Karadeniz’de Ukrayna ile Rusya arasındaki son kriz, bölgede “dondurulmuş” sorunların yeniden ısıtılmaya çalışıldığının işareti. Odessa’dan Maripol’a gitmek isteyen Ukrayna savaş gemilerine Rusya’nın Kerç Boğazı’nda el koymasının yol açtığı gerilim bizzat Kiev’in ürettiği çalışılmış bir senaryo.

ABD liderliğindeki Batı’nın hedefindeki Rusya’ya karşı uluslararası toplumu harekete geçirmeye çalışan Kiev, istediğini aldı gibi. AB, NATO ve ABD anında Kiev’in yanında saf tuttu. Batılı başkentlerden gelen açıklamalarda Rusya hedef alındı.

Moskova, Kiev’i kışkırtıcı eylemlere girişmekle suçlarken, arka planda bizzat Devlet Başkanı Poroşenko’nun olduğu iddiasında. Kiev ise Moskova’yı provokasyonla suçluyor.

KRİZİN NEDENLERİ
Moskova ve Kiev karşılıklı olarak birbirilerini suçlarken, krizin arka planındaki nedenler…
► Seçim yatırımı: Kiev’in üretilmiş kriz üzerinden birkaç amacı var. Ülkede dört ay sonra devlet başkanlığı seçimleri yapılacak. Yolsuzluk içinde yüzen ‘çikolata kralı’ Poroşenko’nun popüleritesi yerlerde. Anketler seçimi kaybedeceğini gösteriyor. İktidarda kalması olağanüstü krizlere bağlı. Seçim öncesinde gerilimi tırmandırmaya ihtiyaç duyuyor.

► Sıkıyönetim ilanı: Ukrayna lideri Poroşenko sıkıyönetim kararnamesi imzaladı. Sıkıyönetim ilanıyla istenirse Mart’taki devlet başkanlığı seçimleri ertelenebilecek. Muhalefete göre sıkıyönetim diktatörlük uygulamalarını artıracak, seçimlerin ertelenmesine neden olabilecek.

► AB/ABD yardımı: Ekonomik krizdeki Ukrayna acilen ihtiyacı olan ABD ve AB mali yardımlarını mobilize etmek istiyor. Batı nezdindeki öneminin farkında olan Kiev, Rusya’yı üzerine çekerek Washington’ı daha fazla desteğe zorlayacak hamleler yapıyor.

► Minsk anlaşması: Ukrayna 2014’teki iktidar değişiminin ardından fiili olarak ikiye bölündü. Rusya yanlısı ayrılıkçı cumhuriyetlerle yaşanan savaş, Kiev’i sıkıştırmış bulunuyor. Minsk anlaşmasıyla çatışmalara ara verilse de, düşük yoğunluklu çatışmalar yer yer devam ediyor. Anlaşmanın bozulması, çatışmaların sürmesi için bir gerekçe lazım.

ABD-RUSYA BİLEK GÜREŞİ
Ukrayna Rusya ile Batı arasında bir “tampon bölge.” Rusya ile Avrupa arasında sıkışıp kalan, tarihi boyunca da bu stratejik konumunun bedelini ödeyen bir ülke. Bundan beş yıl önce patlak veren olayların iç savaşa sürüklediği ülkede oluşan gerilim hatları kriz üretmeyi sürdürüyor. Bu haliyle de Rusya’ya karşı ABD ve Batı’nın elindeki en güçlü kart.
Bilek güreşine giriştiği Rusya’yı dört bir taraftan sarmalamaya çalışan ABD’nin yığınak yaptığı cephelerden olan Karadeniz’deki her türlü gerginlik Batı ittifakına yarıyor. Bulgaristan ve Romanya’yı NATO’ya eklemleyen ABD, Ukrayna’yı ise Rus karşıtı cephenin karakoluna dönüştürdü. Ukrayna üzerinden Karadeniz’i üs edinen ABD, buradaki varlığını her geçen gün artırıyor. Batı’nın Ukrayna üzerinden kendisini çevrelediğini gören Moskova ise karşı hamlelerle Ukrayna’yı kaptırmama arayışında.

GÜRCİSTAN’DAN ALINACAK DERS
Ukrayna’nın iç savaşa sürüklenerek bölünmesinde ülkedeki aşırı sağcılarla, Rusya karşıtı ABD/AB destekli Batı yanlısı muhalefetin payı büyük. Gürcistan’da Şaakaşvili liderliğindeki sağ muhalefetin Batı desteğiyle oynadığı kumarı kaybetmesi nasıl ülkeyi parçalara böldüyse, benzer senaryo Ukrayna’da da gerçekleşti.

Kasım 2013’te dönemin iktidarının AB yanlısı anlaşmayı iptal etmesiyle sokağa çıkan sağ muhalefet “Maidan Devrimi”yle iktidarı alaşağı etti, işbaşına gelen neo faşist yönetime tepki olarak ülkenin doğusunda Rusya yanlıları iki farklı cumhuriyet ilan etti. Kırım ilhak etti. Doğu Ukrayna’da sınırları değişti, 5 binin üzerinde kişi yaşamını yitirdi ve büyük bir insani trajedi doğdu. Gürcistan örneği Ukrayna’ya ders olmalı. Batıya fazla güvenin sonu Gürcistan için felaket olmuştu.