Fethiye’nin, ormanla kaplı köyü Koruköy sınırları içerisinde faaliyet gösteren kalker ocağı için kapasite artırım talebi yapılması halkın tepkisine sebep oldu. Faaliyetini 25 hektardan 100 hektara çıkarmak isteyen Urantaş isimli firma, aynı zamanda bölgede bir de hazır beton ve asfalt tesisi kurmak istiyor. Yöre halkının yanı sıra Koruköy ve civarında yaşayan İngiliz vatandaşları da firmayı tepki […]

Kendi köyleri gibi savundular

Fethiye’nin, ormanla kaplı köyü Koruköy sınırları içerisinde faaliyet gösteren kalker ocağı için kapasite artırım talebi yapılması halkın tepkisine sebep oldu. Faaliyetini 25 hektardan 100 hektara çıkarmak isteyen Urantaş isimli firma, aynı zamanda bölgede bir de hazır beton ve asfalt tesisi kurmak istiyor. Yöre halkının yanı sıra Koruköy ve civarında yaşayan İngiliz vatandaşları da firmayı tepki gösteriyor.

Yeşilüzümlü, İncirköy, Koruköy, Nif, Kızılbel gibi yerleşim merkezleriyle de çevrelenen alanda faaliyet gösteren taşocağı için kapasite artım talebi büyük tepki çekti. Bakanlık ve şirket yetkilileri tarafından ÇED süreci kapsamında dün köyde yapılan halkı bilgilendirme toplantısı toplam 300’e yakın kişinin katılımıyla yapıldı. Kapasite artırımına karşı olduklarını söyleyen halk, mevcut işletmenin de lisansının iptal edilmesini istedi. Toplantıya katılarak şirketi protesto edenler arasında bölgede yaşayan çok sayışa İngiliz vatandaşı da olması dikkat çekti.

Adeta doğa harikası

Zeytincilik yapılan bölgede Muğla arısı ıslah projesi de yürütülüyor. Üstelik köyde Muğla Arı Yetiştiricileri Birliği’ne bağlı bir araştırma merkezi bile var. Bakanlık da köy ormanında “bal ormanı” projesi yürüterek aromatik bitki üretimi yapıyor. Tarım da yine köyün önemli geçim kaynağı.

Taşocaklarının yöre halkının zararına olduğunu belirten Dağ Taş Aş Bizim platformu ve Koruköy Muhtarı Nurettin Göztepe yaptıkları açıklamada şunları söyledi: “Bizler huzur içerisinde yaşamak istiyoruz. Geçimimizin turizm, tarım, hayvancılık, zeytincilik, arıcılık ile sürdürülebilir şekilde devam edeceği inancındayız. Bir şirketin kârı için, burada yaşayan tüm insanların yaşamları ihmal edilmez. Üstün kamu yararı bu bölgenin doğal varlıklarının olduğu gibi korunmasıdır.”