Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda yaptığı açıklamada "Cumhurbaşkanı adaylığında acele etmeme kararlılığındayız. Seçim kararı alınır, 2 gün içinde adayımızı açıklarız" ifadelerini kullandı.

Karamollaoğlu: Seçim kararı alınır, 2 gün içinde adayımızı açıklarız

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, HaberTürk'te yayınlanan Teke Tek programında Fatih Altaylı'nın sorularını yanıtladı.

Cumhurbaşkanı adaylığı, seçim ve Altılı Masa hakkında konuşan Karamollaoğlu, seçimlerin biraz daha erkene alınabileceğini düşündüğünü söyledi.

Adaylık tartışmalarına da değinen Karamollaoğlu, "Cumhurbaşkanı adaylığında acele etmeme kararlılığındayız" diyerek "Seçim kararı alınır, 2 gün içinde adayımızı açıklarız" ifadelerini kullandı.

Sansür Yasası olarak bilinen Dezenformasyon Yasası'nın 'tatbikatının önemli' olduğunu söyleyen Karamollaoğlu, "Tabii ki endişeliyiz. Şu anda genel manada yanıltıcı bilgi vermeyi bu yasa yasaklıyor. Ama yanıltıcı bilgi dediğiniz ne? TÜİK diye bir müessese icat ettiler. TÜİK'in rakamları belli rakamları alıyorlar, ortaya rakam koyuyorlar. Gerçekle mukayese ettiğiniz zaman enflasyonu diğer rakamlara baktığınızda yarısının altında kalıyor. Biz buna elbette itibar edemeyiz. Uygulamayı bir görelim. Sanki biz bu tip meselelerde atılgan ve iktidarı acımasızca tenkit eden üslup içinde olmadığımızın bilinmesine, görülmesine ihtiyaç var. Biz yaşadığımıza göre tavır ve politika belirleyelim. Görelim, fiilen yaşadıklarımızı aktaralım. Onun için dediğiniz yasa aslında okuduğunuzda endişe veren bir yasa. Fakat tatbikatı önemli. Onu harfiyyen makul şekilde uygulamaya kalkarlarsa, arada sırada bir şeyler patlak verebilir. Onu sadece ve sadece muhaliflerin sesini kesmek için kullanırsanız işte o zaman felaket olur. Böyle bir yasa dünyanın hiçbir yerinde yok. Başka yerlerde de abartılar olabilir" şeklinde konuştu.

Karamollaoğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:

'6 PARTİNİN HER KONUDA İTTİFAK ETMESİ MÜMKÜN OLMAZ'

"Bir hata yaptığımız kanaatinde değilim. Geçmişte de bunu söyledim, parlamenter sistemde koalisyonlar parlamento seçimlerinden sonra kurulur. Meclis aritmetiğine göre partiler biraraya geldiğinde meclis çoğunluğunu alıyorsa iktidar kurulur. Önce bugünkü sisteme göre başkan seçilecek, arkasından mecliste çoğunluğa göre Türkiye Cumhuriyeti yönetilecek. Koalisyon şartlarını önceden belirlemek mecburiyetindeyiz. Ekonomi, eğitim, dış politikada ne yapacağız? 6 partinin her konuda ittifak etmesi mümkün olmaz. Asgari müştereklerde birleşerek bunu yapmak mümkün ve biz bunun yapılabileceğine inanıyoruz. 6 aylık sürede konuyu olgunlaştırdık. Belli noktaya geldik. Şimdi ikinci döneme giriyoruz. Artık biz somut politikalarımızı açıklamaya başlayacağız. Cumhurbaşkanı adaylığında acele etmeme kararlılığındayız. Seçim kararı alınır, 2 gün içinde adayımızı açıklarız. Her seçime gidilirken milletvekili adayları önceden belirlenmez. Seçim kararı alındıktan sonra belirlenir. Aday adayları vardır, üzerlerinde müzakere edilir. Belirlenme mutlaka seçim tarihi belirlendikten sonra yapılır.

'KEMAL BEY'İN BİZLE OLMASININ AVANTAJI VAR'

