Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, yaptığı iki saatlik görüşmede Erdoğan’ın “50+1’in mahsurlu olduğunu anladık” dediğini belirtti. Karamollaoğlu, Erdoğan’ın yüzde 50+1 dışında ekonomi ve dış politikada her şeyin dört dörtlük olduğunu düşündüğünü aktardı.

Karamollaoğlu, Erdoğan’ın görüşlerini paylaştı: 50+1 mahsurlu, ekonomi ve dış politikada her şey dört dörtlük

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la yaptığı görüşmeye dair dikkat çeken aktarımlarda bulundu. Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı seçim sistemindeki yüzde 50+1 zorunluluğu hakkında, “Mahsurlu olduğunu anladık” dediğini belirten Karamollaoğlu, bunun haricinde ekonomi ve dış politikada her şeyin dört dörtlük olduğunu düşündüğünü söyledi.

Görüşme üzerine Gazete Duvar’dan Nergis Demirkaya’ya konuşan Karamollaoğlu, “Her konuyu konuştuk diyemem ama birçok yerde anlaşmamakta anlaştık” dedi.

Erdoğan’ın başkanlık sisteminde revizyon düşünmediğini belirten Karamollaoğlu, bunu, “Sistemde revizyon düşünmüyor. Hiç” ifadeleriyle aktardı.

Karamollağlu, sözlerinin devamında ise Erdoğan’ın sorunlu gördüğü tek konunun yüzde 50+1’lik cumhurbaşkanı seçilme barajı olduğunu belirtti, Erdoğan’ın “50+1’in mahsurlu olduğunu anladık. 50+1’i o zaman bu kadar sıkı bir şeye bağlamamamız gerekirmiş. Onun farkına vardık” dediğini söyledi.

Karamollaoğlu’na sorulan diğer sorular ve yanıtlardan satır başları şöyle

Cumhurbaşkanlığı seçimi için şart olan 50+1 sisteminin değişimi için bir öneri getirdi mi?

Hayır. Öyle bir şey yok. O ittifak olmadan olmaz. Ama bunu görmüş olduk.

Ekonomide, dış politikada birçok sıkıntıdan bahsediliyor. Bunlar gündeme geldi mi?

Aksaklıkları da ifade ettim. Sayın Cumhurbaşkanı, ekonomik yönden de dış politikadaki gelişmeler yönünden de her şeyin dört dörtlük olduğu kanaatinde. Hiç problem görmüyor kendisi. Ben dedim ki, “Size gelen bilgilerde en azından yanlışlıklar, farklılıklar olabilir.” O aynı kanaatte değil.

Artan enflasyon, işsizlik rakamları?..

O konularda Tayyip Bey, Türkiye’nin çok iyi bir noktada olduğunu, muhalefetin bunu abarttığını düşünüyor.

‘SORUN OLMADIĞINA DAİR YAKLAŞIM BENİ ENDİŞELENDİRDİ’

Sorun olmadığına dair yaklaşım sizi endişelendirdi mi?

Ben endişe ediyorum. Kendisine de dedim. Yürütme makamında bulunan kişinin danışmanları veya arkadaşları yanlış gördüğünü açıkça söyleyecek ve bu sözünden dolayı da zarar görmeyecek insanlar olması lazım. Bunlar olmuyor.

İki saati geçen görüşme sonrası yorumunuz nedir?

Neredeyse temas etmediğimiz konu kalmadı. Birçok noktada anlaşmadığımızı anladık. Ona da yapacak bir şey yok.

AK Parti’de revizyon beklentisi var. O nedenle size sistemde bir revizyon önerisi ile gelseler tutumunuz ne olacak diye sormayı planlıyordum. Sorum boşluğa düştü sanırım.

50+1 dışında bugünkü sistemde en ufacık bir problem görmüyor.

SAADET PARTİSİ’NİN POZİSYONU

Bu görüşmeyle ilgili Saadet Partisi Cumhur İttifakı’na mı katılacak yönünde sorular soruldu, yorumlar yapıldı. Görüşmede bu konu gündeme geldi mi?

Hiç girmedik. Biz Cumhurbaşkanlığı sistemine geçerken kendisi ile görüştük, denetlenemeyen bir Cumhurbaşkanlığı sistemine rıza göstermeyeceğimizi ifade ettik. Onun üzerine bize ilk olarak Uçum’u (Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Başkanı Mehmet Uçum) sonra bugünkü Meclis Başkanımızı (Mustafa Şentop) gönderdi. Güzel bir sohbetin ötesine gitmedi. Biz de, “Burada olamayız” dedik, referandumda aykırı oy kullandık. Seçimlere giderken de Millet İttifakı’nın içinde yer aldık. Ben yine aynı noktadayım. Seçim kararı alınmadan ittifaklar oluşturmak kamplaşmayı artırır. Israrla bu düşüncemi söylüyorum. Ama prensip itibariyle Cumhur İttifakı içinde bu sistemi benimseyen bir tutumun içine giremeyiz. Geçmişte de söyledim, şimdi de söylüyorum. Şu an sistem değişikliği konusunda da Millet İttifakı ve diğer katılan partilerle yapılan çalışmaya katılıyoruz. Ama bu “Millet İttifakı içindeyiz ya da dışındayız” diye bir noktaya çekilmemeli. Ama bu konuda Millet İttifakı ile biz de ittifak içindeyiz.