Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) İstanbul seçimlerini iptal eden kararının üzerinden 13 gün geçti. 6 Mayıs’ta alınan ‘kısa karar’ın gerekçesi hâlâ açıklanmış değil. Kulislerde gerekçeli kararın yarın (pazartesi) açıklanacağı söylense de, benzer bir söylentinin geçen hafta da çıkması akıllarda soru işaretleri yaratıyor. Bu soru işaretlerinin en dikkat çekeni gerekçeli kararın bilerek açıklanmadığına dair. Gerekçeli kararın açıklanmasının […]

Karar da, gerekçesinin yazılmaması da şaibeli!

Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) İstanbul seçimlerini iptal eden kararının üzerinden 13 gün geçti. 6 Mayıs’ta alınan ‘kısa karar’ın gerekçesi hâlâ açıklanmış değil. Kulislerde gerekçeli kararın yarın (pazartesi) açıklanacağı söylense de, benzer bir söylentinin geçen hafta da çıkması akıllarda soru işaretleri yaratıyor.

Bu soru işaretlerinin en dikkat çekeni gerekçeli kararın bilerek açıklanmadığına dair. Gerekçeli kararın açıklanmasının ertelenmesi ve konu hakkında söylentiden ileri giden somut bir adımın olup olmadığına dair belirsizlikler, “Acaba YSK gerekçeli kararı 23 Haziran sonrasına mı bırakmaya çalışıyor?” sorunu gündeme getiriyor.

İşin rengi elbette önümüzdeki günlerde belli olacak. Ancak hali hazırda belirginleşen tablo dahi, içinde bulunulan hukuk katliamını anlatmaya yeterli.

YSK’nin Son yıllarda Türkiye’de siyaset gündemine bu kadar girdiği ilk kararı 2011’e ait. BDP’nin merkezindeki ittifaktan bağımsız milletvekili adayı olan isimlerin başvurularını veto eden YSK, o günden sonra Türkiye hukuk ve siyasi tarihine geçen kritik kararlara imza attı. Ne var ki bu kararların hiçbirinin gerekçesinin açıklanması İstanbul seçimlerinin iptaline dair karar kadar uzun sürmemişti.

YSK’nin 2011’den itibaren aldığı kritik kararlar ve gerekçelerinin açıklanma süresi şöyleydi:

BAĞIMSIZ VETOSU: AYNI GÜN

2011’de BDP’nin merkezinde olduğu Emek, Demokrasi, Özgürlük Bloku’nun bağımsız adaylarının başvurusuna YSK’den vize çıkmadı. Gültan Kışanak, Sabahat Tuncel, Leyla Zana, Hatip Dicle, Ertuğrul Kürkçü, İsa Gürbüz, Salih Yıldız, Abdullah Kızılay, Harun Özcan, Şerafettin Efe, Nezir Sincan ve Çiçek Otlu’dan oluşan 12 ismin adaylık başvurusunu reddeden YSK, 18 Nisan günü verdiği kararla birlikte gerekçesini de açıkladı.

YSK, daha sonra yapılan itirazı kısmen kabul ederek Harun Özcan, Hatip Dicle, Leyla Zana, Mehmet Salih Yıldız, Ertuğrul Kürkçü, Gültan Kışanak ve Sebahat Tuncel’in aday olmaya engel durumlarının bulunmadığına karar verdi. Bu karar da 21 Nisan’da gerekçesiyle birlikte alındı.

ANKARA İTİRAZI: AYNI GÜN

2014 yerel seçimlerinde CHP, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin ardından; oyların yeniden sayılmasını, iptal edilen oyların tekrar değerlendirilmesini istedi, birleştirme tutanaklarına ‘tam kanunsuzluk’ gerekçesiyle seçimlerin iptal edilmesini talep etti. İtirazı görüşen YSK, 9 Nisan günü iptal talebini reddetti. Karar, gerekçesiyle birlikte açıklandı.

MÜHÜRSÜZ OY: 2 GÜN

YSK tarihinin en skandal kararlarından biri 2017 Anayasa Değişikliği Referandumu’nda verdiği mühürsüz oy kararı. Karar, kanuna aykırılık taşıdığına dair tartışma yürütmenin bile gereksiz olduğu kadar açık ve net biçimde yasalar ve içtihatlarla çelişkili.

16 Nisan günü, henüz oylama işlemi sona ermemişken, sandık kurullarından gelen şikâyetler üzerine alındığı savunulan bu kararın gerekçesi sadece 2 gün sonra, 18 Nisan’da açıkladı.

REFERANDUM İPTALİ: 9 GÜN

Mühürsüz oylara dair gerekçeli kararın açıklanmasıyla aynı gün CHP ve HDP ayrı ayrı YSK’ye başvurarak Anayasa Değişikliği Referandumu’nun tam kanunsuzluk nedeniyle iptalini istedi. YSK, CHP ve HDP’nin başvurusunu reddederken buna ilişkin gerekçeli kararını da 9 gün sonra, 27 Nisan’da açıkladı.