Kentsel değil, rantsal dönüşüm
Belediyeler, Meclis'ten geçmeyen bir yasayla Türkiye'ni
Ulaş TOSUN/İSTANBUL
Belediyelerin 'kentsel dönüşüm projesi' adı altında Türkiye'nin birçok il ve ilçesinde yaptıkları yıkımlarda, binlerce insanın barınma hakkı elinden alındı. Uzmanlar, bu projenin Meclis'te halen yasa tasarısı olarak beklediğine dikkat çekerek, belediyelerin yasalaşmamış bir erki kullandıklarını söyledi.
30 binin üzerinde konut yapımına imza atan İnşaat Mühendisi Şakir Sinan Güngör, belediyelerin sadece konut yapıp bunları pazarlamaya yöneldiğine dikkat çekerken ''Son dönemde medyada sıkça 'Kentsel Dönüşüm Yasası' cerçevesinde yapılan yıkımlardan bahsediliyor, ancak böyle bir yasa yok. Yerleşmiş bir işlem yok'' dedi. Güngör şu görüşleri savundu:
''Kentsel Dönüşüm Programı henüz yasalaşmadı. Yaşanan yıkımlar Belediye ve Toplu Konut İdaresi işbirliğiyle yapılmakta. Bu çalışmalar Belediye Kanunu'na dayandırıldığı iddia edilse de dayandırıldığı Kentsel Dönüşüm Yasası halen tasarı halinde beklemekte. Belediyeler kanunlaşmamış bir konu üzerinde olmayan bir erki kullanıyorlar.''
Arsa Ofisi eski Bölge Müdürü Mustafa Demirdöven yıkımların arkasında bankaların para satma girişimi olduğunu söyledi. TMMOB eski yönetim kurulu üyesi Harita mühendisi Celal Beşiktepe kentsel dönüşümün ticaret mantığından uzaklaştırılması gerektiğini belirtti.
HALK GÖRÜŞÜ
'Yıkımlar için mahkemeyi bile beklemediler'
Güzeltepede önceki gün yıkılan 11 kondudan birinde 5 kişilik ailesi ile kiracı olarak yaşayan Turan Yön, barınma hakkının sağlanmasını isterken, Kulaksız Mahallesinde yıkılan evlerin sahipleri kararın ''yürütmeyi durdurma talebi ''süresi sonyandırılmadan uygulandığını iddia etti.
Başbakan, kaçak yapılaşmaya göz yummayacaklarını belirterek verdiği sert mesajların ardından kentlerde belediyelerin yürüttüğü yıkımlarda gecekondu sahipleri belediyelere ait toplu konutlara göç ettirilirken kiracılar hiçbir güvenceleri olmadan sokakta bırakıldı.
Temmuz’da sadece İstanbul'daki yıkımlardaki olaylarda 50'nin üzerinde insan gözaltına alındı ve 200 aile evlerinden göç etti. İnsan Hakları Derneği 17 Temmuz 2005’teki açıklaması yla kolluk kuvvetlerinin yıkımlarda abartılı güç kullandı ğını belirterek suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi.
Kentsel dönüşüm adı altında gerçekleştirilen yıkımları “Rantsal Dönüşüm” olarak değerlendiren uzmanlar ve mağdur olan insanlar kamuoyunu duyarlığa çağırdı. İstanbul'da gerçekleştirilmesi planlanan yıkımlara karşı bugün İstanbul, Okmeyda'nında büyük bir mitingi düzenleyecek.
»Turan Yön (Güzeltepe'de Mahallesi sakini) Önceki gün belediye ekipleri çevik kuvvet ve panzerlerle evlerimizi yıktı. Bizleri de gözaltına aldı. Belediyeler ev sahibiyle anlaşmaya varmışlar ve ona toplu konutlardan daire vermişler. Bizden tapu tahsis belgesine dayanarak 3 yıldır kira alıyorlardı. 2 ay önce ev sahibi gelip burası yıkılacak diyerek kapı ve pencereleri söktü. Yıkılan evde kızkardeşim ve 3 çocukla birlikte yaşıyorduk. Bu yıkımlarda ev sahiplerine ev veriliyor ancak kiracılar ne olacak, bizlerin durumu ne olacak?
»Ali Çetkin: (Kulaksız Mahellesi sakini) Kulaksız için yıkım kararları Haziran 2005'de alındı. Bize Temmuz'da tebligat yapıldı. Yıkım kararını 60 gün içinde mahkemeye başvurarak Yürütmeyi durdurma kararı alma hakkımız varken, bu sürenin dolması beklenmeden işgal eder gibi mahelleye doluştular. Yıkım yapılan evlerin sahiplerine hipotekle konut veriyorlar. Verilen evlenin sağlık şartları uygun değil. Ayrıca bu insanların her ay ödeme yapması gerekiyor yoksa evlere el konulacak. İnsanlar buradaki yıkımlarda milyarlarca liralık zarar gördüler. Kimse istenilen parayı ödeyemez tekrar sokağa atacaklar.
