Yok uçak düşmüş, yok süt taşmış, yok Musul şey olmuş…
Türkiye’de ve Ortadoğu’da olup bitenler hakkında bir sürü cafcaflı kelimeyi peş peşe dizerek ama aşağıdaki kavramların asıl içerikleriyle çözümleme yapmadan konuşmak, bilerek veya bilmeyerek zalimlerin yanında olmaktır.

Kapitalizm nedir?
Kapitalistin kapitalizmi eleştirmesi, katilin cinayet mahalline gelmesidir. Kapitalizm üretim araçlarına sahip olan sermaye sınıfının (kapitalistin, burjuvazinin) kâr ederek başkalarının aleyhine zenginleşebilmesi uğruna ucuz hammadde ve ucuz işgücüne ihtiyaç duyması ve dolayısıyla tüm gezegeni sadece kendisi için yaşanılabilir yapabilmek amacıyla emekçileri ve doğayı sömürmesidir. Karl Marx, kapitalizmde işgücünün bir meta haline geldiğini, kapitalistin ise ücretli köle haline getirdiği emekçiler sayesinde kârına kâr kattığını, sermaye birikimini bu yolla sağladığını anlatarak ondaki modern vahşeti sergilemiştir. Hatta rekabeti demokrasi diye yutturabilen bu vahşette, aslında büyük balık hep küçük balığı yutmuş, büyük kapitalistler küçük kapitalistlere bile acımasız davranmıştır. Devran dönmüş ve kapitalist sistem sermayeyi tekellerinde toplayan tekelci kapitalistlerin hizmetine girmiştir.

Emperyalizm nedir?
Emperyalizm tekelci kapitalizmdir. Tarihsel sömürgeciliğin tekelci kapitalistler eliyle yaygınlaştırılması, tüm dünya pazarlarının, hammadde kaynaklarının siyasi ve ekonomik ve coğrafi olarak hâkimiyet altına alınmasıdır. Artık tekelci birlikler (büyük şirketler ve onların devletleri) sermaye ihracıyla ve işgallerle dünyayı aralarında paylaşmaya girişmişler, bu paylaşımda anlaşamadıklarında savaşlar, hatta dünya savaşları çıkarmaktan geri kalmamışlardır. Günümüzde emperyalizme fiyakalı bir ad bulunmuş ve küreselleşme denilmiştir. Hammadde ve enerji deposu Ortadoğu, emperyalizmin yağma ve savaş arenasıdır… Türkiye’nin rolü ise emperyalizmin taşeronluğudur.

Faşizm nedir?
Faşizmin, tarihsel olarak ilk kez tekelci sermayenin en gerici, en şoven ve en emperyalist unsurlarının açık terörcü diktatörlüğü olarak burjuva demokrasilerin beşiği Avrupa’da ortaya çıkması rastlantı değildir. Çünkü burjuva demokrasisi de özünde burjuvalar için demokrasi, emekçiler için diktatörlüktür. Ve faşizmi Hitler ve Mussolini uygulamalarıyla sınırlamak saçmadır. Zira sadece göçmen “tehlikesi” bile demokrasilerin nasıl faşizan hale bürünebileceğini gösterir. Türkiye’de ise sömürge tipi bir kapitalizm vardır ve faşizm de emperyalizme bağımlı bizimki gibi ülkelerde sömürge tipi faşizm olarak yaygınlaşmıştır.

Milliyetçilik nedir? Siyasal İslamcılık nedir?
Türkiye’de faşizm önceleri Türk milliyetçiliği, ırkçılığı üzerinden kitleselleştirilmeye çalışılmış, sonraları bir 12 Eylül icadı olarak Türk-İslam senteziyle muhkem hale getirilmiştir. Bu yüzden siyasal İslamcılık ile IŞİD’çilik kolaylıkla iç içe geçebilmektedir. Devlette kurumlaşmış olan ve devletin sahibi kimse onun sopası olan faşizm, günümüz Türkiye’sinde sınıfsal içeriği bakımından (şimdi İslami sermayenin de öne çıktığı bir oligarşide) tekelci burjuvaziyle, yönetim metotları bakımından da terör ve demagojiyle karakterize edilir.

Demokrasi nedir?
En basit tanımıyla Erdem ve Can’ın 12 gündür tutuklu olmaması, Tahir Elçi’nin öldürülmemesidir.
• • •
İşte bu kavramların asıl içeriğinden söz etmeden veya bilmezden gelerek Türkiye ve Ortadoğu’daki hiçbir gelişme karşısında doğru bir tutum alınamaz. Diktatörlük tartışmasının basit şekilde bir Şahıs’ın kör ihtirası olduğu sanılır ve “aman efendim öyleyse batı demokrasilerindeki gibi bir başkanlık sistemi kabul edelim bari” noktasına gelinebilir.
Emperyalistlerin gözünde hammadde deposu ve enerji kaynağı olmaktan öte bir değer taşımayan bölgedeki gelişmelerde ayyuka çıkmış entrikalar, ABD’nin taşeron kılarak AB’nin ise tampon yaparak TC’yi nasıl kucağına oturttuğu görülemez. ABD’nin TC’yi desteklemek filan gibi bir derdi olmadığı gibi, tek derdinin Ortadoğu’yu Rusya ve İran’a bırakmak istemeyişi olduğu hiç anlaşılamaz.
Hal böyle olunca emperyalistlerin dolaylı olarak ortaya çıkmasında sorumlusu olduğu IŞİD’i yenebilmesi için dua edilir; IŞİD İslamcılığının alternatifi, emperyalistler ve milliyetçilik (Kürtler, Araplar…) görülür ve aynı aptallık nedeniyle TC’deki Türk-İslam sentezi kıvamındaki faşizmin işlevi algılanamaz. Zalim Reis’in alternatifinin Yeni Çar olduğu bir denklemden dahi medet umulur.

Devrimcilik nedir? Devrim nedir?
Dağarcığındaki kapitalizm, emperyalizm, faşizm gibi kavramların asıl içeriklerini bilmek, bilmezmiş gibi yapamamak ve bu kavramların ifade ettiği olguları tarihin çöplüğüne atmak için her şeyi göze alabilmektir.