Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Karaismailoğlu, Yap-İşlet-Devret projelerinde hesap hatası bulunmadığını savundu. Soruları yanıtlayan Karaismailoğlu, “Yap-İşlet-Devret'te kredi ile ev almış gibi ödeme yapıyoruz” dedi.

Karaismailoğlu’ndan ‘Yap-İşlet-Devret’ savunması: Kredi ile ev almış gibi ödeme yapıyoruz

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Bakanlığın Yap İşlet Devret (YİD) projelerinde verdiği garantilerde yüzde 90’a varan hesap hataları eleştirilerini “burada hesap hatası yok” diye yanıtladı. Dünya gazetesinden Maruf Buzcugil ile Hüseyin Gökçe’nin sorularını yanıtlayan Bakan İsmailoğlu, “kredi ile ev almış gibi taksit ödemesi yapıldığını” bildirdi.

Antalya Havalimanı işletme hakkıyla ilgili 2 milyar 138 milyon dolarlık tutarın ay sonunda hesaplara geçeceği söyleyen Karaismailoğlu, önümüzdeki dönemde demiryolu yatırımlarına ağırlık verileceğini ifade etti. Maliyeti artan yolcu taşıyanlar için mutlaka iyileştirme yapılacağını belirten Karaismailoğlu, havayolunda ise 599 liralık fiyat üst limitinde artış taleplerini değerlendirdiklerini söyledi.

Dünya Gazetesi Ankara Sohbetleri’ne konuk olan Bakan Adil Karaismailoğlu, soruları yanıtladı.

Kamuoyunda çok tartışılan Yap-İşlet-Devret (YİD) ve Kamu Özel İşbirliği (KOİ) modelini en çok kullanan bakanlığın başında birisi olarak sistemi siz nasıl değerlendiriyorsunuz?

"1970’li yıllarda devlet aklı olsaydı, 1. Köprü (İstanbul) tamamen YİD yapardı, devlete yükü olmazdı. Devletin yatırım bütçesinin tamamı o zaman 1. Köprüye gitmişti. O zaman fizibıl proje olarak geçiş ücretlerinden ciddi gelir elde edilirdi ve Anadolu’daki bütün projelerin finansmanı da bu gelirlerden karşılanırdı. O dönem bütün yatırımlar İstanbul’a yapıldığı için o bölge gelişti, Anadolu eksik kaldı. Turgut Özal karayoluna önem vermiş ve demiryolunu ikinci planda bırakmıştı.

Büyük yatırımcı kuruluşların master planı olması lazım. Yapıma başlamadan önce mutlaka master plana ihtiyaç var. Yani 5 defa düşünüp bir adım atmak lazım. Bizim az paramız var, bu parayı iyi değerlendirmemiz lazım. Bunun da olmazsa olması planlama.

AK Parti hükümetlerinin başladığında karayolu altyapısı 6 bin 500 km ve çok yetersizdi. Bunu 28 bin 500 km’ye çıkardık. Karayolu belli aşamaya geldi ve oturdu diyebiliriz. Havayolunda da benzer şekilde, havaalanı sayısı 26’dan 56’ya çıktı. Rize, Artvin, Çukurova bu yıl bitirilecek, Tokat da bu ay sonunda açılacak. Bütün altyapımız tamamlanmış olacak."

Demiryollarındaki durum nedir?

"Aslında demiryoluna da çok yatırım yaptık ama henüz çok görülmedi çünkü öncelikle eski 10 bin km hattı yeniledik, bundan sonra üzerine ilave ediyoruz. Demiryolu 1.300 km’si hızlı tren olmak üzere 13 bin km’yi geçti. İnşallah bundan sonra demiryoluna ağırlık vereceğiz. Karayolu altyapı eksikliğinden dolayı yatırımın yüzde 65’i karayolu ağırlıklı oldu. Demiryolu bu yıl itibarıyla yüzde 50’ye yaklaştı. Karayolun biraz daha aşağı çekeceğiz ama bitmez tabii ki. Demiryollarının yatırımlar içindeki ağırlığı yüzde 60’a kadar çıkacak.

