Seçimler yaklaştıkça hesaplar güncelleniyor. İttifaklar kurulup yeniden bozuluyor. Gelinen denge durumu ittifak dışı oyların önemini artırdı. Liberaller durumdan vazife çıkarmayı çok iyi bilir, önce onlar konuşur. Ayrıca solu, AKP’nin kuyruğuna takma sevdaları da hiç bitmez.

Katırcıoğlu’nun konuşma zamanı

Birkaç gündür HDP İstanbul Milletvekili Erol Katırcıoğlu’nun bir haber sitesine verdiği söyleşi tartışılıyor. Katırcıoğlu “Joe Biden’ın Erdoğan’a ‘Demokrasiye yönelik adımlar atarsanız size destek veririz’ dediğine dair duyumlar aldık. Sanırım Erdoğan da böyle adımlar atmak istiyor” dedikten sonra devamında söylediği “Erdoğan adım atarsa konuşuruz” sözleri ciddi bir tepkiye neden oldu. Katırcıoğlu’nun dillendirdiği bu fikir yeni bir durum değil. Neredeyse AKP’nin kuruluş anından itibaren partiye ve Erdoğan’a ciddi bir sempati beslediğini kendisi de ifade ediyor. Asıl konuşulması ve tartışılması gereken; kimi liberal ve sol liberal çevrelerin de hâlâ Erdoğan’dan -demokrasi ve özgürlükler konusunda adım atacağına dair- umudunu kesmemiş olması. Türkiye açısından ‘kırılma noktasında’ diye tabir edilen kimi zamanlarda da bu beklentiyle hareket edip AKP’ye açık ya da zimmi destek vermeleri bu şüpheyi diri tutmaya yetiyor.


KÜRTLER SEÇİMDE TARAFSIZ KALSA YETER

7 Haziran seçimleri sonrası oluşan iklim AKP’yi iktidar olarak bugüne kadar taşıdı. Ama artık yaşanan gerileme çıplak gözle görünür nitelikte. Akademisyen Vahap Coşkun KDP’ye yakın bir medya organında, Erdoğan’ın bu durumu gördüğüne ve hamle yapacağına yönelik duyumları olduğuna dair değerlendirmelerde bulundu. Vahap Coşkun, Erdoğan’ın Kürt seçmenin tarafsız bir noktaya doğru itilmesi stratejisini izleyeceğinin altını çizdi. Hem AKP’yi hem de Kürt siyasetini yakından tanıyan Coşkun’un bu değerlendirmesini de bir kenarda tutmakta fayda var. Coşkun’u destekler bir değerlendirmenin PKK yöneticilerinden Murat Karayılan’dan geldiğini de unutmayalım. Karayılan, Türkiye-ABD görüşmesinin hemen öncesinde “Birkaç ay önce Türk devleti bazı dostlar vasıtasıyla, hatta Tayyip Erdoğan bizzat kendisi bize bilgi göndererek, ‘Türkiye’nin içinde ya da Kuzey Kürdistan’da ateşkes ilan edin, o zaman biz de Kürdistan’ın diğer parçalarında yapacağınız hiçbir şeye müdahil olmayız’ dediler” iddiasını dile getirdi.

Kürt seçmenin ya da HDP’nin tarafsız kalabileceğine dair tek emare de bunlar değil. Kürt siyasetinin önemli isimlerinden de aynı tonda benzer açıklamalar geldi. Yaklaşık bir ay öncesinde HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Halk TV’de katıldığı bir programda “HDP seçmeni kimsenin oy deposu değil” derken Selahattin Demirtaş ve Sırrı Süreyya Önder de benzer açıklamalarda bulundu. Belki de Katırcıoğlu’nun demecinin, bu açıklamaların hemen ardından gelmesi kamuoyunun ilgisini artıran neden oldu. Yoksa Katırcıoğlu’nun HDP ve Kürt siyasetine yörünge çizecek durumda olmadığını herkes biliyordur.

DERTLERİ SOLU AKP’NİN KUYRUĞUNA TAKMAK

Liberallerin AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın hangi uygulamalarına bakarak “ya aslında demokrat olabilir” değerlendirmesinde bulunduklarını anlamak mümkün değil. Bu iflah olmaz isimlerin söyledikleriyle çok da zaman geçirmeye değmez. Ama bunca yaşanmışlığa rağmen her fırsatta AKP’yle yeniden deneme gayretini de artık iyi niyetle karşılamak mümkün değil. Anlaşılan o ki seçimler yaklaştıkça Katırcıoğlu ve benzer isimler daha çok konuşmaya başlayacak. Bu yaklaşımı bu açıklıkla ifade eden ilk isim olması yalnız olduğunu göstermez. AKP iktidarının 20 yıllık tarihi boyunca sol ve muhalefet kanadından bu ve benzeri aymaz çıkışların sayısı hiç de azımsanacak boyutta değil. Solu AKP’nin uydurma demokratik açılımlarının kuyruğuna takma sevdası bunlarda kolay bitmez.