Kelimelerle değil, zihniyetle mücadele

BirGün KADIN

Cinskırımı değerlendiren HDP ve CHP’li milletvekilleri de farklı görüşlerde. CHP Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca, kadın cinayetlerinin her geçen gün arttığına ve bu cinskırımın varlığının kabul edilmesi gerektiğine vurgu yaptı. Bir kırıma dönüşmüş erkek şiddetiyle her alanda mücadele etmenin hayati önem taşıdığını söyleyen HDP Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu ise kampanyayla birlikte Meclis’e çağrının ayırt edilerek yapılması gerektiğini belirtti.

Cinskırıma ilişkin çağrıları Meclis’e taşıdıklarını aktaran CHP’li Karaca, ancak Cumhur İttifakı’nın milletvekillerinin ret oyu kullandığını dile getirdi. İktidarın kadın cinayetlerine ve kadına yönelik suçlara kayıtsız olduğuna vurgu yapan Karaca, “Kadın cinayetlerinin sistematik olarak arttığı ve İstanbul Sözleşmesi’nin yükümlülüklerinin yerine getirilmediği bir zihniyetle mücadele etmek benim de sorumluluğum. Cinskırımın varlığını artık kabul etmek ve buna yönelik yasal düzenleme yapılması, zihniyetin değiştirilmesi gerekir. Kadın cinayetleri giderek artıyorsa iktidar ve yargı da bu kadar sessiz kalıyorsa cinskırım vardır” dedi.

Cinskırım kavramının literatüre girmesiyle kadın cinayetlerinin gölgede kalmayacağını savunan Karaca, şöyle konuştu: “Erkeklerin kadınlara yönelik cinayetlerini görünür kılıp etkileyiciliğini artırır. Kelimenin bu kadar tartışılması kadın cinayetlerinin engellenmesine katkı yapmayacak. Meclis’in açıldığı gün Jale Nur Süllü, kadına yönelik suçlarla ilgili özel gündemle toplanma çağrısını yeniledi. Cumhur İttifakı’nın evet oyuyla toplanabilir. Ancak Cumhur İttifakı bunu reddetti. Bizler çağrımızı yapıp görevimizi yerine getiriyoruz. Kadın cinayetlerini görünmez kılan Cumhur İttifakı’nın milletvekilleridir.”

Yaptıklarımızı görmek gerek

Kadına yönelik erkek şiddeti ve kadın cinayetleri konusunda yüzlerce önerge verdiklerini söyleyen HDP’li Kerestecioğlu, “İstanbul Sözleşmesi’nin Etkin Uygulanması ve İzlenmesi Alt Komisyonu’nun kurulmasına öncülük ettik, kanun teklifleri verdik. Dolayısıyla bu konuda Meclis’e çağrı yapmakla iktidara yapmak arasında bir fark olmalı. Biz de Meclis’teyiz ve bütün bu yaptıklarımızı görmek gerekiyor” diye konuştu.

Kerestecioğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ancak kavramları tartışırken de bunlar üzerinde çok fazla oynamadan kavramları gerçekten erkek egemenliğinin sonuçları olarak görmek gerekiyor.”

Cinskırımının bir tür mağduriyet dili gibi geldiğini belirten Kerestecioğlu, sözlerini şöyle noktaladı: “Erkek egemen dediğim zaman karşımdaki özneyi, faili daha net görüyorum. Suçu, suçluyu ve özneyi gösteren şekilde konuşmayı tercih ediyorum. Yine kavramsal tartışmaları ortak mücadelemizi güçlendirecek ve örneğin LGBTİ+ları, kapsayacak şekilde yapmaya daha çok çaba göstermeliyiz. ”