığı her şeye itiraz edilince.

 Yok mahkumların canına kıyma Tayyip. Yok Adnan Keskin’in gırtlağına yapışma Tayyip. Yok Suriye’ye bulaşma diyenlere elleşme Tayyip. Yok Gül’leri yeme Tayyip. Yok bayramda yaşlı teyzeleri dövme Tayyip.

 Yaşlı teyzeleri mi dövdün?

 Ee...  Muhalefet ediyorlar işte!?

Etmesinler.

***

İktidarının 10. yılına basan AKP’nin en hakiki muhasebesini geçenlerde yayınladığı rakamlarla RedHack çıkarmıştı:

Dış borç: 125 milyar dolar (2002)- 282 milyar dolar (2010); kişi başına kamu borcu: 2918 dolar (2002)- 4152 dolar (2010); cari açık: 0,63 milyar dolar (2002)- 48,5 milyar dolar (2010); borç faizine giden para 80 yılda 135 milyar lira- 8 yılda 408 milyar lira; icralardaki dosya sayısı: 10 milyon adet (2002)- 17 milyon adet (2010); 1 kilo ekmeğin fiyatı: 1 lira (2002)- 2 lira 14 kuruş (2010); 1 litre benzinin fiyatı: 1 lira 66 kuruş (2002)- 4 lira 16 kuruş (2010); 1 kilo dana etinin fiyatı: 8 lira (2002)- 35 lira (2010); tutuklu ve hükümlü sayısı: 59 bin 187 (2002)- 122 bin 404 (2010); işsiz sayısı (ortalama): 2 milyon 269 bin (2002)- 3 milyon 259 bin (2010); vatandaşın bankalara borcu: 6,5 milyar lira (2002)- 170 milyar lira (2010).

Aziz Çelik ise net bilançoyu koydu ortaya: AKP’nin 10 yılında Türkiye sendikalaşmada yüzde 5,9 ile OECD sonuncusu, sendikasızlaşmada yüzde -38 ile OECD birincisi haline geldi.

Normal bir memlekette bu rakamlarla hiçbir hükümet iş başında kalamaz…

***

R. Tayyip. E, Kızılcahamam’da Öcalan için idamın geri getirilmesi yönünde bir kamuoyu baskısı olduğunu dahi söyleyebildi ya,  bazen aklıma gelmiyor değil… Bu adamlar (evet, adamlar!) yaptıklarının ve yapacaklarının toplumun önemli bir kesimi tarafından zaten onaylamakta olduğunu bilmenin pervasızlığı içindeler. AKP’ye oy veren seçmen elbette ahmak değil; ama çoğu kez kendisini AKP yöneticilerinin yerine koyuyor ve “ben de öyle yapardım” diyor. Yukarıda aktardığım rakamlar onları hiç mi hiç ilgilendirmiyor.

Elbette AKP’ye oy vermiş yahut vermemiş olmak seçmeni otomatikman bilinçsiz yahut bilinçli kılmıyor. Burada önemli olan, bilinç ile vicdanın birlikteliği yahut ayrılığı…

“Devrim yapmanın dili” olarak bilinen Fransızcada bilinç ile vicdan aynı kelimedir: l’conscience.

AKP’nin bütün marifeti, bilinci olmayan bir “vicdan”ı, ahrete havale ederek, İslamiyet adına pazarlamaktır. Satan memnun, alan memnun...

O halde AKP’nin 10 yıllık “dünyevi başarısı” da tek kelimeyle özetlenebilir: Vicdansızlık! Yahut, kara vicdan…

Elbette bu durumda devrimcilik, vicdan ile bilinci aynı kelimeyle ifade etmeyi sürdürmek, yani l’conscience demekte diretmektir.

***

İşte bu dirençle, 10. yılındaki AKP’ye cenaze marşı olarak Bandista’nın “beton millet sakarya” adlı parçasını armağan edebiliriz:

ne kadar milliyetçi o kadar kapitalist / muktedir sorgulanmaz “vatan hainisiniz” / yurt vatan devlet için lazım ise cesetler / toprağım bütün dünya halkımdır nev-i beşer

bir kez ikna olunca milliyetçilik harcı / farklı olana sözü “defol git pis yabancı” / mozaikten haz etmez de mermer bile yunanca / lakin her dilde faşizm “beton millet sakarya”

leşker doğan her millet leş kargaları gibi / gagalar kendisini taptığı bir cesetti / harcı kan ile karılmış kumu denizden çalınmış / yalan yanlış bir planla üzerimize kurulmuş

dayanmaz ki bu sütunlar patlarsa o zelzele / dayanmasın a yoldaşlar asılın kirişlere / sol yanımda sınırsızca enternasyonal dünya / sağ yanımda kaim duran beton, millet, sakarya

çatla beton millet sakarya / laf-ü güzaf hepsi fasarya

çatla betooon