Kentte beliren akıl dışı yasaklar, zihnimizi kemirirken; sonuçlanamayan davalar, derinleşen korkular…

Kentte beliren akıl dışı yasaklar, zihnimizi kemirirken; sonuçlanamayan davalar, derinleşen korkular…
İçimizde taşıdığımız cehennem, kentlerimizin cehennemine karşılık. Kentlerimiz zihniyetlerimizin ölçüsü.

Ölüm istenci yaşama coşkusuna öncülük ediyor ve hangisinin bize esin kaynağı olduğunu ayırt edemiyoruz. Tekrarlanıp duran işlere koşturuyor, doruklara yükselmekle övünüyoruz…

Arkana baktığında zifir zindan karanlıklar. Fütürizmden Meyerhold’a uzanan bir hat.

Marinetti ve on dokuz arkadaşı tarafından kaleme alınan (1913)“Fütürist Oyun Yazarları Bildirgesi”nde; “Tiyatroda alışılagelmiş çalışmalara karşı çıkılmalı, yenilik getirilmelidir. Geleceğin tiyatrosu, kendine örnek olarak gece kulüplerini, müzikholleri, sirk gösterilerini almalıdır. Tiyatro gerçeğin taklidini değil, ruhunu yansıtmalı ve bu öze popüler eğlence türlerinin biçimini uygulamalıdır.”

Fütürizm bir tiyatro akımı oluşturmamakla beraber, sahnede plastik anlatıma ve harekete verdiği önemle, eşzamanlılık ve çok odaklılık deneyimleri ile çağdaş tiyatronun gelişimini etkiler. Bu gelişim içinde tiyatro uygulaması ve düşüncesinde önemli aşamayı  gerçekleştiren sanatçı, Meyerhold olmuştur.

Meyerhold’un 1907 yılından başlayarak yaptığı sahne uygulamalarında ekspresyonizm, fütürizm, konstrüktivizm akımlarının etkisi görülür. Sahnelediği oyunlarda oyuncuyu üçboyutlu, hareketli bir yontu gibi değerlendirmiştir.

Meyerhold, sahnenin tiyatroya özgü gücünü kullandığını ve tiyatro salonunu karartmayarak bu gücün seyirci üzerindeki etkisini açıkça gözlemleyebildiğini belirtmiştir. Tiyatro sahnesine bir inşaat mühendisinin gözüyle bakar, sahne üstünü yapı kurma olanağı bakımından değerlendirir.

Yatay yükseltilere dikey yükseltiler eklenmiş, hareketli parçalarla sahnelerin göz önünde çok çabuk değiştirilmesini sağlamıştır. Oyuncunun tüm hareket olanakları  seferber edilmiş, oyuncu, bir atlet, bir akrobat, canlı bir makine olarak kullanılmaya başlanmıştır. Meyerhold bu oyunculuk anlayışını “biyomekanik”, ya da “biyodinamik” oyunculuk olarak adlandırmıştır. Sahnede makine çağının toplumunu simgeleyen mekanizmanın içinde insan öğesi, bu mekanizmanın hareketli parçalarından biri olmuştur.

Yirmi birinci yüzyılın gündelik hayat oyunlarında bahsedilen kavramlar hangi mecralardan doğacak, canlanacak ya da hatırlanacak? Gelecek inşamızda akılla hareketi sağlayacak.