Ekrem İmamoğlu bayram tatilinin bir bölümünü Doğu Karadeniz’de geçirdi. Trabzon, Giresun ve Ordu’yu kapsayan gezisinde yoğun ilgi ile karşılaşan İmamoğlu, bayram sonrasına moralli girdi. 23 Haziran seçimlerine yaklaşık iki haftalık bir süre kalmışken deyim yerindeyse adaylar seçmene bire bir markaj uyguluyor. İstanbul’da bulamadığı seçmeni tatilde yakalayıp oy istiyor. İstanbul’da yoğun nüfusa sahip Sivas, Ordu, Diyarbakır, […]

Karadeniz faktörü seçimin kilidi

Ekrem İmamoğlu bayram tatilinin bir bölümünü Doğu Karadeniz’de geçirdi. Trabzon, Giresun ve Ordu’yu kapsayan gezisinde yoğun ilgi ile karşılaşan İmamoğlu, bayram sonrasına moralli girdi.

23 Haziran seçimlerine yaklaşık iki haftalık bir süre kalmışken deyim yerindeyse adaylar seçmene bire bir markaj uyguluyor. İstanbul’da bulamadığı seçmeni tatilde yakalayıp oy istiyor. İstanbul’da yoğun nüfusa sahip Sivas, Ordu, Diyarbakır, Giresun, Trabzon gibi şehirler en gözde merkezlere dönüşmüş durumda. Binali Yıldırım Sivas ve Diyarbakır’ı tercih ederken İmamoğlu rotayı doğduğu topraklara çevirdi.

Ordu, Giresun ve Trabzonlu seçmen İstanbul seçimlerinin anahtarı durumunda. Bu coğrafyada doğan yaklaşık 1 milyon civarında bir seçmen İstanbul için oy kullanacak. Bugüne kadar AKP’nin adeta oy deposu olan ve seçimlerin kazanılmasında önemli role sahip bu üç il artık Erdoğan için çantada keklik değil. Ekrem İmamoğlu bölge insanının gönlünde hatırı sayılır bir yer edinmiş durumda. Ziyaretleri sırasında yaşanan yoğun ilgi bunun en açık göstergesi. Bu ilginin küçük bir bölümünün dahi oya dönüşmesi İmamoğlu’nun seçimleri kazanmasında yeterli gelebilir.

MERKEZ SAĞ TABAN KARASIZ

Karadeniz Bölgesi’nde merkez sağın her dönem gücü olmuştur. Demokrat Parti’den ANAP’a kadar uzanan dönemde Karadeniz’in neredeyse tüm ilerinde sağ birinci parti olmuştur. AKP tüm merkez sağ oylarını bünyesinde toplamayı başardı. Bunda Erdoğan’ın Rizeli oluşunun payı da var. Çok uzun yıllar sonra merkez sağ Erdoğan dışında bir politikacıya ilgi gösteriyor. Şu anda İmamoğlu bölgenin nerdeyse birinci siyasi figürü haline gelmiş durumda.

Bu sadece miting görüntülerine bakarak yaptığımız bir değerlendirme değil. Bayram boyunca sahadan aldığımız hava da bu yönde. Trabzon sokaklarında fanatik AKP’liler dışında Ekrem İmamoğlu “bizim çocuk” olmuş durumda. Trabzonlular İmamoğlu’na bakınca CHP adayını değil kendi topraklarında büyüyen bir ismin başkan olma ihtimalini görüyor. Bu da seçmen davranışında radikal değişimlere yol açabiliyor. AKP’nin şu ana kadar çözemediği duygu da bu.

KARADENİZ’DE DE ARAYIŞ VARSA

Tüm şehirlerde parti mitingleri kalabalık geçer. Gerekirse çevre illerden insan taşınarak meydanlar dolar. İmamoğlu’nun Karadeniz’de yaptığı mitingleri sadece kitle sayısı olarak değerlendirmek çok yeterli sonuç vermez. Bölgede yaşanan şey daha derinlerde. Sokaklarda gezince çok uzun yıllar sonra ilk kez siyasi bir arayışın olduğuna tanık oluyorsunuz. Çocukluğumun CHP-AP dönemine benzer yüksek sesle tartışmalarına tanık olmak şaşırtıcı oldu. Neye oy vereceği önceden belli bir kitleden de söz etmiyoruz. İlk kez oy kullanacak gençlerde ve kadınlarda farklı bir sese ihtiyacı çok net görmek mümkün. Merak duygusu Karadeniz’e geri gelmiş. Uzun Sokak’ta “artık yeter” sesleri geliyorsa dip dalgası suyun yüzüne doğru hareketlendi demektir.

***

Pontusçuluk bir denemeydi

31 Mart sürecinde başlayan, İmamoğlu’nun etkisi artıkça dozajı yükselen ve nihayet Erdoğan’ın söylemlerine de yerleşen Pontusçuluk AKP’nin seçim öncesi denemesini yaptığı, halk üzerinde etkisini sınadığı bir argüman oldu.

Seçmene verilen mesajda Pontus sadece Rumluk olarak değil aynı zamanda Hıristiyanlık olarak da kodlandığı için İslam’la Haçlı’nn mücadelesi olarak sunuldu. Bundan nasıl sonuçlar çıktı bayram sonrası göreceğiz. Muhafazakâr Türk ve Kürt seçmeni aynı anda kesen ve hoşnut kılan Karadenizlilerde de ciddi çözülmeye yol açmayan bu arğüman mantıklı bir hamle gibi gelebilir. Ama ilk izlenimler öyle olmadığını gösteriyor.