Dileğimiz salgınla başlayıp kur farkıyla tavan yapan müzik sektöründeki krizin bir an evvel sona ermesi; vereceğimiz konserlerle, şarkılarımızın dinlenmesi sonucu oluşan kazanç ve telif hakkı gelirleriyle hayatımızı sürdürmek.

Kara bulutlar  peşimizi bırak!

Yaklaşık iki senedir müzik sektörü ve müzisyenlerin üstünde kara bulutlar dolaşıyor. Önce pandemiyle gelen olumsuz koşullar, ardından Türk Lirası’nın, dolar ve euro karşısındaki değer kaybı hepimizin gelecek kaygısını daha da arttırdı. Geçtiğimiz günlerde BirGün ailesinden sevgili Işıl Çalışkan da bu konuyu gazetemize taşıdı.

Kullandığımız enstrümanlara baktığımız zaman bağlama, zurna, asma davulu, ud, kanun, kemençe gibi ürettiklerimiz dışında tüm müzik aletleri, ses-ışık sistemleri ve stüdyo ekipmanlarını ithal ediyoruz. Ben zaman zaman dile getirdim. Yurt dışından ithal edilen müzik sektörüyle ilgili ürünlerdeki gümrük vergisi muafiyeti ya da indirimi ve de KDV oranındaki iyileştirme en azından mesleğimizi icra etmemizde ufak da olsa yardımcı olacaktı ama ne yazık ki bununla ilgili bir destek göremedik. Bu yüzden belki yaptığımız işle ilgili yeni bir gelir kalemi oluşturabilir düşüncesiyle sizlere NFT ile ilgili biraz bilgi vermek istiyorum. NFT bildiğimiz kripto para aslında. Ama önemli bir farkı var.

BENZERSİZ VE ÖZGÜN

Bitcoinler gibi değiştirilebilir ve bölünebilir değil. Zaten ismi de bu yüzden “Değiştirilemez Nominal” (non-fungible token-NFT). NFT varlıkların hepsi orijinal ve benzersiz. Aslında bu işlere yabancı olanların -benim gibi- anlamakta zorlandıkları bir konu. Şöyle düşünelim: Yani sizin elinizde de bitcoin var bende de. Ancak diğer kripto paralarda olduğu gibi değerleri aynı değil. Sizinki farklı benimki farklı değerde. O zaman bu artık bir birim olmaktan ve transfer aracı olmaktan çıkıyor. İşte NFT varlıkların durumu da bu. Aynı şeyden çok sayıda olabilmesine rağmen aralarından birinin orijinalliği ve de ona sahip olanın kesin olarak bilinebilmesi. Bu herhangi bir şey olabilir. 20 saniyelik bir video, çektiğiniz bir fotoğraf, yüklediğiniz bir şarkı, çizdiğiniz bir resim… Bu noktada NFT aslında sınırsız sayıda kopyalanabilecek sanal bir ürünün gerçek üreticisinin ve şu anki sahibinin kim olduğunu tartışmasız şekilde belirleyebilecek bir araç durumunda. Bu da geleneksel orijinallik ve sahiplik kavramlarını değiştirmeye başladı. Bu şekilde bir şeye sahip olmak daha cazip bir hale geldi.

Benzersiz ve özgün bir ögeyi temsil eden NFT’nin pazarı geçen seneden 2021 yılının ilk altı ayına kadar 14 milyon dolardan 2 buçuk milyar dolara yükselmiş. NFT dünyası sanat, spor ve eğlence alanlarında son yıllarda önemli eserlerin oluşmasına ve yeni bir sanat alanının oluşmasına imkân sağlayacak mı hep birlikte göreceğiz. Bu türde dijital varlıkların salgın sırasında yaygınlaşmasını unutmadan her kripto para gibi bunun da riskli bir alan olduğunu söylemekte fayda var. Dileğimiz salgınla başlayıp kur farkı ile tavan yapan müzik sektöründeki krizin bir an evvel sona ermesi; vereceğimiz konserlerle, şarkılarımızın dinlenmesi sonucu oluşan kazanç ve telif hakkı gelirleriyle hayatımızı sürdürmek. Çok da bir şey istemiyoruz yani…