‘Kazım Koyuncu çok büyük bir adım attı. Karadeniz müziğinde çığır açtı. Hakikaten bir devrim yaptı diyebiliriz’

Karadeniz’in ezgileri Koliva’dan

MEHMET EMİN KURNAZ
@m_emin_kurnaz

Karadeniz’den Yüksek Dağlara Doğru’ sloganı ile müzik hayatına başlayan Kolivai ismini, kendi yörelerinde tarlalara kurulan dört ayaklı bir yapıdan alıyor. Grup, 2014 yılında “Yüksek Dağlara Doğru”, 2017 yılında ise “Nafile” ile sevenlerinin karşısına çıktı. 2017’de yeni teklisi “Bile Bile”yi müzikseverlerin beğenisine sunan Koliva ile Karadeniz ezgileri olmak üzere müziğe bakış açılarını konuştuk.

Koliva’nın çıkışında Karadeniz kültürüne sahip çıkma iddiası var. Bu müziğin modernize olmasında Kazım Koyuncu’yu anmadan geçemeyiz herhalde. Koliva’nın duruşu tam olarak neresi?

İlhan Gülten: Kazım Koyuncu çok büyük bir adım attı. Çığır açtı Karadeniz müziğinde, hakikaten bir devrim yaptı. Bizim o süreçten sonraki dönemde, Gülbeyaz dizisiyle Kazım Koyuncu çok tanındı. Karadeniz müziği bir popüleriteye ulaştı. Belli kitlelerce benimsendi ve dinlenmeye başlandı. Ondan sonraki süreçte de Karmete ve Volkan Konak çıktı. Hem müziğimizi tanıttılar hem de duruşları iyiydi. Bir oluşum içerisine girdi Karadenizliler. O süreçten sonra kendimizi daha iyi ifade etme şansı bulduk. Bu süreçte medya biraz bizden, Karadenizli müzisyenlerden faydalandı.

Dönem dönem medyanın öne çıkarması olabilir ama sadece Karadeniz müziği mi?

İ.G.: Kesinlikle öyle ama Karadeniz müziğinde çok farklı bir duygu var. O duygu o kadar genel bir duygu ki . Karadenizli olanı da içine alıyor olmayanı da.

Peki bu duyguyu nasıl tanımlarsın? Nereden gelen bir şey mesela?

İ.G.: Bu tamamen samimiyet. Bir de doğa. Şu anki şarkıcılardan bahsediyorum. Vokalleri dinlediğinizde o vokalin bir yörede mi büyümüş yoksa yöre dışında mı olduğunu ayırt edebiliyorsunuz. Bence sebebini Barış açıklasın.

Barış Başural: Lazca biliyorum. Dil bilmekle şarkı söylemek farklı şeyler. Ama şiveyle bunu yaptığınız zaman onu oradaki tını olsun, duygu olsun aktaramıyorsunuz. Duyguya sahip olsanız bile aktarmak için bir araca ihtiyacınız var. Deforme edilmiş kelimeleri günlük hayatta kullanırsanız sıkıntı yok. Ama şarkıda orjinalinin dışında kullanılması çok rahatsız ediyor. Her şeyin orijinal olması lazım. Doğru ses, oraya sahip doğru bir insan, orada yetişmiş duygu olarak o yöreden çıkmış bir şarkı...

Peki sizin Lazca ya da Hemşince söylemek gibi bir projeniz oldu mu?

İ.G.: Bizim her albümümüzde Lazca bir eser var. Çünkü grup içersinde Lazlar ağırlıklı. Baba tarafından Hemşinliyim anne tarafından Lazım . Hemşin kültürüne yönelik eserlerimiz zaten çok fazla. Ama Hemşincem yok çünkü ben Hemşin kültürüne çok hakim bir solist değilim. İlerde bir gün belki sadece dillerle alakalı bir albüm yapabiliriz. Genç ve dinamik bir grubuz. Üçüncü albümümüzü tamamen yeni bestelerden oluşan bir albüm yapacağız dedik ama belki bir proje albüm de olabilir. Etnik dilleriyle alakalı. O yöredeki kültürlerle alakalı olabilir.

Kolay tüketen bir toplumuz

Bugün vasatça üretilip kolay tüketilebilen bir pop kültürü söz konusu. Yani bu sadece pop kültürü değil aslında bir çok şeyde geçerli olan bir durum, nitelikli olanı nasıl ayırt edeceğiz?

