Kelebekler uçuşurken

MEHMET ÖZÇATALOĞLU

Bugün birisi çıkıp da yaşamımdaki özel olan yılları sorsa, farklı anlamlar yüklediğim onlarcası öne çıkabilir. Yaşadığım her an özel ve güzel olsa da bazıları daha özel tabii. Onlarcası öne çıkabiliyorsa, bu da keyif aldığım ya da acı da olsa anlam yükleyerek yaşadığım anlamına gelir. Zaman bir su misali akıp gidiyor. Hızla akıp gidenin önüne geçemiyorsak, anlamlandırmak en doğrusu olacaktır. Arkamı dönüp de son on yılımı gözden geçirirken özel yıllardan birinin 2013 yılı olduğunu anımsıyorum. Hem kişisel hem de toplumsal olarak özel bir yıl olmuş. Keyifle geçerken canımızı da çok yakmış aslında. Bu yüzden hangi tarafta sınıflandıracağıma karar veremedim 2013’ü. Tuhaf bir yıl olmuş diyerek geçelim kitabımıza.

ÖDÜLLÜ KİTAP

Bütün bunları bana anımsatan bir kitap oldu yine. İtiraf etmem gerekirse adına bakarak değerlendirince ummadığım bir kurguyla karşılaştım. Fatih Debbağ’ın 2018 Tudem Edebiyat Birincilik Ödülü’nün de sahibi olan kitabı ‘Selin Beni Terk Etti.’ Ödüllü kitap olmasından dolayı temkinli ve tedirgin yaklaşsam da ilk bölümün ardından eser kalmadı bu endişelerimden.
Yazar, Deniz adında bir çocuğun dünyasından baktırıyor 2013 yılına. Öncelikle Selin’i de tanıyoruz Deniz’le birlikte. Selin’in Deniz’de uçurduğu kelebeklere tanıklık ediyoruz. Sonrasında da gelen o yıkıma. Evet yıkım diyorum çünkü Selin, Deniz’i terk ediyor. Bu durumda Deniz neler yaşadı çocuklar kestiremese de bugünün yetişkinleri olarak biz çok iyi anlıyoruz. Belki de anımsıyoruz!

Deniz’in gözünden bakıyoruz 2013 yılına. Deniz İstanbul’da yaşıyor ailesiyle. O yıl İstanbul’un en hareketli semtinde. Öyle ki İnönü Stadı’nın yıkılışına tanıklık ediyor Deniz. Böyle bir olaya tanıklık etmek isteyen milyonlarca taraftar varken küçücük bir çocuk tüm canlılığıyla yaşıyor o anları.

Her ne kadar yerine çok şık, çok güzel yeni bir stad yapılmış olsa da İnönü Stadı’nın anlamı her zaman başka olacaktır. (Tabii bu kalbi siyah-beyaz olanlar için.) Sonrasında yine aynı semtte Gezi Parkı’nda yaşananlar ise toplumsal tarihimize silinmemek üzere kazınmıştır. Günlerce, gecelerce “bu gençlerde iş yok” tezini çürütmek bir yana parçalayıp atan bir atmosfer yaşandı orada. Fatih Debbağ, bu önemli olayı da kurgunun içine dâhil ederek taçlandırmış adeta.

GERÇEK KILINDI

2013 ne kadar rüya gibi bir yıl olduysa da yazar tüm yaşananları anarak kitabı gerçek kılmış. Karakterlerin, kurgunun gerçekliğini bir kenara bırakalım ve Fatih Debbağ’ın anlatımına geçelim. ‘Selin Beni Terk Etti’ bir ilk kitap. Fakat ilk kitap olduğuna inanmak güç gerçekten. Zorlu ve sert geçen bir dönemi böylesi nahif bir şekilde, okurun yüzüne bir tebessüm oturtarak anlatmak ustalara has bir durumdur olağan şartlarda. Yazar o ilk kitap heyecanını, sanki hiç yaşamamış. İlk kitapta hissetmesi gereken bütün kelebek kanat çırpışlarını, Deniz’in içine doldurup ilk aşkı Selin’e karşı yaşatmış. Deniz’in tek derdi Selin de değil aslında. Okur buraya odaklanmışken yan tarafta aile meseleleri de akıp yolunu buluyor. Anne-babanın boşanma arifesinde oluşları satır aralarından kitabın atmosferine karışıp bulaşıyor.

2013’te neler oldu, çocuklara anlatalım istesek daha yumuşak, daha şık bir anlatım yolu bulamazdık. Öylesi sade, alıp da içine çeken bir anlatım şekli de cabası.

Çocuk edebiyatı dünyasında Fatih Debbağ’ın geniş bir yeri olacaktır diye düşünüyorum, umuyorum. Yeter ki o yazmaktan vazgeçmesin.