Haldun Karabudak sevenlerine bu kez dijital platformlardan ulaşıyor. Karabudak’ın ikinci solo albümü ‘Nare’ Güvercin Müzik etiketiyle çıktı.

Karabudak’tan yeni solo albüm: Nare

Buse İlkin YERLİ

‘Nare’ albümü bir Azeri türkünün dışında tümüyle bestelerden oluşuyor. Bir de sürpriz var. Rock motifleri içeren ama gelenekten de kopmayan iki eser. Haldun Karabudak ile son albümünü ve pandemiyle dönüşen müzik dünyasını konuştuk.

İkinci solo albümünüz ‘Nare’ dijital platformlardaki yerini aldı. Ancak CD olarak bastırmadınız, neden?
Bu aslında halen alışamadığım bir durum. Yapımcım Haydar Göğercin (Güvercin Müzik) ile durumu değerlendirdik. CD içerikli kimi işlerin olumsuz sonuçlarından söz etti. Zaten malum son yıllarda üretilen otomobillerde de artık CD Çalar yer almıyor. Bu durumda, üzülerek de olsa sadece dijitalde kalmaya karar verdik.

Neden üzüldünüz?
Türkü dinleyicisi ve bizim gibi eski kuşak icracılar, emeğimizin ürününü elimizde tutmak istiyoruz bir biçimde. Ne yalan söyleyeyim, albümüm çıkmış gibi hissedemiyorum bir türlü. Ancak zamana ayak uyduracağız tabi.

Pandemi koşulları süreci nasıl etkiledi?
Zaten epey bir zamandır kalabalık kayıtlar yapmıyoruz. Bir enstrüman ya da vokal kaydediliyor, bir de müzik yönetmeni bulunuyor kayıtlarda. Ben de müzik yönetmenliğini değerli dostum tonmayster Ahmet Özgül ile paylaştığımdan, kalabalıksız bitirdik kayıtları. Zaten pandemi başlangıcında işleri kolaylamıştık, hele son dönemde sadece Ahmet ve ben çalıştık diyebilirim.

‘Nare’ hangi tür eserlerden oluşuyor?
Öncelikle beste ağırlıklı. Daha doğrusu sadece bir Azeri türkünün dışında tümü beste. 10 bestenin, biri İhsan Öztürk ustamın olmak üzere altısı geleneksel türkü tarzında, biri de Türk Sanat Müziği tadında.

Diğerleri?
İşte sürpriz burada. Rock motifleri içeren ama gelenekten de kopmayan iki eser koyduk. Bunlardan ilki ‘Büyütün Çocuklarımı’ adını taşıyor. Duyarlı çocuk doktoru dostum Ogün Kurne’nin sözlerini Sıddık Doğan usta besteledi, biz de Ahmet ile tarzını belirledik. Bir diğer eser de Sırrı Ali Talay imzasını taşıyor: ‘Uçurumdayım’. Saksofonla, distorsion gitarla çalıştığımız bu şarkıların çok ses getireceğine inanıyorum. İlk klibi de ‘Büyütün Çocuklarımı’ adlı şarkıma çekmek istiyorum.

Türküden bir miktar da olsa uzaklaştınız...
Kesinlikle hayır. Öyle bir şey zaten olanaksız. Lakin eserlerin karakteri bu anlatıma uygundu ve biz de gereğini yaptık. Ancak Ahmet Özgül arada sırada bu tip çalışmalar yapmam gerektiğini vurguladı, sanırım haklı da.

Gelelim türkü tarzındaki bestelerinize...
Evet. Öncelikle iki türküm ‘Eyvallah’ ve ‘Meyhaneden Geçer Kemâlin Yolu’ ile kültürüme, Alevi-Bektaşi geleneğine borcumu ödemeyi amaçladım. Yüzyılların ötesine uzanan ‘YOL’un güncel ifadeleri diyebilirim. Her şeyin odağında insan, insan olabilmek ve insanca yaşayabilmek ideali var. Bunlar da o idealin türküleri. ‘Eller Ne Bilsin’ ve ‘Yar Değil Midir’ iki klasik sevda türküsü. İkincisinin sözleri Aşık Kemter Baba’ya ait. Albüme adını veren ‘Nare’ ya da ‘Sen Gelince’yi geç yaşımda çıkıp gelen güzel kızım Nare Naz için yazdığım, hikâyesi olan bir türkü. ‘Nare’ adını ağabeyi, varlığı ve nitelikleriyle onur duyduğum oğlum Görkem koymuştu, o ad albüme dek uzandı. Son türküm, 30 yıl filan önce bestelediğim bir halay havası ve bir de şiirimi ekledik.

Albümde hangi müzisyenlerle çalıştınız?
Uzunca ve çok değerli bir isim listesi söz konusu. Erdem Şimşek, Hüseyin Yalçın, Ferhat Erdem, Burak Çakır, Erol Çetin, Selçuk Öztürk başta olmak üzere bir ustalar geçidi adeta. Albüm boyunca deneyimleriyle bana yol gösteren Musa Eroğlu ustam, ağabeyim, ‘Eyvallah’ adlı türkümde düet yaparak beni onurlandırdı, var olsun. TSM Solisti Nazlı Kanaat ise ‘Senden İbaret’ şarkım için sesini, soluğunu koydu. Ona, halay havasına vokal yapan Selma Geçer’e ve kapak çalışması için Ressam Semra Suiçmez’e teşekkür ediyorum.