Antalya Kent İzleme Platformu ‘2021 Yılı Kent Hakkı İhlalleri’ raporunu yayımladı. Rapor, kent ihlalleriyle ilgili 'Halk katılımı, kent yönetimi ve işleyişi. Çevre, sağlık ve kültürel miras. Kentsel doku ve barınma. Ulaşım ve dolaşım. Eşitsizliğe maruz kalanlar ve sosyoekonomik dezavantajlılar' ana başlıklarından oluştu.

Kent ihlallerinde ‘çevre’ ilk sırada

HABER MERKEZİ

Geçen sene sadece bir kentte yaşananlar ülkenin nasıl yağmalandığını gösterir nitelikte. Antalya Kent İzleme Platformu ‘2021 Yılı Kent Hakkı İhlalleri’ raporunu yayımladı. Raporda en fazla ihlal ‘çevre’ alanında yaşandı. Antalya Kent İzleme Platformu sözcüsü Mustafa Şahin, 2021 yılı kent ihlallerinde, önceki yıllardan farklı bir tablo ortaya çıkmadığına işaret ederek, “Kentin zenginlik kaynaklarının kullanımında ve yararlanmada eşitsizlikler, adaletsizlikler ve hak ihlalleri derinleşerek devam ediyor" dedi.

Rapor, kent ihlalleriyle ilgili 'Halk katılımı, kent yönetimi ve işleyişi. Çevre, sağlık ve kültürel miras. Kentsel doku ve barınma. Ulaşım ve dolaşım. Eşitsizliğe maruz kalanlar ve sosyoekonomik dezavantajlılar' ana başlıklarından oluştu. Toplamda 205 kent ihlaline yer verilen raporda, beş ana başlık içinde ilk sırayı toplam 91 ihlalle ‘çevre, sağlık ve kültürel miras’ aldı. Bu başlık altında ise çevrede 52, kültürel mirasta 21 ihlal gösterildi.

Raporda 2021’de öne çıkanlar şöyle sıralandı:

►İklim krizinin neden olduğu doğa olayları nedeniyle canlı cansız, maddi manevi pek çok değerimiz fazlasıyla zarar gördü. Buna örnek olarak Manavgat’ta başlayan ve diğer ilçelerde devam eden orman yangınları, Kuruyan, seviyesi düşen göller, taşkınlar, fırtına ve aşırı yağışlarla zarar gören alanlar…

►Halk katılımı, kent yönetimi ve işleyişine yönelik ihlaller içinde, koronavirüs nedeniyle 3 bin kafe ve restoran kapandı. 50 bin çalışan mağdur oldu.

►Hayat pahalılığı, işsizlik ve güvencesizlik, her sektörün temel sorunları olmaya devam etti.

►Kamusal alanlara, yeşil alanlara müdahaleler, çevresel kirlilikler, kullanılan kimyasallar nedeniyle toprak, su ve hava kalitesine olumsuz ve zararlı etkileri arttı.

►Kamusal hizmetler ve temel ihtiyaç maddelerinin kullanımında piyasa şartları esas alındı.

►Kent sakinlerinin, sivil dinamiklerin yerel yönetimlerde söz sahibi olmaları ve kent yönetimine katılım uygulamaları göstermelik ve sözde kaldı.