Karadeniz kasırgası nedir, Türkiye’de kasırga görülebilir mi?

Bir “blackane”, yani Karadeniz Kasırgası, Karadeniz’de meydana gelen kasırga-benzeri siklonlara verilen isimdir. Karadeniz tarihinde hiçbir siklon, gerçek anlamıyla bir kasırgaya dönüşmemiştir; ancak 2 ayrı fırtına buna çok yaklaşarak quasi-kasırga (“neredeyse-kasırga” veya “yarı-kasırga”) olarak adlandırılmıştır.

Bir siklon, genellikle rüzgar nedeniyle oluşan güçlü ve dönen girdaplardır. Farklı coğrafyalarda siklonlara farklı isimler verilebilmektedir: Bunlar arasından en popüler olanları, Kuzey Atlantik ve Doğu Pasifik sularında meydana gelen kasırgalar ile Batı Pasifik veya Kuzey Hint Okyanusu’nda meydana gelen tayfunlar gibi siklonlardır.

Genellikle “kasırga” adıyla bildiğimiz bu güçlü girdaplar, çoğunlukla okyanuslarda meydana gelirler; çünkü okyanusların yüzey alanı ve kapladıkları coğrafi bölgeler bir denize göre çok daha geniştir. Ayrıca tropik siklon olarak da adlandırılan bu kasırgalar, neredeyse her zaman tropik coğrafyalarda (ve buralardaki büyük su birikintilerinde) oluşurlar. Bu siklonlar, Coriolis Kuvveti dolayısıyla Kuzey Yarımküre’de saatin ters yönünde, Güney Yarımküre’de saat yönünde dönerler.

Fakat bu, uygun şartlar altında, hele ki iklim krizinin ekstremleştirdiği şartlar altında denizlerde de kasırga (veya kasırga-benzeri siklonlar) oluşamayacağı anlamına gelmemektedir. Bunun en yaygın örneği, Akdeniz’de meydana gelen tropik-benzeri siklonlardır. Bunlara Akdeniz’in İngilizce ismi olan “Mediterranean” ile kasırganın İngilizce ismi olan “hurricane” sözcüklerinin birleşiminden ötürü medicane veya ak kasırga denir. Ancak bunların tropikal özellikte olup olmadığı tartışmalıdır.

Bundan daha da nadir olanı, Karadeniz gibi görece ufak bir denizde deneyimlenebilen siklonik rotasyonlardır. Bunlara Karadeniz’in İngilizce adı olan “Black Sea” ile “hurricane” sözcüklerinin birleşiminden ötürü blacane veya kara kasırga da denmektedir.

Karadeniz’deki siklonlar neredeyse hiçbir zaman gerçek bir kasırga boyutuna ulaşamazlar; ancak Karadeniz’e yönelik gözlem tarihinde 2 kez, Akdeniz’dekilere benzer kasırga-benzeri siklon oluşumu gözlenmiştir. Eğer iklim krizinden bihaber olsaydık, bunların rastgele 2 tarihte olmasını beklerdik. Ancak her iki kasırga-benzeri oluşum da son 20 yılda yaşandı: İlki Ağustos 2002’de, ikincisi Eylül 2005’te.

Akdeniz, hele ki Karadeniz’deki siklonların okyanus kasırgalarına göre daha küçük olmasından ötürü bunlara kimi zaman quasi-tropikal siklon da denebilmektedir. Örneğin 25-29 Eylül 2005’te Karadeniz’de oluşan yukarıdaki siklon, maksimum 300 kilometre çapa ulaşmıştır. Tepe bulutlarının sıcaklığı -50 ila -33 derece olarak ölçülmüştür ve bu, onu tropopoza, yani atmosferin troposfer ve stratosfer katmanları arasındaki katmana kadar ulaşan, yüksek bir siklon yapmaktadır. QuikScat tarafından yapılan ölçümlere göre rüzgar hızı bu siklon sırasında saatte 72-90 kilometre hıza ulaşmıştır. Bu hızlar, her ne kadar Atlas veya Pasifik okyanuslarındaki kasırgalar kadar yıkıcı etkiye sahip olmasalar da, Kırım ve Odessa’dan İstanbul’a yapılacak cruise seferlerinin ertelenmesine neden olacak düzeyde absürt bir hava kötüleşmesiyle sonuçlanmıştır.

10 Ağustos 2021 itibariyle Orta-Batı Karadeniz üzerinde bir siklon oluşumu ihtimali üzerinde durulmuştur; ancak bir quasi-kasırganın oluşması beklenmemektedir. Hava Delisinin Not Defteri sayfası şöyle anlatıyor: Şu anda (10 Ağustos) Orta Karadeniz’de devam eden yağışlara ilaveten ayın 14’ünde ICON ve ARPEGE modelleri Ukrayna kıyılarında Quasi (hemen hemen) Tropik Siklon oluşacağını tahmin ediyor ve rotası şu an için bu modellerde Sinop ve çevresi gözükmekte. Diğer modeller düne kadar (9 Ağustos) bu senaryoları desteklemiş olsa da bugün ICON ve ARPEGE modelleri dışında bu tip yıkıcı senaryolara rastlamıyoruz.


Kaynak: evrimagaci.org/karadeniz-kasirgasi-blackane-nedir-turkiyede-kasirga-gorulebilir-mi-10840