»İlknur Bektaş: (Kulaksız Mahallesi sözcüsü) Geçen hafta Kulaksız'da birçok ev yıkıldı. Burada yıkılan evlerin hiçbiri yeni değil. 30, 40 yıllık binalar bir anda yıkılırken insanlara işgalci muhamelesi yapı ıyor. Kaçak diye yıkmadan 10 gün önce evlere doğalgaz bağladılar. Bu evler kaçaksa neden doğalgaz ve alt yapı hizmeti verdiniz. Bize savaş açtılar. Bir binayı yıkarken en üst katı yandaki evin üzerine düşürdüler. O evin 3 odası yerle bir oldu. Şans eseri ölen olmadı. Bu kadar insanı madur ettiler. Mahelleli olarak bu durumun peşini bırakmayacağız.
UZMAN GÖRÜŞÜ
Şov yapıyorlar, sorun çözmüyorlar
»Şakir Sinan (Güngör İnşaat Mühendisi) :
İlçe Belediyeleri dahil, tüm belediyeler konut yapıp satmaya yöneldi. Ancak bunun karşılığında böylesi sorunu çözecek kadro yok. İnsanları konut sahibi yapacağız diye kandırıp belediyelerin önünüdeki kuyruklarla şov yapıyorlar. 25 yıllık bir süreçte deprem felekati yaşayacağımızı herkes biliyor. Bu konuda bile aymazlık içerisinde olan yönetimler gecekondu bölgelerinin çok çabuk tasfiye edileceğini düşünerek buralarda rant politikası yürütüyor. Sözüm ona insanları hem konut sahibi yapıp hem kent düzenlemis oluyorlar. Makro ölçekte planlanması gereken bir kent söz konusu iken 15-20 bin kapasiteli konutlar üzerinden şov yapılıyor ve yeni bir rant kapısı açılıyor. Bunun adı Rantın Dönüşümü Programı. İstanbul'daki dönüşümü Gecekondu bölgeleriyle sınırlandırmak yeterli değil. Kaçak insaatlara göz yumup daha sonra ruhsatlandıranlar Kentsel Dönüşümden bahsediyor önce onlarin hesabini vermeleri gerekiyor. Bu dönüşüm programları ve Yeni Belediye Kanunu ile birlikte artık kooperatif eliyle konuk sahibi olmak hayal oldu.
»Mustafa Demirdöven (Arsa Ofisi Eski İstanbul Bölge Müdürü):
Yeni 5393 sayılı Belediye Yasası onlara bu yetkiyi verdi Belediyeler konut üretme yetkisi aldıkları için tanık olduğumuz yıkımları yapabiliyor. Ancak bunun 4 ayağı oturmuş düzenli bir yasası yok. Evleri yıkılan insanların nereye yerleştirileceği bile net değil. Şu anda belediyelerin elinde konut yapılmış bir kaç bölge var. Buraları satmak için bu süreci işletiyorlar. Parası olmayanların toplu konutlara taşınma şansı yok çünkü fiyatlar yüksek. Bu sekilde bir uygulamanın kent kültürüne olumlu katkisi olacağından söz edemeyiz. İnsanlar, sivil toplum örgütleri ve meslek odaları Projeleri ortak edilmeli burada kamulastırmanın acımasız kurallarını uygulayarak sorun çözülemez. Şu anda konut patlaması var. Bu patlamada bankaların para satmak için üretttikleri bir balon. Çünkü zenginleşme söz konusu değil. Büyük bir işsizlik var Bankalar satamayacaklari paralar için konuta yönlenim yapmaya çalışıyor. Bu talep karşında konut fiyatlarında da aşırı yükselme oldu. Bu durumda normal ihtiyaç sahipleri bu konutları alamıyor. Şu an konut alabilenler 2-3 konut sahipleri. Orta gelirlinin alabileceği fiyatlarin çok üstende fiyatlar. Bu çok tehlikeli bir oyun ve herkes buna inanamis görünüyor.
»Celal Beşiktepe: (Harita Mühendisi TMMOB eski 2. Başkanı)
Türkiye'de sermayenin bir çok kararı yasal değil. Bakın Beşiktas'tan yola çıkalım; Yıldız, Zincirlikuyu, Levent ve Maslak'a kadar bulunan kulelerin hiçbiri yasal değil. Asıl kaçak onlar. Bunların hemen bitişiğindeki barınma hakkını kullanan insanalarin evleri yasadışı. Böyle bir kanun kabul edilemez. Devlet olarak barınma hakkını karşılanmıyorsa bu konduları yıkamaz. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Büyükşehir Belediye Başkanı iken Beyoğlu Belediyesinin eliyle hazırlan Okmeydanı ve Kasımpaşa planlarına karşı 3000 bin kişi yürüdü ve bu planlar iptal edildi. Kent demokrasinin harekete geçirelim ve güvenli yapı politikalari üretelim. Şu anki sürecin demokratik sistemde karşılığı yok. İnsanlara vermeyi teklif ettikleri konutlar yaşam koşullarının altında. Heyelan güvenli ve sağlıklı değil. Eskiden 2 katlı toplu konutların olduğu bölge ve inşaat yapılamaz diye ayrılmış yeri devasa istinat duvarı ile kapatıp karşısına konut yapıyorlar ve insanlar borçlu çıkarılıyor .