Katar emiri sessiz sedasız geldi.

Ve atlı süvarilerin eşliğinde A tipi protokol ile karşılandı.

Böylece geldiğinden haberdar olduk…

Hatırlayacaksınız! Katar Emiri AKP genel Başkanı’na 500 milyon dolarlık uçak hediye etmişti.

“Cumhuriyet tarihinde bu değerde bir hediye verilmemişti” diye siyasiler açıklamalarda bulunmuştu. Günler sonra “hediye Erdoğan’ın değil ülkemizdir” diye geçiştirilmişti.

Uçak konusu gündeme geldikçe iktidara, “Neyin karşılığında verildi” sorusu soruldu. AKP’liler; “Türkiye’nin AKP ile yükselen karizmatik itibarı sonucu hediye edildi demek zorunda kaldılar! İtibar, nedense sadece Katar nezdinde yükseldi. Öbür ülkeler ise bize sırt çevirdiSuudiler, Mısırlılar, Filistinliler, Tunuslular, Cezayirlilerle arayı açınca AKP’nin “İhvan birliğine liderlik” yapma hevesi kayboldu… Doğu Akdeniz kaynaklarını paylaşmakta Katar bile bize karşı tavır aldı… Ekonomi Çöktü.

Şimdi Katara sarılmış durumdayız!

Katar Emir’i ile ne konuşuldu? Bilgimiz yok! Basına yapılan açıklamalarla anladık ki, ülkenin en önemli değerleri Katar’a verilmiş... “Borsa İstanbul’un %10’nun Katara satıldığı” ilk haber olduKaça satıldı bilmiyoruz. Öğrenmek de mümkün değil. Çünkü Borsa İstanbul, Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketinin bir değeri! Bilindiği gibi Varlık Fonu, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi adı altında değişen rejimin çıkardığı ilk kararnameyle doğrudan Cumhurbaşkanlığına bağlandı. Ülkenin tüm değerli varlıklarının bulunduğu bu fon sadece partili Cumhurbaşkanının elinde. Dolayısıyla denetlenmesi neredeyse yok gibi! Yani AKP Genel Başkanı, Cumhurbaşkanlığı unvanıyla fiiliyatta, “Fondaki varlıkları” istediği kişi veya kuruma hesap vermeden istediği fiyata satabilir.

Daha sonraki açıklamalara bakılırsa, hayati önem taşıyan ülkenin su kaynakları yönetimi, Tarım ve Orman bakanlığı ile Katar Enerji İşleri Bakanlığı arasında imzalanan protokole göre, Katar’la ortak hale geliyor.

Dahası Haliç Altınboynuz Projesi ve Antalya Limanı da Katar’a devrediliyor. Katarlılar, Doğuş Holdinge bağlı AVM olan İstinye Parkı’da alıyorlar. İddia o ki, İstinye parkın çevresindeki hazine ve kamu arazileri de Katara devrediliyor.

Zaten İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun açıklamalarında, Kanal İstanbul’un etrafındaki arazilerin çoğunu yabancıların aldığı, başta Katar Emirinin annesi olmak üzere Katar vatandaşlarının o bölgede arazi topladığını öğrenmiştik…

Kısaca iktidar, Katarlılara parça parça ülke değerlerini satıyor… Tank Palet Fabrikası’nın gizli satış öyküsü, AKP iktidarının tarihe düşen kara bir lekesi olarak kalacak… Galiba 500 milyon dolarlık uçak, AKP’lilerin Katar’a duydukları sevginin baş nedeni… Yerli ve milli şarlatanlığı adı altında kaynaklar, halkın bilmediği yerlere aktarılıyor… Engelleyen de hesap soran da yok! Halkın çıkarlarını koruması gereken muhalefet, sessiz, adeta mücadeleden kaçar durumda...

Sorunları samimi olarak çözmek adına alanlarda toplanmak, yürümek kısaca yanlışlara dikkat çekmek için anayasal hakkını kullanmak mümkünken, eylemden kaçıyor! Korktuğu için siniyor…Toplumu da korkutarak değerlerimizin yok olmasına neden oluyor! Eleştirenlere de “esnaf ziyareti yapıyoruz, sorunlarını dinliyoruz” diyerek, aslında toplumun iktidara olan tepkisinin gücünü de kırıyor!

AKP’nin kurucularından olan ve Cumhurbaşkanlığını yapan Abdullah Gül’le ilgili 28 Kasım1995 tarihli Posta Gazetesi’nde çıkan haber, AKP’nin neyi hedeflediği açık seçik gösteriyor...

Gül’ün İngilterenin en ciddi gazetelerinden The Guardiana verdiği röportajı “ÜRPERTEN İTİRAF manşetiyle veren Posta Gazetesi, Gülün Cumhuriyet döneminin artık sonu geldi. Sözlerinin altını çiziyor.

Posta gazetesi, The Guardian’ın; “Gül’ün kesinlikle laik sistemi değiştirmek istiyoruz” sözlerini, Cumhuriyete meydan okumak ve “Yeşil Devrim’in” yolunu net olarak açmak” olarak yorumladığını da habere ekliyor!

Aslında bu zihniyet kendilerini hiç saklamadı! 25 yıl önceki düşüncelerini hayata geçiriyorlar!

Çünkü kendilerini bu ülkeye ait hissetmiyorlar.

Bu nedenle Ormanı da dereyi de limanı da koyu da fabrikayı da rahatlıkla birilerine satabiliyorlar…