Aylardır kapalı olan esnaf yeni döneme borçla giriyor. Yeni kararla saat 19.00’da kepenk indirecek esnaf tepkili. Kimi “Evime ekmek götüremiyorum” derken kimi kayıpların giderilmesinin imkânsız olduğunu söyledi.

Kepenk açıldı ama esnafın umudu yok: Kayıpları gidermemiz zor

Meral DANYILDIZ

Pandeminin faturası küçük esnafa kesildi. Aylardır kapalı olan kafe, restoran ve içkili mekânlar açıklanan yeni kararla çok yüksek riskli iller hariç hafta içi 07.00 ile 19.00 arasında yüzde elli kapasiteyi aşmamak kaydıyla hizmet verecek. Ancak esnaf yeni döneme yüklü bir borç yığınıyla giriyor. Bunun yanında işletmeler hem eskisi kadar iş yapamıyor hem de kira, vergi, stopaj derdiyle boğuşuyor. Kapalı olan işletmelerden bazıları bu süreçte paket servisle günü kurtarmaya çalışıyor. İçkili mekânlar ise getirilen ek yasaklardan dolayı zararlarını kapatma derdinde.

Açıklanan yeni kararların ilk gününde Zeytinburnu ve Beşiktaş esnafının şikâyetlerini dinledik. İşletme sahipleri ancak saat 19.00’dan sonra işlerinin açık olduğunu belirterek karara itiraz etti; AKP’nin salgın sürecinde hız kesmeden sürdürdüğü hıncahınç kongrelerine de tepki gösterdi. Esnaf erken kapanma ile ayakta kalamayacaklarını, masraflarının daha da artacağına dikkat çekti.


KEPÇEYLE ALIYORLAR

Zeytinburnu 58 Bulvar Caddesi’nde Deniz Börek’i işleten Fırat Deniz, paket servis sistemiyle müşterilerin yüzde 60 oranında azaldığına dikkat çekti. Bu süreçte kredilerle geçindiklerini belirten Deniz, “Verdikleri destek bin lira. Kaşıkla veriyorlar, kepçeyle alıyorlar. Büyük esnaflar aldı başını gitti, küçük esnaf ezildi. Buranın alanı zaten küçük, masaların yarısını iptal ettim. Bir masaya iki kişi oturtabiliyorum. Üç kişi geldiğinde hepsini oturtamıyoruz, kalkıp gidiyorlar” dedi.

“Çalışanlarınızın maaşlarını nasıl veriyorsunuz?” sorumuza ise Deniz, “Çoğunu çıkarttık. Yapacak hiçbir şey yok” cevabını verdi. Deniz, sözlerini şu ifadelerle noktaladı: “En üzüldüğümüz nokta o. Maske, mesafe, temizlik diyorlar. Bu sadece esnaf için geçerli. Kongreler yapıyorlar salonlar dolu, kendilerine korona yok. Bu koronadan bir tek esnaf çekti.”

GIDA İŞİNDEYİZ AMA AÇIZ

Zeytinburnu’ndaki İnegöl Et Lokantası’nın sahibi Cemil Koşudağ, paket servisi için motor sayısını artırmalarına rağmen maliyeti karşılamadığını söyledi: “Elbette bu kararların katkısı olacaktır ama bizim gıda sektöründe pek mutlu edici bir gelişme değil. Para kazanmayı geçtik, günümüzü kurtarsak yeter derdindeyiz. Ama günümüzü bile kurtaramıyoruz. Bulvar Caddesi’nde köklü olmayan bütün işletmeler el değiştirdi veya kapattı. Ben de çalışanlarımın maaşlarını hep geriden vermek zorunda kaldım. Örneğin 4 bin liranın maaş günü 3 bin lirasını verebildik, kalanını daha sonra. Gıda işi yapıp aç kalan insan olur mu? Oluyormuş. Dibin dibine yaklaştık.”

Beşiktaş esnafından Abbas Cafe Pub’ın mekân sahibi Arzu Yıldız ise, ikinci kapanmanın daha zorlu geçtiğini söyledi. “İlk kapanmada kredi ödemelerimiz ötelenmişti. Bu karantinada bu bile yapılmadı” diyen Yıldız, “Bu sefer yeni krediler çekmek zorunda kaldık, çevremize borçlandık. Şimdi 19.00’a kadar açık olacağız. İnsanların işten çıkıp bize gelmeleri zaten 19.00’u buluyordu. Bu açıklama dükkânı açık tutmak için yeniden borçlanmak anlamına geldi” şeklinde konuştu.

