Günlerdir her yerde bir panik var. Çin’in Wuhan şehrinde ortaya çıkan Covid-19 - Koronavirüsü’nün haberleri yayılmaya başladığında işin ciddiyetini fark etmiştik. Derken olaylar çok hızlı gelişti. Avrupa’da ölümler başladı, İran ne olduğunu bile anlamadan darbe aldı. İtalya gerçekten çok kötü günler geçiriyor.

Önce DJ’ler ve sanatçılar etkinliklerden ufak ufak yan çizmeye başladı haklı olarak. Mevzu sanat çevresini vurmaya başlamıştı. Örneğin geçen hafta Paul Kalkbrenner, Zorlu PSM’de gerçekleştirilen Sonar’ı da etkileyen “seyahat etmeme” kararını açıkladı. Ben kendisine hak verdim. Şu durumda kim havalimanlarından geçerek, uçakları kullanarak binlerce terleyen insanın karşısına çıkmak ister ki? Yalnız aklıma takılan tek bir mevzu var. Koronavirüs yeni bir şey değil, virüsün Avrupa’da dolaştığı biliniyordu, Kalkbrenner bu kararı neden son ana bıraktı acaba? İçimde bir şüpheyle de olsa gittim festivale, geçen yıla göre katılım biraz düşük gibi geldi ama bu yılın kadrosu bence çok ama çok başarılıydı. Skee Mask ve Tsuzing 2019’da en çok dinlediğim prodüktörlerdi. Adam Beyer ise çok sıkı teknosuyla uzun zamandır paslanan kulağımı açtı. Güzel etkinlikti fakat artık insan sokağa çıkarken iki kez düşünüyor.

Bu sırada kültür sanat dünyasında takır takır iptaller ve ertelemeler yaşanıyor. Önceki iki gün boyunca haberler şöyleydi: Salon İKSV 15 Nisan’a kadar, Zorlu PSM ve Babylon Bomonti 6 Nisan’a kadar tüm etkinliklerini erteledi. Memleketin en şahane global festivallerinden İstanbul Film Festivali de ertelendi. Yeni tarihi belli olunca haber veririm mutlaka.

Bu arada bu olay sadece İstanbulla bitmiyor. Sizin şehrinizde de bir konser varsa o konser büyük ihtimalle iptal olmuştur. Spor karşılaşmaları iptal oluyor, Dünyanın en büyük reklam pazarı NBA ligi ilk askıya alınan organizasyonlardan mesela.

Evde ne yapsak?

Ben zaten evden çalışıyorum o yüzden hayatımda pek değişen bir şey olmadı. Ama mesaili çalışıp gündüzleri evinin neye benzediğini bilmeyenler internet kotasına seri yumruklar indirircesine Netflix’e, YouTube’a düşmüş durumdadır. Kotayı sömürmeyin lütfen. Herkese yetsin. Ben şunları yapmanızı tavsiye ederim.

♦ Contagion çok sıkı bir film. Pandemik, virüs, salgın falan gibi kelimeleri duymaktan sıkılmadıysanız, yaşadığımız günleri güzelce özetleyen bir 2011 filmi.

karantina-gunlerinde-ne-yapacagiz-701100-1.
♦ Kamufle’nin yeni albümü 19T’nin 3 şarkılık ilk bölümü yayınlandı. Albümü siz de dinleyin. Önümüzdeki hafta uzun uzun konuşuruz.

karantina-gunlerinde-ne-yapacagiz-701101-1.

♦ James Hakan Dedeoğlu’nun “Bunu Biz İstedik İstanbul” adlı son romanına bugün başladım. Karakarga Yayınları’ndan çıkan kitabın içinde Sadi Güran imzalı muazzam illüstrasyonlar var. Kapak da çok havalı.

karantina-gunlerinde-ne-yapacagiz-701103-1.

♦ Yaklaşık 1-2 aydır sürekli yanımda duran sıkıldıkça rastgele bir sayfasını açıp açıp okuduğum bir kitap var. Hep Kitap’tan yayınlanan “Sanatın önemli Anları”. Tate Editörü Lee Cheshire’nin yazarı olduğu kitap, Rönesans’tan günümüze sanat tarihindeki en önemli 50 olayı anlatıyor. Yazar hem ilginç olayları hem de sanat tarihine yön veren ciddi meseleleri anlatmış. Anlatım esprili ve ilgi çekici. Hep Kitap’ın son dönem yayınladığı kitaplar bana keyif veriyor.

karantina-gunlerinde-ne-yapacagiz-701102-1.

♦ Dün gece uykum kaçınca Marc Maron’un Netflix’teki "End Times Fun" isimli stand-up gösterisi izledim. Uzun zamandır bu kadar güldüğümü hatırlamıyorum. 56 yaşındaki bir adamın gözünden ABD ve dünyada son zamanlarda olup bitenler ve her şeyle kontrolsüzce dalga geçmesi keyfimi yerine getirdi. Alıngan yogacılara ve dini imgelerle dalga geçilmesinden rahatsız olanlara göre olmadığını da şimdiden söyleyeyim.