'Kazdağları’nı savunmak ülkeyi savunmaktır'
ARDA ÖZARDA
Kazdağları ve Türkiye’de ormancılık konuları üzerine Bornova Belediyesi Kültür Merkezinde İzmir Tabip Odası, Ege Su Platformu ve TMMOB Kimya Mühendisleri Odası bir konferans düzenledi. Konferansta Türkiye Ormancılar Derneği ve EMARÇEB danışmanı Salih Sönmezışık konuştu.
Konferansın açılış konuşmasını yapan İzmir Tabipler Odası Başkanı Funda Barlık Obuz, “Hepimiz ülke de çevre konusunda yapılan talanı görüyoruz. Bu konuda toplumun her kesiminin daha bilinçli olması gerekir. Biz tabiplere düşende bu konuda elimizden geleni yapmak, insanlarımıza yaşananları daha net aktarmaktır. Bu misyonla Salih Sönmezışık’ı bize Kazdağları gerçeklerini anlatsın diye ağırlamak istedik” dedi.
Öncelikle Kazdağları’nın hangi bölgeyi kapladığından bahseden Salik Sönmezışık, “Kazdağları çok geniş bir alanı kapsıyor. Madencilerin oyununa gelmeyiniz. Altın madeni olan yerler Kazdağları değil argümanı büyük bir kandırmaca. Kazdağları’nda 43 tanesi endemik olmak üzere 101 familyaya 906 bitki taksonu yaşamaktadır. Bu yönüyle Kazdağları’nın özel bir statüye kavuşturulması gerekir. Kazdağları hem Balıkesir hem Çanakkale illerine dayanır. Hatta yüzde 79’u Çanakkale’ye aittir. İnsanlar Kazdağları’nı yanlış tanıyor. Kazdağları’nın birçok kısmı hala koruma statüsünde değil. Şu an 76 tane bitki türünün nesli tehlike altında. Kazdağları’nın her yanı su kaynağı. Bu bölgelerde altın madencilerinin açmaya çalıştıkları yerlerde 11 tane su kaynağı var” diye konuştu.
İzmir Tabip Odası Başkanı Funda Barlık Obuz
“KAZDAĞLARI’NI BEKLEYEN BÜYÜK TEHLİKELER VAR”
Kazdağları’nı birçok tehlikenin beklediğini fakat en büyük tehlikenin termik santraller olduğuna değinen Sönmezışık, “Kazdağlarını bekleyen tehlikelerden birisi yangın. Buradaki yangınları sadece yerleşim yerlerine yaklaşmasın diye söndürmeye çalışıyorlar. O bölgede ‘Doğa kent’ adında bir villa sitesi var. Yangında orman idaresi ormanı kurtarmak için mücadele etmeyip tüm araçları villaları kurtarmak için seferber ettiler. Yangın ve bilinçsizliğin dışında Kazdağları’nı bekleyen en büyük tehlike termik santraller. Bu santraller bölgenin kuzey tarafına kurulmuş ve bölgede poyraz rüzgârı esiyor. Santralden çıkan gazlar rüzgâr ile birlikte tüm ormanı kurutmaya başlıyor. Ayrıca yöre halkında çok fazla kanser vakası ile karşılaşıldı. Bunun nedeni termik santrallerde filtre takma zorunluluğu yok.2019 Aralık sonunda bu filtreler takılacaktı ama mevcut iktidar torba yasa ile bu zorunluluğu 3 sene daha uzattı. İnsanların sağlığı 3 sene daha hiçe sayıldı” dedi.
“İKTİDAR SUÇ İŞLİYOR”
Anayasa’da ve uluslararası anlaşmalarda devletin ormanları koruması ve genişletmesi gerekirken mevcut iktidarın bunu yapmadığını, ranta ve talana göz yumduğunu söyleyen Sönmezışık, “Anayasa'da belirtildiği üzere devletin görevi ormanlık alanları genişletmektir. Yanmış yerleri tekrardan ayağa kaldırmak devletin işidir. Bizim iktidarımız ise bu yerleri otellere, madenlere, yandaşlara peşkeş çekiyor. Sizin göreviniz bu değil. Suç işliyorsunuz. Aklınıza gelebilecek ormanları koruyan tüm kanunlar işlevsiz hale getirildi ve içi boşaltıldı. Kültür ve Tabiat Varlıkları Yüksek Kurulu’nda, Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürünün ne işi var. Hangi yönüyle o kurulun asli üyesi. 2012 yılının verilerine göre Balıkesir ve Çanakkale’de toplam 285 altın madeni çalışması vardı. Bu çalışmaları yapan firmalar parasını ödedik çalışma yaparız diyorlar ama ödedikleri paralar çok komik. Hektar başına 600 TL ödüyorlar. Kirazlı ’ya yapılan altın madeni Atıkhisar barajına zara veriyor. Bu baraj çok fazla köye içme suyu sağlayan bir baraj. Kiraz’da bir yargı süreci değil yılan hikâyesi yaşandı. Kararlar beklenmeden talan yapıldı. Çanakkale’de 154,14 hektar, Bayramiç’te 188,11 hektar alan katlediliyor. ÇED sürecinde Bayramiç Orman İşlerinin görüşü alınmamış. Ayrıca bizim yaptığımız araştırmalara göre 348 bine yakın ağaç şu an kesilmiş durumda. Bakanlık 14 bin ağaç kesildi diyerek yalan söylüyor” diye konuştu.
Salik Sönmezışık
“BİR TARİH YOK EDİLİYOR”
Kazdağları’ın tarihsel anlamda da önemli olduğunu söyleyen Sönmezışık, “Kazdağları geçmiş dönemlerden beri destanların savaşların mitolojik kaynakların mekanı olmuştur. Örneğin burada yaşayan bir endemik bitki türü var. ‘Kazdağı Göknarı’ bu bitki Dünya’da en çok bilinen bitkilerden biridir. Çünkü hem Truva atı bu bitkiden yapılmıştır. Hem de destanlarda sıkça bahsedilir. Bu bitki şuan termik santraller yüzünden yok oluyor. Doğaya, çevreye saygınız yoksa bile tarihe saygınız olsun” dedi.