12 ÇALIŞANIMI ÇIKARDIM

Beşiktaş Kahvesi’nin sahibi Mehmet Mehdi Dalmaz, esnafın bu ülkenin en yara alan kesimi olduğunu kaydetti ve ekledi: “İntihar eden, iflas eden, eşinden boşananlar, borcundan dolayı tehdit edilenler… Esnaf artık açılalım da ne olursa olsun, yoksa açlıktan öleceğiz diye düşünüyor. En önemlisi de çalışanlar.”
Dalmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Normal şartlarda en az 4-5 bin lira maaş alması gereken insanlar bana gelip ‘abi günlük 50 liraya çalışabilirim, ne iş istersen yaparım’ diyor, içim gidiyor. 14 kişi çalışıyorduk, şimdi iki kardeşimle çalışıyorum. Kapalı olduğumuz süreçte dışarda sürekli iş kovaladım. Kendi işimle ilgili malzeme satıyorum, karşılığında üç beş kuruş alıyorum.”

EVE EKMEK GÖTÜREMEDİM

Beşiktaş’ta bar sahibi Fecri Okaytuğ, bu süreçte kredilerle ayakta durduklarının altını çizdi. “Bu süreçte evime ekmek götüremedim” diyen Okaytuğ, şunlara dikkat çekti: “Özellikle alkol sektörüne yönelik umursamazlık oldu. Bir babanın eve gittiğinde ailesinin yüzüne bakamamasının nasıl bir durum olduğunu düşünmek lazım. Emeklerimiz bir kişinin iki dudağı arasında. Büyük patronlar kârına kâr kattı, olan bize oldu. Birikmiş kiralarım var, batma tehlikesiyle karşı karşıyayım. Bin lira yardım yapıyorlarmış. Ben 20 bin TL kira veren bir insanım, ev kiram bile bin 700. Bin liraya artık ev kirası bile yok. Devlet halktan kopmuş durumda.”

AYAKTA KALAMAYIZ

Beşiktaş’ta Epope, Ahtapot Balığı gibi mekânların sahibi olan Ahmet Aladağ, dükkânı açtıkları gibi elektrik ve suyu kesmeye geldiklerini ifade etti. Aladağ, “Rica ettik, üç dört gün süre istedik. 19.00’da kapatıp ayakta kalma şansımız yok. Sonuçta meyhane işletiyorsun, kimse kahvaltıya gelmiyor. Dört çocuğum var, hepsi özel okullarda okuyor, burs verdiğim öğrenciler var. Geceleri aklıma çocukların okul parası geliyor, faturalar geliyor. Bunları nasıl ödeyeceğim diye düşünmekten uyuyamıyorum, psikolojik yardım alıyorum” dedi.

***

Yeni kararlar nefesimizi daha çok kesecek

Türkiye Esnaf Platformu Sözcüsü Murat Akbaş, kafe-bar sektörünün 19.00-23.00 arasında iş yaptığını hatırlatarak, alınan yeni kararların esnafa nefes olmayacağına dikkat çekti.

Yeni kararlara tepki gösteren Akbaş, sektörle ilgili taleplerini BirGün’e anlattı:

"Sektörümüzün 09.00- 19.00 arası açık olması nefes almaktan ziyade nefesimizin daha fazla kısılmasına neden olacak bir karar. Başta iktidar olmak üzere tüm kesimlerin bildiği gibi bizim iş yapma saatlerimiz 19.00-23.00 arasıdır.

Diğer yanıyla hafta sonu esas olarak kazanç elde ettiğimiz günlerdir, iş yapma ve hafta sonlarının yasak olduğu düşünüldüğünde açıklanan kararın bize bir yararı olmadığı gibi giderlerimizi artıracağından ciddi zararları olacaktır. Örneğin şimdi kapalı olduğumuzdan işçi, elektrik, su, doğalgaz vergi, SSK, Bağ-Kur ve esas olarak satış olamayacağından alınan malzemelerin bozulması ciddi yük getirecektir.

Yukarıda da belirttiğim gibi bu şartlarda kayıplarımızı gidermemiz mümkün değildir. Kapatıldığımız günden bugüne kayıplarımızı gösterebilmemiz için tam kapasiteyle iki yıl çalışmamız gerekiyor, hibe ve destek kredileriyle nefes alabilecek noktaya gelebiliriz. Kapatıldığımız günden, piyasa koşulları normalleşene kadar, yani pandemi yasaklarının biteceği güne kadar tüm ödemelerden muaf tutulmalıyız. Kira ve eleman desteği sunulmalıdır, yerel yönetimler, işgaliye, katı atık, çevir temizlik ve tabela vergisi gibi aldığı ödemelerden sektörümüzü muaf tutmalıdır. Kısaca çalıştığımız dönemde yerine getirdiğimiz yükümlülüklerden, kapatıldığımız ve çalışmadığımız dönemde muaf olmamız gerekir.

İktidar ve yandaşları lebaleb lüks içinde yaşıyor. Bunlara korona virüs işlemiyor. Ortak mücadeleyle bu iktidara seçimlerde son verecek demokratik bir ülke mutlaka kuracağız."