Mücella Yapıcı’nın kelepçeli muayenesi Meclis gündemine taşınırken cezaevlerindeki hak ihlallerin sonu gelmiyor. Bafra Cezaevi’nde bir tutuklu ailesi oğullarının darp ve kelepçeli muayene edildiğini söyledi.

Kelepçeli tedavi işkence demektir

Dilan ESEN

Gezi davasında 18 yıl hapse mahkûm edilen Mücella Yapıcı’nın diş ve göz muayeneleri sırasında kelepçelerinin çıkartılmaması, gözleri cezaevlerindeki hak ihlallerine çevirdi. Cezaevlerinin hemen hepsinde tutuklu ve hükümlüler, çeşitli hak ihlallerine maruz bırakılıyor. Sağlıktan savunmaya kadar pek çok hak ihlalleriyle karşı karşıya. Bunun yanında mahkûmlara yönelik şiddet de söz konusu.

Gezi davasında 18 yıl hapse mahkûm edilerek Bakırköy Kadın Cezaevi’nde tutulan Mimar Mücella Yapıcı’nın sağlık hakkına yapılan müdahaleye tepkiler sürüyor. Mücella Yapıcı, Beyoğlu Göz Hastanesi Retina Kliniği’nde ve Sadi Konuk Hastanesi Kalp ve Damar Bölümü’nde muayenelerin kelepçeli şekilde yapıldığını, Okmeydanı Diş Hastanesi’nde de kelepçeliyken dişinin çekildiğini anlatmıştı.

BU NASIL MUAYENE?

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi ise Mücella Yapıcı’nın kelepçeli şekilde muayene edilmesine “Muayeneyi değil, işkenceyi andırıyor” sözleriyle tepki gösterdi ve konuyu Meclis gündemine taşıdı. İstanbul Protokolü’ne göre getirilen kişinin ‘hasta’ olarak kabul edilme ve belgeleme sorumluluğu olduğuna dikkat çeken İlgezdi, “Tutuklu/hükümlünün muayenesi uygun fiziksel koşulların, yeterli zaman ve olanakların, mahremiyet ve gizliliğin sağlandığı, hekimin uygun gördüğü rahat bir mekânda yapılmalıdır. Her tutuklu/hükümlü, mahremiyetine saygı gösterilen bir ortamda, insan hak ve onuruna uygun şekilde muayene edilmelidir” dedi. İlgezdi, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya verdiği önergesinde, “Tutuklu/hükümlü de olsa bu uygulama hasta haklarına aykırı değil midir? Bakanlığınızca bir işlem yapmayı düşünüyor musunuz?” diye sordu.

Mücella YapıcıMücella Yapıcı

Samsun Bafra T Tipi Kapalı Cezaevi’nde bir tutuklunun infaz koruma memurlarının şiddetine maruz bırakıldığı öne sürüldü.

Bafra Cezaevi’nde tutuklu bulunan Emir Karakum’un annesi Birsen Karakum, oğlunun infaz koruma memurları tarafından şiddet gördüğünü belirtti. Gizli tanık ifadeleriyle geçen yıl 3 Aralık’ta ev baskınıyla gözaltına alındıktan sonra ‘örgüt üyeliği’ suçlamasıyla tutuklandığını söyleyen anne Karakum, oğluna kalmak istediği cezaevinin sorulduğunu ancak Bafra’ya gönderildiğini aktardı. Oğlunun dosyası İstanbul’da olduğu için buradaki bir cezaevinde kalmak istediğini ifade eden Karakum, Bafra Cezaevi’ne girişinde ‘çıplak arama’ yapıldığını belirtti. ‘Çıplak aramayı’ kabul etmeyen oğlunun darbedildiğini dile getiren Karakum, şunları söyledi: “25 Nisan’da darbedilmiş. 26’sında kapalı görüşe gittiğimde yüzünün yara içinde olduğunu gördüm, yüzünde cop izleri vardı. ‘8 gardiyan darbetti’ dedi. Revire götürmüşler, orada da darbetmişler. Daha sonra babası cezaeviyle görüşmeye gitti. Cezaevi müdürü, ‘Burada öyle bir şey olmaz’ demiş. 28’inde Cumhuriyet Savcısı’nın yanına gidip dilekçe vererek suç duyurusunda bulundum. Gardiyan ve cezaevi doktoru hakkında soruşturma başlatılmasını istediğimi söyledim. Çocuğun tomografisini bile çekmemişler. Savcıyla görüştükten sonra hastaneye götürmüşler, kelepçesini bile açmadan uzaktan bakmışlar.”

Emir KarakumEmir Karakum

Oğlu hastanedeyken tüm odasının arandığını aktaran Karakum, “Gardiyanlardan biri oğluma, ‘Sen daha ölmedin mi’ demiş. Bütün bir kışı ince bir battaniyeyle geçirdi. İki gardiyan keyfi içeri girmiş, mektubunu elinden almışlar, küfretmişler, çayı karıştırmışlar. Sürekli keyfi dayatmalara maruz bırakılıyor. Bütün bunlardan sonra 6 Haziran’da oğlum açlık grevine başladı. Bir an önce sevkinin olmasını, şiddetin son bulmasını ve iddianamenin hazırlanmasını talep ediyor. Hücre cezası, ziyaret yasağı cezası verildi. 1 aydır telefon yasağı var” diye konuştu.

ŞİKÂYET YAĞIYOR

Disiplin cezalarından yayın yasakları ve havalandırmaya çıkarılmamaya kadar tutuklu ile hükümlüler pek çok hak ihlaliyle karşı karşıya. Çeşitli cezaevlerinden BirGün’e mektup gönderen tutuklular yaşadıklarını anlattı:

•Edirne F Tipi Cezaevi: Kitap ve yayınlara erişemiyoruz. Koğuştaki 2 priz için elektrik parası alıyorlar. Arkadaşlarımızla spora çıkmamıza izin vermiyorlar.

•İzmir Buca 1 No’lu Cezaevi: Mart ayında kapalı görüş yapamadığım için 30 dakika telefon görüşmesi yapmak istedim. İnfaz Hâkimliği talebimi kabul etti. Ancak cezaevi idaresi bu kararı uygulamayacağını bildirdi.

•Adana F Tipi Cezaevi: Revir tarafından sevk edilmemize rağmen 1 yıldan uzun süredir hastaneye götürülmüyoruz. ‘Ağız-dil araması’ dayatılıyor. Şiddete uğruyoruz.

•Ankara Sincan 1 No’lu Cezaevi: Havalandırmaya günde sadece 1 saat çıkarılıyoruz. Deftere yazdığım Mahir Çayan’ın ‘Adalılar’ şiiri nedeniyle hakkımda soruşturma başlatıldı.

Cezaevlerinden BirGün’e mektup göndermek isteyen mahkûmların ise mektupları engelleniyor. Edirne F Tipi Cezaevi’nde bir tutuklunun 3 mektubu, yönetim tarafından sansürlendi. Cezaevi yönetimi Disiplin Kurulu Başkanlığı’nın kararında mektupların sakıncalı olduğuna karar verildi. Adil yargılanma talebiyle 2020’de ölüm orucu eylemi gerçekleştiren Av. Aytaç Ünsal’ın gönderdiği mektup da sansürlendi. Av. Ünsal’ın gönderdiği mektubun büyük bir kısmı silindi.