10 yaşındaki Veysel, sokakta oyun oynuyordu, polis kurşunuyla vuruldu, ağır yaralandı. Şimdi Muş Devlet Hastanesi’nde tedavi altında.

Muş Valiliği’ne göre, bir haftaki önceki olay, “zırhlı polis aracının çukura girmesiyle aracın kulesindeki silahın kazara ateş alması sonucu” gerçekleşti. Bu açıklamadan, soruşturmanın nasıl bir seyir izleyeceğini tahmin edebiliyoruz.

Aynı günlerde, Anayasa Mahkemesi bir başka ‘kaza kurşununun’ soruşturulmadığına hükmetti.

Sekiz yıl önce de işten eve dönen Cembeli Erdem yine polis kurşunuyla vurulmuş, polisler neredeyse cezasız ‘kurtulmuştu.’

Erdem’in başvurusu üzerine dosyayı inceleyen Anayasa Mahkemesi, Veysel’in vurulmasından bir önce, 23 Mayıs’ta, kararını açıkladı: Yaşam hakkı ihlal edildi, yeniden yargılama yapılsın.

Polis de bir şey söylemedi
Diyarbakırlı Cembeli Erdem olay olduğunda 48 yaşındaydı.

27 Ağustos 2010’da işlerini bitirmiş, eve gitmek üzere yola çıkmıştı. Yolda önce bir kalabalıkla karşılaştı, sonra sırtında bir acı hissederek yere düştü, düştüğü yerden kalkamadı.

O günü kendisi şöyle anlattı savcılıkta:

“Esnafım, semt kasabına hayvan pazarlaması yapıyorum. O akşam işim bittikten sonra evime gitmek üzere Dört Ayaklı Minare’nin önünden geçiyordum. Tahminen önümde 10 metre insan kalabalığı gidiyordu. Arkamda ve yan tarafımda polisler vardı. Benim kulaklarım iyi duymadığından herhangi bir şey duymuyordum. Bir ara sırtımda bir yanma hissettim. Dönüm arkama baktığımda resmi polis elbiseli bir polisi beylik tabancasını bana doğrultmuş halde gördüm. Ben hiçbir şey söylemedim. Polis de bir şey söylemedi. Yere düştüm, yardım için bağırdım. Polisler başıma toplandılar. Beni vuran polis memurudur. Arkamdan polisler dışında gelen yoktu.”

Bu yaralanma sonucunda bir dizi ameliyat geçirdi, uzun süre hastanede yattı, çalışamadı.
Omurilik hasarına bağlı geçirdiği felç nedeniyle belden aşağısını kullanamıyor. Adli raporlara göre ‘yaşadığı ağır nörolojik tablonun iyileşme olasılığı yok.’

Onu vuran polis, savunmasında, ‘insanların üzerine değil, havaya ateş açtığını’ ileri sürdü. Avukatı da ‘merminin sekerek Erdem’i yaraladığını’ iddia etti.

Mahkeme bu savunmayı makul buldu, Cembeli Erdem’i vuran polise ‘taksirle yaralama’ suşundan 1 yıl 8 ay hapis cezası verildi. Bu ceza da ertelendi.

Polis neredeyse ceza almamış oldu, Erdem sekiz yıldır yürüyemiyor, bundan sonra da yürüyemeyecek.

Anayasa Mahkemesi geçen hafta açıkladığı kararla, ‘seken merminin bir kişiyi bu denli ağır yaralamasının mümkün olup olmadığının araştırılmadığını’ ifade ederek hak ihlali kararı verdi; yeniden yargılama yapılmasına ve Erdem’e 30 bin lira manevi tazminat ile 2 bin 186 lira yargılama gideri ödenmesine hükmetti.

Yeniden yargılamanın sonucu yine cezasızlık mı olur, hep birlikte göreceğiz.

Bu kararın açıklanmasından bir gün sonra sokak ortasında vurulan Veysel’le ilgili adaletin yerini bulup bulmayacağını da öyle.