Ankara-İzmir, Halkalı-Kapıkule hatları var. Ankara-Sivas’ta çok küçük eksiklikler kaldı, bu hattı yılsonuna kadar açacağız. Karaman’a uzanmıştık, buradan Niğde ve oradan da Mersin’e ineceğiz. Adana, Osmaniye Gaziantep önemli."

"UZAYDA 35 YIL SONRASINI GARANTİYE ALDIK"

Uydu ve uydu teknolojisi alanında ne gibi çalışmalar yapılıyor?

"Uzayda bulunmak, yörünge haklarını devam ettirebilmemiz için haberleşme uydularını mutlaka kullanmamız gerekiyor. Yoksa belli süre sonra yörünge hakkımız da elimizden alınabilir. O şekilde biz kendimizi 35 yıl sonrası için garantiye aldık. Orası da Türkiye’nin mülkiyetinde olan, bize ayrılmış bir alan var. Bu gönderdiğimiz 5A ve 5B 25 senelik uydular, 5A TV uydu yayıncılığı alanında hizmet veriyor, 5B haberleşme hizmeti veriyor. Bunlar ticari uydular ve buradan para da kazanıyoruz. Bunun daha ilerisi 6A yerli milli uydumuz, Ankara’da imalatları devam ediyor. 2023 sonunda gönderdiğimizde kendi uydusuyla uzayda temsil edilen 10 ülkeden birisi olacağız. Türk mühendisler 5A ve 5B de yerli malı komponentler kullanıldı."

"KREDİ İLE EV ALMIŞ GİBİ…”

"Aslında burada yapılan hesap hatası değil, yapılan yatırımın ilgili yıla karşılık gelen tutarlardır. Yani bunu hata olarak karşılaştırmamak lazım. Buraya 10 birim yatırım yapmışsınız, bu yatırımın ne kadar sürede geri dönebileceğini hesaplıyoruz. Başka bir ifade ile işletme sürecinde geri dönüşünün finansal modeli. Araç sayısı veriyorsunuz ama bunun ücret olarak karşılığına bakmak lazım. İstanbul-İzmir otoyolunda belirli dönemlerde sayının üzerine çıkıyoruz, Ankara-Niğde yolunda ise öngörülenin altında kalıyoruz. Sonuçta bu yatırım devletten para çıkmadan yapıldı. Devletin bütçesinden yapsaydık peşin verecektik. Bu kredi ile ev araba almış gibi. Taksitle geri ödeme gibi düşünün. Proje belli, maliyet belli. Kamu bütçesinden ihale edip yapacaksınız, ya YİD ile KOİ ile yapacaksınız ya da dışardan kredi bulup, devleti borçlandıracaksınız, belli sürede geri ödeyeceksiniz. Son demiryolu ihalelerini dış kredili yaptık."

"GEÇİŞ SAYISINI SALGIN DÜŞÜRDÜ"

"Tekrar ediyorum, projeler YİD modeliyle bitiriliyor, yatırımın da belli sürede geri dönüşü için finansal model var. Bunun da belli kısmı kullanıcıdan alınıyor, buradan alınmayan kısmı da devlet ödüyor. Sayıların düşüşünde, salgın sürecinde taşımaların kısıtlanması ve vatandaşın da seyahat etmemesi etkili oldu. Bu sefer kullanmayandan almıyorsunuz, hizmetin karşılığını alıyorsunuz. Yolun alternatifi var, belli yatırım yapılmış, bu tip yollar dünyanın her tarafında ücretlidir. Kullanıcıdan aldığınız zaman adaletli davranıyorsunuz. Bunun modeli böyle."

"AVRASYA TÜNELİ PARASINI ÇIKARIYOR"

"Avrasya tüneli bu konuda çok başarılı ve karşılama oranında yüzde 90'lara ulaştık. Bir de işletme maliyetleri var yolların. Bunu kimse sorgulamıyor. Sırf Avrasya tünelinin yıllık 500 milyon lira işletme maliyeti var. Geçen yıl garanti açığını kapatmak için 400 milyon verdik. Yani hem cebimizden para çıkmıyor, hem de yatırım yapılıyor. Birkaç yıl içinde başabaş noktaya gelecek. Ankara-Niğde de yüzde 60'a çıkacaktır."