Ülkenin para tura işlerine “bakan” bakanının “Siz Dolarla mı maaş alıyorsunuz?” dediği bir ülkedeyiz. Ya hiç derse gitmedi ya da başka bilmediğimiz şeyler var. Bakanım bizimle dalga geçiyor olmalı. Ha geçmiyorsa da o zaman daha kötü. Gözümüzün içine göz kırpa kırpa terliyor demektir. Bir ülke vatandaşı için maliye bakanının bu cümleyi kurması gerçekten çok da olumlu bir şey değil. Çünkü eğer gönül rahatlığıyla böyle bir muhabbete giriliyorsa o zaman zaten çoktan olan olmuş demektir…

Başka gün başka bir admin çıkıyor, “Ekonomimiz pik yaptı” diyor… Vallahi de billahi de ben de inanmak istiyorum o pike… O piki ben de görmek istiyorum, sağa bakıyorum, sola bakıyorum, yukarı bakıyorum, belki ekonomimiz oradadır diye… Yok abicim, bulamıyorum. Nerede bu ekonomi. Dolar 7,49 olmuş, neredeyse yazıyı bitirene kadar başka bir yere pik yapacak, vatandaşa “Ekonomimiz iyi gidiyor” demek herhalde gidici hastaya moral vermek gibi bir şey.

Hani bazen akrabanız filan hayatını kaybeder, başka ilden sizi çağırırlar. “Amcan iyi değil Kaan, gel bi gör” derler. Gidersiniz, amcanız maalesef sizlere ömürdür. Acaba öyle bir anlatım biçimi midir? Gerçekten anlayamıyorum. Aslında uzun süredir hiçbir şeyi anlayamıyorum… Anlamak mı istemiyorum diye kendi kendime soruyorum… Yok abicim, yok ablacım vallahi bana söylenenlerle, benim gördüklerim bambaşka şeyler…

40-50-60 araçlık konvoylardan 200 – 300 metrelerden halkı kucaklayanlardan alıyorum haberi. Haberler çok iyi. E sokağa çıkıyorum, herkes salya sümük ağlıyor… Acaba diyorum, ben de S500’e binsem, ben de koltuktan ısıtmalı Maybachlara binsem, benim için de mi ekonomi roket olup uçacak, Space X olup dikeylemesine istediğim yere konacak? Bilemiyorum, vallahi bilemiyorum…

Mesela TÜİK veri açıklıyor. Bunlar resmi veriler. Verilere gelelim: Genç işsiz sayısı haziran döneminde resmi verilere göre yüzde 26,1’e yükseldi. İstihdam edilenlerin sayısı 2020 yılı haziran döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre 1 milyon 981 bin kişi azalarak 26 milyon 531 bin kişi, istihdam oranı ise 4,0 puanlık azalış ile yüzde 42,4 oldu…

Genç işsiz oranı yüzde 26. E çok iyi demek ki… Gençlerimiz gençliklerini yaşıyor desenize. İşe filan gerek yok, internete gerek yok, paraya gerek yok, maaşa gerek yok, zaten dövizle de maaş almıyoruz. Ne gerek var yaşamaya?

Hadi sefillik, yoksulluk, yolsuzluk ve yasakları bir kenara bırakalım. Ülkenin iç güvenliğinden sorumlu yetkili abisi AYM başkanına “Bisikletle işine gidebiliyor musun?” diye soruyor. Kendi sorumluluk alanındaki ülkenin pek de güvenli olmadığını ima ediyor. Kendi kendini eleştiren bakanları da biz yarattık bu da bir gelişme. Kendi muhalefetini kendisi yapabilen bakanlar var. Hem işini tam yapmıyor, hem de tam yapamadığı işten dolayı ortalığa verip veriştiriyor. Değişik memleketiz vesselam. Zaten bakanımın da bir dediği bir sonraki yıl dediğini çok tutmuyor bazen. Tam anlamıyla bir “Nereden nereye” ülkesiyiz.

Soran olursa en süpersonik ülke biziz. Dış politikada haklı olduğumuz konularda bile sırf diplomasi bilmemekten haksız duruma düşen de biziz, her gün ona buna kızan, atarlanan, haddini bildiren de biziz.

Hatta kredi notumuzu kırmayan kuruluşlara bile kızan biziz. Zaten S&P ne ki Moody’s başka bir şey olsun. İkisi de aynı şeyin laciverdi. Hakkımızdaki tüm eleştiriler bizim için yok hükmünde. Sadece biz varız ama biz bize yeteriz. Millet vatandaşına, sanatçısına yardım ederken, biz IBAN veririz. Çünkü butik ülke değiliz. Güçlü olmak böyle oluyor demek ki. Dünyanın bizden öğreneceği çok şey var.

Zaman içinde tüm yanlışları başarılı bir biçimde yaptığımız için artık bir noktada kalacak yanlış kalmayacak, satacak toprağımız, pazarlayacak ormanımız, yabancıya bağımlı hale gelmemiş tohumumuz, yer altı kaynağımız kalmayacak. O zaman neyimizi satacağız acaba?

Bence bizi yönetenler bizlere artık yedek parça olarak da bakmalı. Bugün bir böbrek iyi para ediyor. Bir böbreğimiz kalsın, o da bize yeter ama bizim tayfa onun da ikisine göz diker.

Yazımı malum beş şirkete sevgilerimi yollayarak bitiriyorum. Çünkü siz de bizi bitirdiniz.