Katliamda delil yokmuş!
Mardin Dargeçit’te halk çocuklarını kuyulardan çıkarmıştı. (Fotoğraf: MA)

Haber Merkezi

Dargeçit JİTEM davasında gözaltına alınan 3’ü çocuk 7 sivil ile Uzman Çavuş Bilal Batır’ın katledilmesine ilişkin 18 sanık hakkında ‘kesin delile ulaşılamadığı’ gerekçesiyle beraat kararı verildi. Mardin’in Dargeçit ilçesinde 29 Ekim 1995 ile 8 Mart 1996 tarihleri arasında 3’ü çocuk 7 sivil ile birlikte Uzman Çavuş Bilal Batır’ın kaybedilmesine ilişkin dönemin Mardin Jandarma Komando Tabur Komutanı Hurşit İmren’in de aralarında olduğu 18 asker hakkındaki ‘taammüden öldürmek’ten açılan dava Adıyaman 1’icni Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Daha önce birçok kez mahkeme heyetinin dinlenmesi yönünde kararı aldığı, ancak 5 yıldır ulaşılamayan dönemin savcısı Adem Kul’un dinlenilmesinden vazgeçildi. Mahkeme heyeti, buna dosyanın geldiği aşama, Kul'un yakalamalı olarak aranıyor olmasını gerekçe gösterdi. Dosya savcısı, ‘yeterli delil olmadığı’ iddiasıyla daha önce açıkladığı beraat yönündeki mütalaasını tekrarladı.

EŞİT DEĞİLMİŞİZ

14 yaşındaki Seyhan Doğan'ın kardeşi Hizni Doğan, “Bu mahkeme eşit vatandaş olup olmadığımızın kararını verecek. Ben kardeşimin cenazesini devletin güvenlik alanı olarak tayin ettiği yerde buldum” dedi.

Kaybedilen 12 yaşındaki Davut Altınkaynak’ın babası Abdülaziz Altınkaynak ise “27 yıl önce çocuklarımız kuyulara atıldı. Arşivlerde bakın. Operasyonun olduğu yer ile Davut'u bulduğumuz 120 metre uzunluğundaki kuyu aynı bölgede. Annesi Davut’u karakolda Filistin askısında gördü. Katiller beraat ettiriliyor” diye konuştu.

Avukat Erdal Kuzu da 1990'lı yıllarda “Devlet için kurşun atan da yiyen de şereflidir” denildiğini hatırlatarak savcının verdiği mütalaa ile sanıkların savunmasını yaptığını söyledi. Kuzu, şu ifadeleri kullandı: “Davut Altunkaynak'ın annesi delildir görmek isterseniz. Devletin samimiyetsizliği sanıklara güç vermektedir. Bu üstü kapanacak bir dosya değil. Kamera kaydı yok diye ‘delil yok’ denilerek geçiştirilemez. Tarafsız bir şekilde karar vermek isterseniz bütün deliler açık. Devletin görevlileri, uzman çavuşların beyanları var. Cenazeler kuyularda bulundu. Sanıklar itiraf etti. Suçlarını kabul ettiler. Beraat kararı verilirse yüz yıllık hikâye devam edecek. Buna izin vermeyin. Bütün sanıkların cezalandırılmasını istiyoruz.” Avukat Gülistan Duran da “Somut deliler mevcut. Öldürülen insanlar var. Tanıklar var” dedi.

Mahkeme heyeti, “sanıkların meydana gelen olaylarla bağlantısını kuracak kesin delile ulaşılamadığı” gerekçesiyle sanıkların ayrı ayrı beraatlarına karar verdi.

Karara mağdurların aileleri tepki gösterdi. Baba Altunkaynak, “Türkiye'de adalet yok. Davut Kürt çocuğu olduğu için beraat veriliyor” dedi. Salonda bulunan polisler, “Burası şov yapılacak yer değil” diyerek Altunkaynak’ı gözaltına almakla tehdit eti.

BU YARGI SUÇLU

Cumartesi Anneleri, askerlerin korunduğunu belirterek karara tepki gösterdi. Mahkemenin beraat kararını tanımadıklarını söyleyen Cumartesi Anneleri, delil ve tanıklara rağmen askerlerin cezasızlıkla korunduğunu ifade etti. Açıklamada, şöyle denildi: “Ailelerinin kendi elleriyle ölüm kuyularından işkence izleriyle dolu kemiklerini çıkardığı bu insanlara ne oldu? O zaman söyleyin bize: yargılanan sanıklar suçsuzsa, 12 yaşındaki Davut Altunkaynak’a askeri taburda kendisi de gözaltında tutulan annesinin gözleri önünde kim işkence yaptı? Davut’u kim infaz edip ölüm kuyusuna attı? Bu talimatları kim verdi?” Bu suçu işleyenler kadar, suçun üstünü örtenler, cezasız bırakanlar da insanlığın vicdanında suçludur. Hukuku ve temel insan haklarını tanımayan, adaleti imkânsızlaştıran yargı sistemini yaratanlar da suçludur.”