BirGün’ün dünkü “Karakış başladı” manşeti vatandaşların halinin ve önümüzdeki aylarda da yaşanacakların detaylı bir fotoğrafını çekmişti.
Bir gece ansızın gelebilirizErdoğan’ın pek sevdiği ve “düşmana korku vermek için” sık sık kullandığı bir replik. Ancak, “her gece ansızın” ve fakat bağıra çağıra gelen zamlar vatandaşların yüreğine korku salıyor.

Dünya Barış Günü’yle başlayan ve sonbaharın tüm güzelliklerini içinde taşıyan Eylül’ün ilk günü, 12 Eylül karanlığını anımsatan zamlarla geldi. Konutlarda kullanacağımız doğalgaza yüzde 20.4, elektriğe yüzde 20 zam!

Zaten ödenemez olan faturalar kışın ayazına doğru gidilirken daha da ödenemez oldu. Çoluk çocuk battaniyelere sarılacağız, ama ona da zam var.

***

Her Dünya Barış Günü’nde Yugoslav Barış Hareketi’ne sembol olan Miroslav Milankoviç’in hikâyesini anlatacağıma söz vermiştim. Cepheye gidip dün komşu olduğu insanları öldürmeyi de gitmeyip “vatan haini” damgası yemeyi de kendisine yediremeyip Şid kasabasının hayvan pazarında intihar eden 20’li yaşlarındaki Sırp delikanlısı Milankoviç’in hikâyesini.

Bugün dünya, öldürmemek için kendini öldüren Milankoviç’in vicdanından çok uzak! Alman barış hareketinin üzerinde yükselen Yeşiller partisinden hükümete Dışişleri Bakanı olarak giren Annalena Baerbock artık hızlı bir militarist, “savaş aktivisti”! Ukrayna’da çok uzun yıllar sürecek bir savaşa hazırlık yapıyor, bir an önce barış olması için çalışmak yerine.

Oysa, Ukrayna’da silahlar susmadıkça ve Batı savaşın uzaması için elinden geleni ardına koymadıkça “karakışAvrupa’nın da ABD’nin de kapısını gittikçe daha sert çalacak.

***

Üzerinde güneşin batmadığı imparatorluk” denen İngiltere’de bu kış ağır bir “insani kriz” yaşanacağı ve doğru dürüst ısıtılamayan konutlarda çocukların ciğerlerindeki tahribata, beyin hasarlarına bağlı ölümler olacağı uyarıları yapılıyor.
Ukrayna’da savaşı körükleyenlerin başını çekenlerden İngiltere, ısıtamadığı evlerinde çocuklarının ölümüyle yüzleşecek. Yoksul çocuklarının!

İngiltere’de yaşayan okurlarımızdan Genç Köylü birkaç gün önce The Guardian ve The Times’da yayınlanan iki makaleye dikkatimi çekti. Guardian’a konuşan bilim insanları, ödenemez hale gelen yakıt faturaları nedeniyle, “soğuk evlerin bu kış çocukların yaşamına mal olacağından kuşku duymadıklarını” söylüyor, mutlak yoksulluk koşullarında yaşayan 3 milyondan fazla insanı ürkütücü bir kışın beklediğini söylüyorlar.

***

Birleşik Krallık’ta, Ocak 2023’e kadar 45 milyon insanın yakıt yoksulluğuyla karşı karşıya kalacağı tahmin ediliyor ve (uzmanlar) akciğer hasarı, beyin gelişimini etkileyecek ‘toksik stres’ ve eğitim eşitsizliklerinin derinleşmesi nedeniyle ‘milyonlarca çocuğun gelişiminin zarar göreceğini” saptıyorlar.
Savaşa ve liberal politikalara devam!

Devam mı?

The Times gazetesinin YouGov şirketine yaptırdığı ankete göre, liberalizmin de beşiği olan ülkede özel girişimciliğe tanrı kelamı muamelesi yapan Muhafazakar Parti seçmeninin bile neredeyse yarısı (yüzde 47) enerji şirketlerinin kamulaştırılmasını istemeye başlamış. Köylü, gönderdiği The Times makalesinin altına “Bakalım sermayesiz ülkemizde halktan böyle bir talebe/cürete(!) ne zaman sıra gelecek?” sorusunu eklemiş.

Bizde İngiltere’den çok daha ağır sonuçlara yol açacak ve çok daha geniş bir kesimi etkileyecek karakışa doğru giderken bu talep de yükselecektir. Ancak, kamulaştırma talebini asıl yükseltmesi gereken memleketin muhalefet partileri!

Karakış sadece vatandaşların değil, bu talebe sırtını dönenlerin ve “Yoksulluk mu var, işsizlik mi var?” diye vatandaşla alay edenlerin de kapısını çalacak!