Kemal Türkler, katledilişinin 44. yılında mezarı başında anıldı
1980’de uğradığı silahlı saldırıda katledilen DİSK'in kurucusu ve ilk Genel Başkanı Kemal Türkler, 44’üncü ölüm yıldönümünde mezarı başında anıldı.
İstanbul’da, 22 Temmuz 1980’de evinin önünde uğradığı silahlı saldırı sonucu öldürülen DİSK’in kurucusu ve ilk Genel Başkanı Kemal Türkler için bugün Topkapı Mezarlığı’ndaki mezarı başında anma töreni düzenlendi.
DİSK üyeleri ile siyasi parti temsilcileri, mezarlık girişinden kortej halinde sloganlarla Türkler’in mezarının başına kadar yürüdü.
“Kemal Türkler ölümsüzdür” sloganı atılan anmada, Türkler için bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu.
Anmada konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, Türkiye işçi sınıfının çok güçlü bir mücadele tarihi olduğunu söyledi. Çerkezoğlu, şunları dile getirdi:
"TARİHİN EN ÖNEMLİ SAYFALARINDA DAMGASI VAR"
“DİSK’in tarihi, 1 Mayıslardan DGM direnişlerine, demokrasi mitinglerine kadar uzanan bir tarihtir. Sonrasında 12 Eylül askeri faşist darbesinde 11 yıl DİSK’in kapatılması faaliyetlerinin durdurulması, onlarca, yüzlerce yöneticisinin, temsilcisinin idamla yargılanması, yıllarca hapishanelerde tutulması, ardından DİSK’in yeniden açılmasından bugüne kadar her türlü baskının, zorluğun, DİSK’in örgütlenmesinin ve mücadelesinin önüne kurulması o nedenle tesadüf değildir. 1967’deki kuruluş bildirgesindeki, o manifestodaki mücadelenin gücü bugün DİSK’i hâlâ durdurmak, önüne set çekmek isteyenlerin korkusudur. Kemal Türkler, işte o 1967’den bugüne kadar ve hepsi bizim tarihimiz olan bu tarihin en şanlı sayfalarının altında imzası olan kişidir. Bu tarihin en önemli sayfalarının altında Kemal Türkler’in damgası vardır.
"İŞÇİ SINIFININ YOLUNUN AYDINLATAN LİDER"
Kemal Türkler’i unutulmaz yapan, Kemal Türkleri bugün hâlâ Türkiye işçi sınıfının yolunu aydınlatan en önemli liderlerden birisi yapansa sınıf mücadelesini sadece emek mücadelesiyle sınırlı görmeyen, Türkiye işçi sınıfının mücadelesini, emek ve ekmek mücadelesini aynı zamanda demokrasi mücadelesiyle birlikte yürüten yani Türkiye işçi sınıfının ekonomik, demokratik mücadelesiyle, siyasal mücadelesini bir ve aynı sürecin parçaları olarak gören o yüce zihniyetin sonucudur. Bilelim ki Kemal Türkler’e sıkılan kurşun, bugün bize yaşatılmak istenen Türkiye’nin işaret fişeğidir. Kemal Türkler’e sıkılan kurşun, emperyalist, kapitalist sistem içerisinde nasıl bir Türkiye istendiğinin göstergesidir. 1 Mayıs’ı kana bulayanlarda, Kemal Türkler’i katledenlerde, 12 Eylül’de DİSK’i yıllarca kapatanlarda, genel başkanını, yöneticilerini idamla yargılayanlarda, DİSK açıldıktan sonra önümüze her türlü barikatı kuranlarda, 10 Ekim’den bugüne kadar her türlü katliamları yapanların hedefinde Türkiye işçi sınıfının emeğine, ekmeğine, geleceğine, aynı zamanda ülkesine, memleketine sahip çıkma iradesine karşı olmak vardı.
"EMEĞİN TÜRKİYE’Sİ MÜCADELESİNİ VERİYORUZ"
Onların bir Türkiye özlemi, dileği var. Onların Türkiye’sinde işçi sınıfı çalışacak, üretecek. Öyle 45 saat değil; 50, 60, 70 saat çalışacak. İş cinayetlerinde, inşaatlarda, madenlerde can verecek, sermaye için üretecek ama kendi emeği, ekmeği hakkında, kendi memleketi hakkında söz ve karar sahibi olmayacak, sözünü söylemeyecek. Sadece 5 yılda bir önüne konulan sandıkta oy kullanmayı demokrasi olarak kabullenecek. Böylesi bir Türkiye istiyorlar onlar ama biz biliyoruz ki, bizim özlemini kurduğumuz, istediğimiz Türkiye, bugün mücadelesini verdiğimiz Türkiye; eşitliğin, adaletin, barışın, kardeşliğin olduğu, ürettiğimiz değerin hakça paylaşıldığı, sendikalaşmanın, grev hakkı, toplu sözleşme hakkı başta olmak üzere sendikal hakların kullanımının önündeki bütün engellerin kaldırıldığı, demokrasinin bütün kurum ve kurallarıyla işlediği emeğin Türkiye’sidir ve biz bugün bunun mücadelesini veriyoruz”
Ardından Türkler’in mezarına karanfil bırakılmasıyla anma sona erdi.