Etkinliğe katılım bedelinin 5 bin lira olduğu açıklandı; evet yanlış okumadınız 5 bin TL! Ayrıca 500-1.000-10.000 liralık da sembolik biletlerin satılacağı duyuruldu.

Kaş yaparken göz çıkaran konser

Sercan MERİÇ

Kahramanmaraş merkezli iki büyük depremin ardından iki madde net bir şekilde ortaya çıktı: Bir yanda iktidarın gösterdiği zafiyet, devlet kurumlarının çürütülmesi, sermaye çetelerine peşkeş edilen kamu görevlerinin iflası… Diğer yanda toplumun ilk dakikadan itibaren inanılmaz bir yardımlaşma, dayanışma örneği göstermesi.

İlk maddedeki çöküşü tersine çevirmek için yapılması gereken bu muazzam dayanışma örneğini siyasal alanda da hâkim güce dönüştürmek. Çünkü o dayanışmanın içinde nezaket var, diyalog var, dostluk var, yeniden ayağa kalmak için gerekli olan kolektif anlayış var…

Yoksulu, emekçisi, işçisi, esnafı iktidarın sebep olduğu enkazdan çıkmak için karınca kararınca bir şeyler yapmaya çalıştı, hâlâ çalışıyor. Şov yapmadan, gösterişten uzak ve elbette yaşanan yıkımın acısını duyumsayarak…

Diğer tarafta da büyük bir temaşa ile düzenlenen “sadaka şovları”na tanıklık ettik. TV şovlarında devlet kurumlarının, devletin diğer kurumlarına milyonlarca TL’lik yardımlar yaptığını gördük. Kamu ihaleleriyle hayal etmesi çok zor zenginliklere erişenlerin kendilerine gelen emirlerle, bu şovlarda nasıl kırk takla attıklarına şahit olduk.

15-20 milyon TL’lik meblağların kurbanlık pazarlığı yapar gibi nasıl birkaç milyon daha artırılarak yuvarlandığını utanarak izledik. Yaşadığımız dönemin ekonomi-politiği bu tarz utanç yayınlarına denk gelmemiz için elverişli bir zemin sunuyor.

Mesela ulusal bayramlarda bu zeminin nasıl kullanıldığına sıkça tanık oluyoruz. Bugün vergi aflarıyla, usulsüz ihalelerle halkın zenginliğini gasp edenlerin söz konusu bayramlarda ajanslarına hazırlattıkları reklam filmleri ile nasıl bir riyakârlık içinde olduklarını senelerdir görürüz.

Sözünü ettiğimiz bu şirketlerin bir diğer ortak özelliği de afetleri pazarlama faaliyetleri için bir fırsat olarak görmeleridir. Bunun ideolojik bir yanı da var. Halkın gösterdiği dayanışmayı, gösteriş ve şovlarla bezenen yardım kampanyalarıyla gizlemek. Halkın kurduğu bu dayanışma ilişkisinden “yeni”nin doğma ihtimalini ânında boğmak.

Bunlara defalarca şahitlik ettik. Dayanışmanın inceliğine sayısız kez işaret ettik. Sermaye ise farklı rollere bürünüp her defasında bahsettiğimiz karakterini sergilemekten geri durmadı.

İşte, son örneğini bir “dayanışma sahnesi” etkinliğinde görüyoruz. DasDas ve Zorlu PSM’nin depremzedelerin ihtiyaçlarına katkıda bulunmak amacıyla 30 Mart’ta yapılacağını duyurduğu etkinlikten söz ediyorum. Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde gerçekleşecek yardım gecesinden elde edilecek gelirin, deprem bölgesindeki eğitim materyalleri ve eğitimle ilgili oluşacak ihtiyaçların karşılanması için İhtiyaç Haritası’na aktarılacağı açıklandı.

Adamlar, Athena, Büyük Ev Ablukada, Ceza, Duman, Gazapizm, Hayko Cepkin, Kenan Doğulu, Mor ve Ötesi, Sertab Erener, Şevval Sam ve birçok değerli müzisyenin etkinlikte yer alacağını öğrendik. Dayanışma konserlerinin yaygın olduğu ülkemizde tabii ki de sanatçıların böyle bir dayanışma için bir araya gelmesi ve konser vermesi kıymetlidir.

Etkinliğin duyurulmasının ardından büyük bir tepki de sosyal medyada yayıldı. Zira etkinliğe katılım bedelinin 5 bin lira olduğu açıklandı; evet yanlış okumadınız 5 bin TL! Ayrıca 500-1.000-10.000 liralık da sembolik biletlerin satılacağı duyuruldu.

Bu etkinlik daha şimdiden “Kaş yaparken göz çıkarmak” deyiminin tam anlamıyla karşılık bulduğu bir etkinlik oldu. Asgari ücretin 8.500 olduğu ülkede, bilet fiyatının 5 bin TL olduğu bir etkinliği düzenleyen akıl, sadece bir deprem afeti değil, aynı zamanda inanılmaz bir ekonomik afet de yaşandığının, milyonların hızla yoksullaştığının bilincinde değil mi?

Mesela bu etkinlik farklı bir şekilde düzenlenemez miydi?

Online ve ücretsiz izlenecek bir konser organizasyonu ile yardım toplanamaz mıydı?

Sadece imkânı olan depremzede çocukların yer alabileceği bir etkinlik yapılamaz mıydı?

Bu sanatçıların gruplar halinde depremden etkilenen bölgelere giderek, oradaki halkla temas etmesi sağlanamaz mıydı?

Bunlar benim aklıma gelen kimi örnekler…

Not: Etkinlikte yer alacağı duyurulan Jakuzi grubunun gelen tepkilere kulak kabartarak organizasyonda yer almayacağını duyurduğunu da hatırlatalım.