Bana göre Kemal Bey'in türban çıkışı makul bir çıkıştı. Üzerinde tartışılabilir ama şu anda seçime gidilirken en önemli konulardan bir tanesi. İster istemez bazı kesimlerde 'AK Parti seçimi kaybederse türban ne olacak?' deniyor. Kemal Bey burada noktayı koydu. Bizimle beraber olmasının avantajı var. Bunun kanuni temele oturtulması bugüne kadar gündeme gelmiştir. Şu anda hükümet kararıyla iş yürüyor. Ama kanunla olursa herkes kendini rahat hisseder. Cumhurbaşkanı da 'anayasa değişikliği yapalım' dedi. Anayasa kolay değil. Biz kanunu geçirelim, arkasından anayasal teminat altına alalım, ikisinin olması problem çıkarmaz. Tayyip Bey ve diğer taraf için geçerli. 'Anayasa değişikliği istiyoruz' desek de 360'ı geçmeden kazanması mümkün değil. Şahsen Kılıçdaroğlu bugüne kadar attığı adımlara ilave adım. Ben sayın Kılıçdaroğlu'nun son senelerdeki tutum değişikliğini şahsen önemsiyorum. Geldi bizim Kudüs mitingine katıldı. Orada bir konuşma yaptı, herkesi memnun etti. Bugüne kadar CHP genel başkanından böyle bir yaklaşımı millet görmemişti. Benim kanaatim bu çok önemli değişimdir. Bunu sayın Kılıçdaroğlu'nun fark etmiş olması CHP tarafından da önemli. Belli bir anlayışla yüzde 25 bandında kendilerini hapsetmişti. Şimdi bugüne kadar kendisinin dışında kalan topluma mesaj veriyor; ben bundan sonra inançlı kesimlere kesinlikle zarar verecek politikaya yaklaşmayacağım, bu önemli yaklaşımdır.

'CUMHURBAŞKANI ADAYIYLA PROTOKOL İMZALAYACAĞIZ'

Burada bir ittifaka ihtiyaç var. İlle de biz çıkıp 'Saadet Partisi'nden birisi aday olsun' diyecek değiliz. Elbette bizim görüşümüz de alınacak. Cumhurbaşkanlığı adaylığı en önemli konu. Kim olur, o konuda bir şey söyleyemem. Bu masanın mutlaka bir aday çıkaracağına inanıyorum. Bu herkes tarafından tasvip göreceğine inanıyorum. Profili şöyle tarif edeyim; 6 partiyle uyum içinde çalışacak biri olmak mecburiyetinde. Benim kıstasım bu. Bütün partilerle, 6 partiyle kavga etmeyecek, uyum içinde çalışacak. Biz Cumhurbaşkanı adayı belirlendikten sonra Cumhurbaşkanı adayı ile bir protokol imzalayacağız ve millete deklare edeceğiz. Temel prensiplerimiz, nasıl çalışacağız, bakanlıklar nasıl belirlenecek, Meclis'le nasıl uyum sağlanacak. Nasıl davranacak, mühim olan o. Meclis'le ve siyasi partilerle uyum içerisinde çalışması icap eder. Toplum önünde böyle bir taahhütnameye imza atan kişinin sözüne sadık kalacağını düşünüyorum. Kim olur, onu şimdiden söylemek doğru değil.

'KİM İHMAL EDİP TEDBİR ALMAMIŞSA 41 KİŞİNİN KATİLİ ODUR'

Bir defa şunu bilmemiz lazım; herşey kaderdir, kader Cenab-ı Hakk'ın takdir ettiğidir. Yalnız iyiyi de, kötüyü de. Kötü olan insanın kötü niyetiyle olandır. Bir insan kötü bir iş yaparsa mesul odur. Kader diye geçiştiremezsiniz. Bir yerde ihmal etmiş, 41 kişi canını kaybetmiş, kader ne yapalım diye geçiştiremezsiniz. Bu inancı yanlış bir şekilde kullanmaktır. Bu şekilde kaderi gündeme gitermek insanların inancını zayıflatır. Bir insan kendi yaptığı ve yapmadığından sorumludur. Attığı adımdan sorumludur. Size görev verilmiş, madende kaza olmaması için tedbir almışsınız. 15 gün önceden itibaren oradan işçiler diyor, bir koku vardı diyor. Siz madende koku olacak, çalıştırmaya devam edeceksiniz, böyle mantık olmaz. Burada mesul olanlar yöneticilerdir. Sorumsuzluk burada. Buna sorumluluk duygusuyla yaklaşmak mecburiyetindesiniz. İnsanlar tedbirleri almazlarsa cezayı görürler. Kim ihmal edip almadıysa, gözardı ettiyse 41 kişinin esas katili odur. Siz kaderi bu istikamette değerlendirirseniz yanlış. Söylediğimiz her şey söz. Yaratan Cenab-ı Hak. Kader hep yanlış kullanılıyor. Siz Cumhurbaşkanı olduysanız, kaderinizde var olduğu için oldunuz. Onun için kader konusunu çok yanlış işliyorlar. Sayın Cumhurbaşkanın da bu noktada insanları tatmin, teskin için kaderi kullanması bana göre yanlış oldu.

"SEÇİMİN BİRAZ ERKEN OLACAĞI KANAATİNDEYİM"

Milletimiz şunu bilsin; problem olarak Türkiye gündemine gelip de üzerine çalışmadığımız hiçbir konu yok. Belki topluma anlatmakta şu anda aktif gözükmeyebiliriz. Tamamı hakkında raporlarımız var. Seçimin biraz erken olacağı kanaatindeyim. 14 Mayıs'ı bunlar sanki 1950'nin tekrarı mahiyetinde düşünürler diye zannediyorum.