Didim’de planlanan Su Ürünleri Organize Sanayi Bölgesi için hazırlanan fizibilite raporuna itiraz eden Didim Belediye Başkanı Ahmet Deniz Atabay “Sadece bir kesime fayda sağlaması amacıyla hazırlanmış, ısmarlama bir sözde fizibilite raporu” dedi

Kentin turizmini ve doğal güzelliğini bitirecek

ERDEM ÖZDEN

Aydın Didim’e yapılmak istenen Su ürünleri Organize Sanayi bölgesi için hazırlanan fizibilite raporuna Didim Belediye Başkanı Ahmet Deniz Atabay tepki gösterdi. Sanayi bölgesinin yapılmak istendiği alanın doğal sit alanı olduğunu belirten Atabay, fizibilite raporunun açıklandığı toplantı sonrası “Bilimsellikten uzak bir biçimde hazırlanmış, sadece bir kesime fayda sağlaması amacı ile hazırlanmış, ısmarlama bir sözde fizibilite raporu toplantısı dinledik" ifadelerini kullandı.

Kentin turizmini ve doğal güzelliğini bitirecek bir proje olduğunu belirten Atabay “Bir tarafta, Kuşadası'na kadar uzanan yaklaşık 11 bin hektar büyüklükteki Menderes Deltası 1. Derece Doğal Sit Alanı, diğer tarafta alanın içinden geçen Tarihi Apollon Tapınağı ile Filozoflar şehri Milet Antik Kenti’ni bir birine bağlayan Kutsal Yol. 1. derece arkeolojik sit alanı ve aynı zamanda Didim yarımadasının eşsiz denizi, havası, ve doğal güzellikleri” diye konuştu.

Kabul edilmesi mümkün değil

Toplantıyı eleştiren ve projenin kente zarar vereceğini belirten Atabay “Ne acıdır ki; bu toplantı korunması gerekli alanları geliştirme ve kentimizin turizmine kazandırma kentimizin ve dolayısıyla ülkemizin ekonomisine katkıda bulunacak bir turizm cazibe merkezi haline nasıl getiririz toplantısı değil. Bu korunması gerekli alanların tam ortasında ‘Su Ürünleri Organize Sanayi Bölgesi’ nasıl kurarız toplantısı. Doğayı ve insanı hiçe sayan bu raporun Didim halkı tarafından kabul edilmesi mümkün değildir" ifadelerini kullandı.

Kentin turizm potansiyelinin yüksek olduğunu ifade eden Atabay sözlerini şöyle sürdürdü "Biz kentimizde tatil ve kültür turizmi kapsamında toplam 900 bin yerli ve yabancı turist misafir ediyor, bunu daha nasıl geliştirir, kent ile ülke ekonomimize nasıl katkıda bulunuruz diye düşünüyoruz. Bunları yaparken ekolojik ayak izimizi minimum seviyelere nasıl indiririz diye çabalıyoruz. Hal böyle iken karşılaştığımız; doğayı, tarihi, turizmi ve top yekun kentimizi yok sayan fizibilite raporunu kabul etmemiz mümkün değildir. Hazırlanan raporda da görüldüğü üzere, sadece günlük kullanılacak yem tonajı ile, hakim rüzgarın da kuzeyden esmesi ile birlikte, tüm doğaya zararlı atık maddeler ve ağır endüstriyel koku kentimizin en önemli turizm sahili olan Altınkum bölgesine sirayet edecektir. Bu durum kentimizin tescilli, tabiri caizse şifalı olarak görülen havasının olumlu etkisini kaybetmesine hatta zamanla, solunması zor bir hale gelmesine sebep olacaktır."