İ.G.: Bizim en çok koktuğumuz şey buydu, önceden bir şarkı 3-4 sene önce üç milyon beş milyon izlendiğinde bu çok büyük bir rakamdı. Şimdi bir şarkı çıkıyor ve şarkı 2-3 günde milyona ulaşıyor. Ama bakıyorsunuz sanatçının konserleri boş... Bazıları hiç konser yapamıyor.

Müzik bir lüks gibi görülüyor

B.B.:Yaşadığımız bu ülke içersinde kafamızı rahatlatmak için bir dolgu malzemeleri ihtiyacımız var mı yok mu bilmiyorum. Benim şahsi olarak ihtiyacım yok. Ben spor yaparım, başka bir şey yaparım, kafamı, ruhumu rahatlatmak için öyle bir şey kullanabilirim. Ama bu kadar izleniyorsa demek ki insanlar bizim basit gördüğümüz şeylerle geçiştirmeye çalışıyorlar. Müzik bize lüks bir şey olarak gözüküyor. Müziğin biraz daha aktif olarak kullanıldığı Batı’ya bakıyorsunuz bizde mesela bin tane albüm üretiliyorsa orada on bin tane üretiliyor. Çocuk yaşta adam evde çocuğunu müzikle büyütüyor. Hayatın içerisinde her yerinde müzik var. Müzikle yetişen bir insanın eğitimi farklı oluyor bence ve daha sonra da bu karakterine yansıyor.

Müzik eğitimini temelden mi almak lazım?

B.B.: Tabi. Temelden almak lazım . Hurafelerle, ıslık çalınmaz yok o gelir. Teknoloji, telefon konusunda geride kalmıyoruz ama dünya müzikle ilgileniyor, dünyada iş insanları bir arya geldiklerinde iş konuşmuyorlar müzik konuşuyorlar. Sanat konuşuyorlar. İnsanı insan yapan, insani özellikleri çıkaran şeydir sanat. Biz şu anda kültürel tanıtım yapıyoruz, bunu yaymak için ne gerekiyorsa yapılmalı ve müzik her zaman ayakta kalmalı.

Son dönem rap müzik hatta bazı türküler de bazı popüler diziler sayesinde ünlü oluyor ya da tekrar gündeme geliyor. Bu güzel bir gelişme teknolojinin olumlu tarafları da var aslında böyle ama biz bu tarafları yerine olumsuz yönlerini alıyoruz.

Bugün Acid Pauli gibi gruplar var, mesela Selda Bağcan'ın yorumladığı bir parçanın remiksinı yaptılar ve başarılı bulundu. Böyle çalışmalar olumlu değil mi?

B.B.: Evet o güzeldi, eğer yakışıyorsa bu güzel, doğru bir şey anlatıyor demektir. Burda kesin bir kalıba sokmak yanlış zaten. Denenebilir, yapılabilir. Kesinlikle basmakalıpların içerisine sığınmıyoruz. Yeniliğe açığız ama dejenerasyona uğramadan her şeyi denemek istiyoruz. Sadece karadeniz mizği de değil. Anadolu türküleri de okuyoruz, Neşat Ertaş, Aşık Veysel okumayı da çok seviyoruz. Mahsuni Şerif türküleri okuyoruz. Sahnede bağlamayı kullanıyoruz. Akordiyonumuz da var. Önemli olan bize göre emektir.

Geçen sene çıkan Nafile albümünüz beklentilerinizi karşıladı mı?

Caner Parlagı: Nafile albümünde grup sinerjimizi albüme tam yansıtamadık. Düzenlemeler çok abartılı geldi bize. Kendi albümümüzü eleştirdik. Çok fazla yaylı kullandık. Dışardan gelen eleştirileri de topladık. Sahnedeki performansımızı albüme tam olarak yansıtamadığımızı düşündük. Daha iyisini umarım üçüncü albümde yapacağız diyoruz. Üçüncü albümümüz tamamen beste ağırlıklı olacak .

Ne zaman çıkacak belli mi?

C.P.: Henüz repertuarı oluşturmadık, şarkılarımız var bunlar kendi yaptığımız şarkılar. Az önce Barış'la onu konuşuyorduk. Son dönemde kendini tekrar eden coverlar var. Biz bunun dışına çıkıp on şarkılık bir albümle grubun kendine ait bestelerine imza atmak istiyoruz.