Adrenalin, noradrenalin, dopamin.

Topluca katekolaminler denir.

Biyolojik etkileri üç grupta toplanır.

Kalbin kasılma hız ve gücünü arttırarak kalpten kan çıkışını hızlandırmak…

Deri, sindirim sistemi ve böbreklerde kan akımını azaltmak…

İskelet kası, kalp damarları ve beyin damarlarında kan akımını hızlandırmak…

Kan basıncı ve vücut direncini arttırmak…

Kalp damar sistemine etkileri.

Bronşlardaki düz kasların gevşemesine neden olarak hava yollarındaki direnci azaltmak…

Akciğerlerdeki kan akımını hızlandırmak…

Kanın ve dokuların oksijenlenmesini arttırmak…

Solunum sistemine etkileri…

Karaciğerden kana glukoz salınımını ve kaslarda glikojen yıkımını hızlandırmak…

Yağ dokusundan kana yağ asidi salınımını arttırmak…

Böbrek damarlarını büzüp idrar çıkışını yavaşlatarak enerji kaynağı bileşenlerin idrarla atılımını azaltmak…

Metabolik etkileri.

Sonuçta…

Bir tehlikeyle karşılaşıp strese giren vücudu fight or flight, savaş ya da kaç düzenine geçirmek.

***

Beyazıt’taki YÖK protestosunda gazeteciye ters kelepçe takan polisin söylediklerindeki nüans önemli.

Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak artık, demiyor.

Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi değil artık, diyor.

Gelecekte olacak bir şeyden değil, halihazırda olmuş bir şeyden bahsediyor.

1 Kasım seçim sonuçlarını özetliyor.

***

Seçim sonuçları kötü oldu, tabii ki.

AKP’nin o kadar çok oy alması değil de, 7 Haziran’da yüzde 41’e düşmüşken 1 Kasım’da yüzde 49,5’a çıkması asıl kötü oldu.

7 Haziran’dan sonra hızla toparlanıp partinin ve devletin bütün mekanizmalarını harekete geçirmesi…

Memleketi hızla, artık geçti o zamanlar, dediğimiz doksanlı yıllara döndürmesi…

İnternet, facebook, twitter, filan aldırmadan bütün dünyanın gözü önünde şehirleri yakıp yıkması…

Cemaatin gazeteleri, televizyonlarına canlı yayında, bağırta bağırta çökmesi…

Emri kim verdi, pimi kim çekti ayrı da, Ankara katliamının sonuçlarından kârlı çıkmayı başarması…

Bir yandan HDP’li seçmeni korkutup bir yandan da MHP’li seçmeni akın akın kendine çekmesi…

Kötü oldu.

Haziran İsyanı’ndan, AKP’nin 7 Haziran hezimetinden sonra…

CHP’nin yerinde sayması…

HDP’nin barajı ancak geçebilmesi…

Kötü oldu.

***

Solcular el ele tutuşsa/Bir tutuşsa/Hayat bayram olsa, hayalciliğinde değilim tabii de…

Solun, artık hiç kimse için hiçbir gerekçeyle izah edilemez hale gelen bölük pörçük yapısına son veremedikçe…

Kürt halkının haklı, meşru taleplerine tabii ki sahip çıkacağız da…

Programının en başına, en temeline, en esasına emekçilerin, yoksulların taleplerini koyan bir hareket oluşturamadıkça…

CHP, HDP, Haziran, bilumum sol güçlerin birlikte hareket edebilecekleri zeminler yaratamadıkça…

AKP’den kurtulamayacağımızı bir kez daha gördük.

***

Neticede, 1 Kasım akşamı sandıklar hızla açılıp sonucu görünce…

Üzüldük, şaşırdık, öfkelendik…

Fena strese girdik.

Katekolamin deşarjına uğradık.

Bünye fight or flight, savaş ya da kaç düzenine geçti, yani.

Tabii ki durum çaresiz değil.

Tabii ki umutsuz vaka değiliz.

Tabii ki kaçacak değiliz.

Demokrasi, adalet, eşitlik, özgürlük kavgasına devam edeceğiz.

Öyleyse…

Muhtaç olduğumuz kudret…

Damarlarımızdaki katekolaminlerde mevcuttur!..

Katekolaminleri seviniz.