Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Diyanet’in Cuma hutbesini eleştirerek, yeni Çorum’lara, Maraş’lara davet çıkarılıyor dedi

KESK: “Diyanet, yeni Çorum’lara, Maraş’lara davet çıkarıyor”

KESK, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın Cuma hutbesinde eşcinselleri ve evlenmeden birarada yaşayanları hedef almasını eleştirdi. KESK yaptığı açıklamada, Diyanet’in nefret ve ayrımcılık suçu işlediğini ve halkı kin ve düşmanlığa sevk ederek yeni Çorum’lara, Maraş’lara davet çıkarmaktadır dedi.

KESK, Erdoğan’ın Diyant’in açıklamarını desteklemesiyle ilgili ise, “bugün geldiğimiz noktada olay bir devlet memurunun nefret suçu işlemesi olmaktan çıkmış, bir dinin inanç esaslarının, anayasanın ve hukukun üstüne koyulması haline dönüşmüştür. Doğrudan bir devlet kurumu başkanı sıfatıyla işlenen bu suça karşı harekete geçmek yerine doğrudan Cumhurbaşkanı tarafından “Diyanet İşleri Başkanlığına yapılan saldırı devlete yapılmış sayılır" açıklamasıyla iktidar suça destek çıkmış; bununla da yetinmeyip görevlerinden biri de insan haklarını korumak ve geliştirmek olan barolara soruşturma başlatılmış, barolar İslam düşmanlığı ile suçlanarak doğrudan iktidar tarafından hedef gösterilmiştir” ifadelerini kullandı.

Bu açıklamayla devletin artık bir din devleti olduğunun ilan edildiğini ve bunun Anayasa’da yer alan laiklik ilkesine aykırı olduğunu söyleyen KESK, “devletle kendisini ve diyaneti özdeşleştiren ne Cumhurbaşkanı ne de Diyanet İşleri Başkanı Anayasanın üzerindedir. Her kurum ve kuruluş eleştirilebilir, Diyanet İşleri Başkanlığı da bundan azade değildir” dedi.

1Diyanet’e yöneltilen eleştirileri İslam düşmanlığı olarak lanse etmenin, halkın bir kesimini Diyaneti eleştirenlere karşı kin ve düşmanlığa sevk etmek olduğu söylenen açıklamada, bunun yeni Çorum’lara, Maraş’lara davetiye çıkarmak olduğu ifade edildi.

KESK açıklamasında, Diyanet İşleri Başkanlığı bugün açıkça iktidarın politikalarını meşrulaştırmak için çalışan bir fetva kurumu niteliğinde olduğunu söyleyerek, “Saray’a bağlı olan Diyanet, tıpkı Cumhurbaşkanının buyruklarının yasa sayılması gibi, verdiği fetvalarla kendini yasaların da anayasanın da üzerinde görmektedir ve toplumsal bağların ve ilişkilerin tamamının dinselleşmesinde önemli bir rol oynamaktadır” ifadelerini kullandı.

KESK, “ücretsiz izne zorlanan işçilere aylık 1168 TL reva görülürken; Diyanet İşleri Başkanlığı, 8 bakanlığı ve birçok icracı kurumu geride bırakan 11,5 milyar TL’lik bütçesi, son üç yılda lüks araçlara 2,6 milyon, bu araçların mazotuna 1,8 milyon TL olmak üzere lüks harcamaları, cennette tapu vaadiyle bağış kampanyaları ile hem halkın bütçe hakkını gasp etmekte, hem de vergilerimizle iktidarın tüm hukuk dışı, kadın, çocuk, LGBTİ+ düşmanı, sermaye yanlısı politikalarının yayılması, toplum tarafından tepki görmeden karşılanması için bir ideolojik aygıt olarak çalışmaktadır” diyerek açıklamasına şöyle devam etti:

"Nasıl mı?

Sendikalı oldukları için işçilerin işten çıkarılmasının ardından müftülüğün camilerde okuttuğu hutbeyle grevin caiz olmadığını, “kârı ve kârlılığı azaltıcı davranışlarda bulunmanın çalışanı ağır dini mesuliyet altına sokacağını" söyleyerek,

Soma’da yaşanan katliamın fıtrat, kader olduğunu söyleyip, hak aramanın önüne geçerek,

Salgınla mücadele adı altında bağış kampanyasına katılımı zorunlu tutup, bağış dekontlarının müftülüklere gönderilmesini isteyerek,

9 yaşında kız, 12 yaşında oğlan çocuklarının evlenebileceğine ilişkin fetva vererek,

Kadının elini sıkmak günah derken, babanın öz çocuğuna duyduğu şehvetin haram olmadığını söyleyerek,

Hazırladıkları İslam ansiklopedisinde kız çocuklarının, üvey babaya haram olmadığını yazarak,

Feminizmin, ahlaksızlık olduğunu, şiddet gören kadınlara 'hatayı kendinde aramayı' tavsiye ederek…"

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bütçesiyle AKP’nin tek mezhep üzerinden toplumu dinsel kurallarla yeniden şekillendirmesinde ideolojik bir aygıt olduğunu söyleyen KESK, “AKP’nin emek, kadın, çocuk, LGBTİ+ düşmanı, sermaye yanlısı politikalarını ülkenin en kılcal damarlarına kadar taşıma, bunlara karşı tepkileri engelleme, bu politikaları meşrulaştırma işlevi taşıyan Diyanet İşleri Başkanlığı laiklik ilkesine aykırıdır, eşit yurttaşlığın, temel hak ve özgürlüklerin önündeki en önemli engellerdendir” dedi.

Baroların hedef alınmasını ve açılan soruşturmaları eleştiren KESK, “siyasal iktidarın Anayasa tarafından güvence altına alınan laiklik ilkesini, hukukun üstünlüğünü ve yargı bağımsızlığını açık biçimde çiğneyen yaklaşımını, laik ve sosyal devletin gereklerini yerine getirmek, insan hak ve özgürlüklerini korumak ve geliştirmek göreviyle açıklama yapan Ankara ve Diyarbakır Barolarına yönelik saldırıları şiddetle kınıyoruz. Hukukun, AKP politikalarını, Saray rejimini eleştiren, onun gibi düşünmeyenlere yönelik bir tehdit ve sindirme aracı olarak araçsallaştırılmasını kabul etmiyoruz. Kendisi dışında hiçbir görüşe ve eleştiriye tahammülü olmayan siyasal iktidar, hukuku, toplumun örgütlü kesimlerini zapturapt altına almaya yönelik bir sopa olarak kullanmaktan vazgeçmelidir” dedi.