Yepyeni bir hayatı birlikte kurmanın, hayallerimize giden yolu birlikte yazacağımız beyaz bir sayfayı açmanın vakti geldi. Bu hayat bizim, bu ülke bizim, bu öfke bizim. Sokaklarda yankılanan bu ses değiştireceğiz diyenlerin sesi

Karanlık sayfayı kapat yeni bir hayat kurabiliriz

Kemal Yılmaz

Sol Genç olarak 5 Nisan günü “Biz Değiştireceğiz” kampanyamızı duyurduk. Bu kampanya, adından da anlaşılacağı üzere gençlik kesimlerini, ülkenin içinde bulunduğu karanlık tabloyu tersine çevirecek öznelerin, gelecek güzel günlerin kurucu iradesinin gençlerin yani bizim elimizde olduğunu vurguluyoruz. Bu vurgunun yapılmasının bir nedeni var aslında. Yine aynı gün yayınlamış olduğumuz “Gençlik Raporu: Genç İşsizlik, Geleceksizlik ve Umut” metninden çıkan sonuçta da belirttiğimiz gibi gençliğin, arkadaşlarımızın büyük bir kısmının genel eğilimi ya bir şekilde bu ülkeyi terk etmenin yollarını bulmaya çalışmak ya da tüm bu baskıcı, gerici, karanlık düzenle savaşmaktan ümidini keserek kendi kabuğuna çekilmek olduğunu görüyoruz.


Umutsuzluk dalgası

Geleceğimizin bu kadar belirsiz olduğu, birçok genç arkadaşımızın geleceğine dair hayal kurmasını bırakın bugününü bile tahayyül edemediği, geçim sıkıntıları yaşadığı, psikolojik bunalımlarla boğuştuğu bir tablo içerisinde bu eğilimler büyük bir orana ulaşmış durumda. Fakat bunlar gerçekçi çözümler değil. Gençlik içinde zaman zaman artan umutsuzluk dalgası ülkeyi terk etmeyi dahi bir çözüm olarak sunuyor. Biliyoruz ki yurtdışında göçmen olarak yaşamanın da ayrı zorlukları var. Ayrıca yurtdışına gitmek tamamen özgür ve demokratik bir yaşama erişmek anlamına da gelmiyor. Sömürü düzeni, kapitalizmin içinde olduğu yapısal krizin getirdiği sıkıntılar yine karşımıza çıkıyor. Kendi kabuğumuza çekilmek de bir çözüm değil. Bu siyasal İslamcı ideoloji orada da rahat bırakmıyor bizi. Önce sokaklardan başlayıp, sonra üniversitelerimize, hatta içine çekildiğimiz dar kabuklara dahi müdahale etmekten geri durmuyor.

Geleceğimizi istiyoruz

Bu karamsar tablo ve gençlik içindeki genel eğilimleri kıran hareketlenmelere de tanık oluyoruz. İşsizliğin, geleceksizliğin tavan yaptığı bu günlerde, bu köhnemiş tabloya gelen tepkiler üniversitelerde, sokaklarda, meydanlarda dalga dalga yayılıyor. Kendi yaşam alanlarımıza sahip çıkmaktan geri durmayan arkadaşlarımız, eğitim sistemine ve yaşam tarzlarına yapılan müdahalelere her fırsatta sözünü söyleyen liseli dostlarımız, bizler; artık diyoruz ki bu sistem canımıza tak etti, toptan değiştirelim. Sokaklarda yankılanan bu ses bizim sesimiz, değiştireceğiz diyenlerin sesi...

Mahkum değiliz

Bu sistemin bize vaat ettiği şeyler işsizlik, geleceksizlik, çöken bir ekonomi, içi boşaltılmış anti-demokratik bir eğitim sistemi… Bunlara mahkum değiliz. Memlekete sahip çıkarak, kendi kabuklarımızdan çıkıp dayanışmayla bir araya gelerek bu tabloyu tersine çevirmek mümkün, biliyoruz. Madem bu kadar öfkeliyiz, madem bu memleket bu ülke bizim, madem önümüzde yaşayacağımız kocaman bir hayat bizim, o zaman bu düzeni değiştirecek olanlar da bizleriz. Hiçbir derdimizden anlamayan, seçim dönemlerinde oy potansiyeli olarak görmek dışında bizlere dokunamayan yaşlı siyasetçilere muhtaç değiliz. Bir hayalimiz var ve bu hayali hep birlikte gerçek kılabiliriz. Yıllardır önümüze konulan bu karanlık sayfayı artık yırtıp parçalamanın ve tarihin çöplüğüne atmanın vakti geldi. Yepyeni bir hayatı birlikte kurmanın, hayallerimize giden yolu birlikte yazacağımız beyaz bir sayfayı açmanın vakti geldi. Bu hayat bizim, bu ülke bizim, bu öfke bizim. Biz değiştireceğiz.