Kemalbay: Bakanları yargılasaydınız Zarrab sorununuz olmayacaktı

HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay, grup toplantısında konuştu. AYM'nin tutuklu HDP Milletvekili Gülser Yıldırım kararını eleştiren Kemalbay, "AYM tek adam yönetimini tercih etti" dedi.

Mezopotamya Ajansının haberine göre, HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. HDP Eş Genel Başkanı Kemalbay’ın gündeminde 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü ve 20 Kasım Çocuk Hakları günü vardı.

AYM’nin tutuklu HDP Mardin Milletvekil Gülser Yıldırım’ın yaptığı bireysel başvurusunu ‘kabul edilemez’ kararını eleştiren Kemalbay “AYM’nin demokratik siyaseti koruması gerekirken, o tek adam yönetimini tercih etti” yorumunda bulundu.

Kemalbay konuşmasına 13 yaşındayken öldürülen Uğur Kaymaz’ı anarak başladı. Kaymaz’ın heykelinin kaldırıldığını hatırlatan Kemalbay; ‘Kayyım yapılanları unutturmak istiyor” dedi.

Kemalbay’ın açıklamasının satır başları şöyle;

Uğur Kaymaz'ın heykeli kaldırıldı

Uğur Kaymaz’ın ölüm yıl dönümü. Dün Dünya Çocuk Hakları Günü’ydü. Türkiye’de çocukların savaş, şiddet, çatışma ve sömürünün ağırlığını taşıdığını biliyoruz. Yayınlanan raporlar çocukların her gün daha çok sömürüldüğünü gösteriyor. Uğur Kaymaz’ın unutturulmaya çalışıldığı bir dönemde yaşıyoruz. Uğur Kaymaz ve babası öldürüldükten sonra terörist süsü verilmek için yanına silah bırakılmıştı. Uğur’u unutturmamak için yerel yönetimlerimiz heykel yaptırdı. Kayyım kaldırdı bu heykeli. Unutturmak istiyorlar.

AYM’nin kararını kınıyoruz

AYM, Gülser Yıldırım hakkında kararını verdi. Bizler bu kararın bu şekilde geleceğini bekliyorduk. Sarayın tahakkümü altında bir AYM var bu ülkede. AYM’nin demokratik siyaseti koruması gerekirken, o tek adam yönetimini tercih etti. Bu karar Türkiye demokrasisi için utançtır. Hele hele kararın gerekçesi, AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın beyanlarından kopyalanmıştır. Bu tuzun koktuğunun göstergesidir. AYM’nin bu kararını kınıyoruz. Bu karar kimseyi umutsuzluğa sürüklememelidir.

Kadın harekeyleriyle sesimizi yükseltiyoruz

25 Kasım her sene kadınların mücadelesini yükselttiği bir tarih. Mirabal Kardeşlerin mücadelesinin anıldığı bir tarih. Tüm diktatörler kadınlara dönük aynı saldırıları uyguluyor. 25 Kasım dünyada kadınların sesini diktatörlere karşı yükselttiği bir gün olarak anılıyor. Biz de Türkiye’de kadın hareketleriyle sesimizi şiddete karşı yükseltiyoruz. AKP rejimi 15 yıldır içinde bulunduğumuz OHAL’i kadınlara dönük olarak uyguluyor. Kadın düşmanı politikalar hayatın her alanında yaşamımızı kötüleştiriyor. Buna karşı dayanışmayla mücadelemizi yükseltiyoruz.

Makul kadın tipi ekleniyor

Kadınların kazanımları OHAL bahane edilerek kaldırılmaya başlandı. Bu kazanımlar KHK ve darbe ortamıyla tasfiye edilmeye çalışılıyor tamamen. Kadınlara yöneltilen şiddet AKP döneminde yüzde 1400 arttı. Bu bizim tespit edebildiğimiz rakam. Gerçek rakam daha da yüksek. Özellikle çocuklara dönük suçlar yüzde 10 civarında resmi kurumlara yansıyor. Bugün eğitim sisteminin ne kadar önemli sorunlarla karşı karşıya olduğunu biliyoruz. Dinselleştirmeyle müfredata ‘makul kadın’ tipi ekleniyor.

Kadınlar eve hapsediliyor

Türkiye’de kadınlar çalışma yaşamında yer alamıyor. Erkeklerin yarısı kadar kadın istihdama katılıyor. Batıdaki rakamlardan çok düşük bu rakam. Kadınların devlete ve erkeğe bağlı olmadan ayakları üstünde durabilmesi çok önemli. Bu olanakları ortadan kaldıran iktidar politikaları onu eve hapsediyor, erkeğe mahkum kılıyor.

'Bakanları yargılasaydınız Zarrab sorununuz olmayacaktı'

Rıza Zarrab dosyasında hükümetin yaşadığı sıkışmışlığı da değerlendiren Kemalbay, "Rıza Zarrab’la ilgili etekleri tutuştu. Neden bu kadar eteğiniz tutuşuyor ki? Hani Rıza Zarrab’ın tutuklanması sizin için önemli değildi? Niye bu kadar telaşlısınız? Rıza Zarrab bu halkın sorunu değildir. Rıza Zarrab rüşvetleri dağıtırken, kara paraları aklarken, suç işlerken, onun rüşvetine muhatap olmuş makaracı bakanı, saat takan bakanı yargılasaydınız bugün belki Zarrab sorununuz da olmayacaktı. Ama siz bakanları yargılamak yerine, onları korudunuz, kolladınız. Şimdi de diyorsunuz Türkiye’ye siyasi bir saldırı yapılıyor. Gerçekten bu ülkenin içinde bulunduğu siyasi iklim, zehirli iklim bizlerin aklıyla alay edecek bu cümlelerin kurulmasına müsaade ediyor. Türkiye’yi ırkçılıkla zehirleyerek, vatan millet diyerek AKP saray rejiminin işlediği suçların üstünü örterek sanki Türkiye’ye karşı bir şey varmış gibi bizleri konumlandırmaya çalışıyorlar. Bu halklarımızın sorun değil, Türkiye halklarının meselesi değil bu AKP-Saray rejiminin, Erdoğan’ın sorunudur. Hesap vermesi gereken Erdoğan’dır" dedi.