Nazım, Babaoğlu ailesinin yedinci ve son çocuğuydu. Annesi evde çalıştı, yedi çocuğunu yetiştirdi, babası mahallede bakkaldı.

Aile 12 Eylül Darbesi’nden sonra Urfa’dan Diyarbakır’a taşındı, ağabeyi Diyarbakır 5 Nolu’da tutukluydu. Nazım ilkokula Diyarbakır’da başladı ama aile ekonomik sıkıntı çekiyordu, iki yıl sonra Urfa’ya geri döndüler.

O da lise son sınıfta Özgür Gündem gazetesinde çalışmaya başladı, bir yandan da üniversite sınavlarına hazırlanıyordu. Ama sınava hiç giremedi.

12 Mart 1994 sabahı Özgür Gündem’e bir telefon geldi. Anadolu Ajansı Muhabiri Murat Yoğunlu, “Çok önemli bir haber var, bir muhabiriniz mutlaka Siverek’e gelsin” dedi (Yoğunlu böyle bir telefon ettiğini daha sonradan reddetti).
Nazım Babaoğlu haberi izlemek için Siverek’e gitti. Kendisinden bir daha haber alınamadı.

19 yaşındaydı.

17 yıl sonra, 2011 yılında, Nazım’ın öldürüldüğünün itirafı geldi. Erzurum Cezaevi’nde hükümlü bulunan Aydın Sevinç, o yıllarda Urfa’da JİTEM için çalıştığını, 1994’te Nazım Babaoğlu’nun kaçırılıp öldürüldüğünü ve gömüldüğünü anlattı. 1993’te dönemin DYP Urfa Milletvekili Sedat Bucak’ın lideri olduğu Bucak Aşireti, Mehmet Ağar’ın desteğiyle koruculuğu kabul etmiş, Bucak Aşireti’ne mensup korucuların tecavüz ettiği öğretmenlerle ilgili haber Özgür Gündem’de yayımlanınca gazete çalışanları tehdit edilmişti.

Ama bu itiraf da Nazım’la ilgili bir dava açılmasına ya da mezarının aranmasına vesile olmadığı gibi soruşturma dosyası 2014’te zamanaşımına uğradı.

Onun hikayesini yazanlara ise hiç gecikmeden dava açıldı.

Ali Aydın’ın hazırladığı, Nazım’ı anlattığı “Kayıpsın Diyorlar” adlı kitap, 2004’te Aram Yayıncılık’tan yayımlandı. Hemen ardından da yayınevinin o dönemki sahibi Fatih Taş’a dava açıldı.

Fatih Taş, “Türkiye Cumhuriyet devletini alenen aşağıladığı” gerekçesiyle yargılandı. İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi 20 Ekim 2005’te verdiği kararla, Taş’ı, TCK’nın 301. maddesinden suçlu buldu ve 6 ay hapse mahkûm etti. Ceza, dönemin parasıyla 1650 liraya çevrildi.

Mahkûmiyet kararına, kitapta yer alan “Devlet, mafya, çete ilişkisinin...” gibi ifadeler gerekçe gösterildi.

Fatih Taş’a AİHM’e yaptığı başvuru, iki ay önce sonuçlandı. AİHM, Türkiye’yi “ifade özgürlüğünü ihlal ettiği” gerekçesiyle 2 bin 500 Euro tazminata mahkum etti.

Kararda, “kitabın kamu yararı içerdiği” belirtildi. Mahkeme ayrıca, “kitapta Taş’ın mahkumiyetine gerekçe gösterilen ifadelerin, kamu görevlilerine yönelik eleştiri olduğu ve bu eleştirilerin sert karakterli de olabileceği” ifade edildi.
Ama 2018 tarihli bu karar da Nazım ile ilgili bir adım atılmasına yetmedi.

Nazım Babaoğlu 24 yıldır kayıp, cinayetin failleri 24 yıldır aramızda.

>> Nazım Babaoğlu’yla ilgili kaynak: http://bianet.org/bianet/hukuk/141917-nazim-babaoglunun-kaybedilisi