Attila Aşut

yazievi@yahoo.com

Değerli hekim dostumuz Adnan Yüce, değinmekten artık gına geldiğimiz “k” harfinin seslendirilmesi “sorunsalına”(evet artık tam bir sorunsala dönüşmüş durumda bu konu!) odaklanmış yine. Bu harfin kısaltmalardaki okunuşu öylesine karmaşık bir nitelik kazandı ki okurlar karşılaştıkları çelişkili durumlardan yakınıyor haklı olarak. Adnan Bey de benzer duygular içinde dile getirmiş tepkisini. Haklılığını kanıtlamak için de mektubunun başına, Türk Abecesi’ndeki ünsüz harflerin okunuşlarını gösteren bir tablo eklemiş. Ardından sorular geliyor:

“Sayın Aşut,

İşgüzarlığımı bağışlayın, yazıya alfabemizle başladım. Nedeni, konunun bu tabloyla ilgili olması ve acaba yanlış mı öğrendim kaygısı. Altmış yedi yaşındayım. İlkokulda bize dediler ki ‘Sessiz harfler okunurken yanına ‘e’ seslisi getirilir.’ Kafamda oluşan soruların kaynağı bu tablo…

-AKP neden A-Ka-Pe, MKE neden M-Ka-E?

-TKP neden Te-Ka-Pe?

-Neden kilometre (km) ke-me; PKK nedenPe-Ka-Ka?

-Türk Dil Kurumu neden Te-De-Ka?

-Bir Beşiktaşlı olarak sorayım: Ben Be-Je-Ke taraftarı mıyım yoksa Be-Je-Ka mı?

https://www.turkedebiyati.org/turk-alfabesi.html sitesi sessiz harfler için diyor ki:Tek başlarına telaffuz edilemezler (özellikle süreksiz olanlar); kendilerinden sonra gelen ‘e’ ünlüsü yardımıyla dile getirilirler: b>be, c>ce, k>ke, h>he. (/k/ ve /h/ ünsüzleri ‘ka’ ve ‘ha’ şeklinde telaffuz edilirler ki bu yanlıştır. Bütün ünsüzler ‘e’ ünlüsünün yardımıyla telaffuz edilmelidir.’

Bir diğer konu ise (Biz böyle öğrenmemiştik ama TRT spikerleri ile görüştüm, bilgimin yanlış olduğunu söylediler.) yine aynı siteden:‘Sert ünsüzle biten özel isimlerde meydana gelen yumuşama yazıda gösterilmez, telaffuzdan anlaşılır: Gemlik'e (okunuşu: Gemliğe), Ahmet'i (okunuşu: Ahmedi)...’

Yani ben ‘Uşak’a gideceğim’ yazarsam, tamam… Okurken de “Uşağa’ demem gerekiyormuş.

Ve tıp fakültesi… 1971 yılına geldik…

‘Kaç si-si (cc) kan gerekiyor?’ dedik, ‘mililitre’ demek aklımıza gelmedi!

Peki, ‘mililitre’ Türkçe mi derseniz, ‘si-si’ demekten iyidir gibi geliyor bana.

Son kısaltma, yıllar öncesine dayanıyor. Ülkemize CAT (Computerized Axial Tomography) aygıtı geldi, sevindik. Sevinmekle kalmadık, bunu neden Türkçe kısaltmayalım dedik. Demez olaydık! ‘Bilgisayarlı Beyin Tomografisi’ dedik; yerli ve milli olduğu için kıvandık. BBT olarak kısalttık… Kısaltmaz olaydık… Kısaltmayı şöyle okumaya başladık: Bi-Bi-Ti

Şimdilik bu kadar… Şimdilik dememim nedeni, kafam karıştıkça zamanınızı yine alabilirim diyebilmek için. Dostlukla kalın…”

* * *

‘KA’ MI ‘KE’ Mİ?

Görüldüğü gibi, Sayın Adnan Yüce, başta /k/ harfiolmak üzere, abecemizdeki ünsüzlerin seslendirilişinden yana çok dertli. Kendisine hak vermemek elde değil. Mektubunda sıraladığı örnekler, hemen her gün karşılaştığımız yanlışlar.

Daha önce Güvenç Şahin adlı okurumuz da ünsüz harflerin çelişkili seslendirilme biçimlerinden söz ederek şu notu iletmişti bana:

BirGün'deki yazılarınızda, /K/ harfini içeren kısaltmalarda /Ka/ okunuşunun yanlış olduğunu, bu harfin okunuş biçiminin /Ke/ olduğunu belirtiyorsunuz. /H/ harfiyle ilgili bir kaynak ararken bulduğum bir metni bilginize sunmak istedim. Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Çetin Pekacar, ‘Büyük Harfli Kısaltmalarda /K/ Harfinin Okunuşu’na değindiği makalesinde farklı bir değerlendirmede bulunmuş. O yüzden ikircikli durumda kaldım.”

Okurumuza verdiğim yanıtta, “Türkçede ünsüz harflerin seslendirilişi (büyük ya da küçük ayrımı olmaksızın) /e/ ünlüsüyle yapılır. /K/ ve /H/ ünsüzleri de aynı kurala bağlıdır” demiştim. Kaldı ki adı geçenöğretim üyesinin yazısında da /k/ ve /h/ harfleri için kural değişikliği önerilmediği gibi tam tersine şöyle deniyordu:

"Alfabemizde /k/ harfinin adının /ke/ olduğunu ve böyle okunduğunu yukarıda belirtmiştik. Bu araştırmanın sonuçlarına göre, kısaltmalardaki /k/ harfinin okunuşunun belirlenerek dilbilgisi veya imlâ kılavuzlarında bu okunuşların öğretilmesi gerektiğini iddia etmek istemiyoruz."

Sonuç olarak yinelemek zorundayız: Yürürlükteki kurala göre, /K/ ve /H/nin "Ka" ve "Ha" biçiminde seslendirilmesi kesin olarak yanlıştır. Yanlışta ayak direme ise Türkçenin yazım kurallarını bilmemekten kaynaklanmaktadır.