Galatasaray taraftarlarının yarısı kendi takımlarını izlemeyi bırakmıştı haftalar önce. O yüzden bu derbi için, belki de bu sezon son kez ekran başına geçenler gördükleri takıma inanmakta zorluk çektiler. Şöyle söyleyelim, dün akşam Seyrantepe’de Galatasaray’ın dışında Süper Lig ve Spor Toto 1. Ligi’ndeki geri kalan toplam 34 takımdan herhangi birisi olsaydı, Fenerbahçe’yi daha fazla zorlayabilirdi. Maç sonunda Riekerink’in takımında “iyi oynadı” diyebileceğimiz bir oyuncu dahi yoktu. Planı rakip alanda topu Sneijder ve Podolski’ye indirmekten başka hiçbir şey olmayan takım bir 90 dakika boyunca nerede ise organize hiçbir atak yapamadı. Bu, bir kabullenişliğin, sezon başından beri süregelen bir çöküşün geriye bıraktığı izler elbette. Aslında geçtiğimiz sezon takım duble yaparken dahi, birkaç oyuncunun üst düzey performansıyla sonuca giderken herkes izleyen sezondan çekiniyordu. Bir takımın şampiyonluktaki en büyük mimarının kalecisinin olması bile, o camiaya birkaç basit mesaj vermeliydi, ama gelinen noktada bu mesajların alınmadığını net biçimde görüyoruz. Zaten Prandelli ile başlayan düşüşün, Hamza Hamzaoğlu ile beraber çıkışa dönüşmesi, ardından gelen duraklamayı takiben Mustafa Denizli’nin göreve gelişiyle dibin görülmesi bir futbol kulübünün kaldırabileceği bir süreç değil. Bir futbol takımı başarı konusunda bu kadar kısa sürede bu derece dramatik iniş çıkışlar yaşıyorsa zaten ayakta durması zor oluyor.

Maçın dikkati çeken bir özelliği daha var. Galatasaray ve Fenerbahçe takımlarının teknik adamlarının sahaya sürdüğü 11’e bakılarak maçın hangi dakikasında hangi oyuncuyu çıkarıp hangi oyuncuyu sahaya süreceği biliniyor. Kenara Sabri geldiği anda Sneijder’ın, Diego geldiği anda De Souza’nın çıkmayacağını biliyorsunuz. Daha 2 gün önce maçın sonunda 2 bekini değiştiren Şenol Güneş’in Beşiktaş’ının bu sezon fark yaratmasının sebebi de bu biraz da. Daha zor tahmin edilebilir olmaları. Ve şampiyonluk yarışındaki direk rakiplerinin hocasının, mutlak kazanmak zoruda olduğu, rakibinin sahada büyük bir çaresizlik içinde bulunduğu maçta, 2 forvetle maçın sonunu oynamaya cesaret edememesi elbette. Beşiktaş mutlu sona artık çok yakın.