Karantinadayız bir süredir. Evlere kapandık. En azından olduğu kadar... Karantina denemez buna, köpek gezdirmeye dışarı çıkıyoruz, süt, ekmek falan bitiyor nihayetinde, markete gidiyoruz. Karantina, İtalya’nın, İspanya’nın yaşadığı şey. Biz biraz daha “İşleri durdurduk, olduğu kadar evdeyiz, aidat, elektrik ödemesi artık kısmet” durumundayız. Dışarı çıksak gidecek yer zaten yok. Kaçamak yapamayız kısacası, yapabilecek olsam da yapmam, yapmamalıyız. Ben bol bol iş üretmeye çalışıyorum kendime, yoksa tüm evi yiyeceğim sıkıntıdan. Microcast denen kısa podcast’lerden kaydetmeye başladım. Bol bol radyo programı kaydediyorum. İş üretmezsem olmayacak çünkü. Bizim sektörlerde iş durduğu için kimse kimseden bir şey beklemiyor pek, bunu yeni projelere yoğunlaşmak için kullanmayı kendimce doğru buldum ve uygulamaya geçtim.

İtalya’da karantina sebebiyle evinde kapalı kalanlara Kobo’nun e-kitap arşivleri ücretsiz sunuldu. Sadece İtalya’da değil tüm dünyada koronavirus salgını sebebiyle evinde kalan bizlere ücretsiz müze imkanı da verildi. Louvre Müzesi’ni artık ücretsiz gezebiliyoruz mesela. Biliyor musunuz bilmiyorum Louvre’da Leonardo Da Vinci’nin Mona Lisa’sı sergileniyor fakat tablonun önünde fotoğraf çeken koca bir güruh yüzünden gitseniz bile yaklaşamıyorsunuz tabloya. Sanal müze turu tabloyu doğru düzgün görebilmek adına iyi bir şey kısacası. Londra Doğa Tarihi, New York’taki Guggenheim, Amsterdam’daki Rijksmuseum, Gaziantep’teki Zeugma Mozaik, Berlin’deki Pergamom ve Ayasofya Müzeleri internet üzerinden ücretsiz gezilebiliyor. Tüm dünyada daha pek çok müze vardır böyle gezilebilecek. Gitsek onlarca Euro vermek zorunda kalırdık ki içinde Pergamom (Bergamo) Müzesi’ni de barındıran Berlin’deki müze adası Berlin’de gerçekten en çok para harcadığım yer olabilir. Bu karantina mevzusu gerçekten büyük bir fırsat sundu bu açıdan.

Yurtdışında ve Türkiye’de pek çok mekân ve farklı sektörlerden çeşitli marka Youtube ve ağırlıklı olarak Instagram’dan ücretsiz konserlere de başladı. Yeter ki evimizde kalalım... Ücretsiz bir biçimde evde her şeyi izleyip gezebiliyoruz. Instagram konserlerinin çoğuna göz attım. Sanatçılar gayet güzel şarkılarını söylüyor, kiminin seyircisi onlarca, kimininki yüzlerce, kimininki binlerce. Aklıma şöyle bir şey takılıyor yalnız... Hiç kimsenin şu ana kadar yol ve teknik ekiplerinden grubundan bahsettiğini duymadım. Bahseden ve benim kaçırdığım da olabilir elbet. Sürekli söylediğim, söylemekten sıkıldığım bir hadise var bu yüzden sadece bahsedip geçeceğim, yas durumlarında iptal edilen konserlerin ardından gelen “teknik ekip ne yapsın” başlıklı yazıları yazmaktan ben bıktım. Ama onları da kimse düşünmüyor, bu nasıl iş ben anlamıyorum. Sonunda bir sesçi çıkıp konserde kapatacak masayı, bir ışıkçı indirecek şalteri o olacak. Şehir dışı konserleri iptal, minibüs şoförleriniz ne yapsın? Teknik ekip ne yapıyor? Bu arada parmakla kimseyi gösterecek değilim neticede bir laf vardır “Bir elin verdiğini diğer el görmeyecek” diye. Bilemeyiz kim ekibini düşünüyor kim düşünmüyor... Ama en azından haklarında birkaç kelam edilebilir.

Bu mekânlar etkinlikleri ilk iptal / erteleme kararı aldıklarında milyonlarca dolar zararın altına, tam da o an girmişlerdi. Bu zarar gittikçe büyüyor. Türkiye özelinde konuşuyorum, zaten döviz kurları yüzünden büyüyen gedik, bu iptallerden sonra kapanması çok zor bir duruma gelecek. Bizim kültür sanat endüstrimizin bu açığı kendi imkânlarıyla kapatabileceğini sanmıyorum. Özellikle aydan aya sıfıra sıfır çıkan mekân, bar ve ufak çaptaki işletmeler nasıl toparlar bilmiyorum. Büyük çaptakilerin durumu da bence belirsiz. Peki o mekanların temizliğinden, barından, tuvaletinden sorumlu insanlar ne yapacak? Bunu düşünüyor muyuz? Devlet herkese evde kal diyor da taş mı yiyecek bu insanlar? Sanatçılar sponsorlu konserlerini evlerinin salonunda ellerinde akustik gitarla mutlu mutlu verirken ve beni de mutlu ederken, arkalarındaki ekip ne yapacak dersiniz? Bunun cevabı bende yok maalesef. Amerikalı alternatif metal grubu Deftones internetten satılan tüm kıyafet, şapka vs gibi (merchandize) ürünlerin gelirini yol ekibine verme kararı almış mesela. Herkese evde kal deniyor. Hadi ben kaldım ki zaten evden çalışıyorum, paramı bir şekilde kazanıyorum. Her gün koşturmak zorunda olan kurye, kapanmayan fabrikanın işçisi ne yapacak? Çalıştığı konseri iptal edilen ışıkçı, sesçi, güvenlikçi, temizlikçi ne yapacak? Başkalarını ne zaman düşünmeye başlayacağız?