KESK İzmir, kamuda güvenceli çalışma, güvenceli bir gelecek ve insanca yaşam temelindeki taleplerini dile getirdi.

KESK İzmir, 'eşit işe eşit ücret' talep etti

GÖZDE KOÇ

KESK İzmir Şubeler Platformu, 2022-2023 yıllarını kapsayacak Toplu İş Sözleşmesi sürecinde tüm kamu emekçilerine ve emeklilerine “İnsanca Yaşam, Güvenceli İş ve Güvenli Gelecek” talebiyle Tüm Bel Sen İzmir 1 No’lu Şube’de açıklama gerçekleştirdi. KESK Eş Genel Başkanı Şükran Kablan Yeşil, basın açıklamasına başlamadan önce ülkede dokuz gündür devam eden yangınlarla ilgili konuşma yaparak, kamusal hizmetin tasfiyesi ve yangın söndürme hizmetlerinin satılmış olmasının yangınların devam etmesindeki en temel nedenler olduğunu belirtti.

Yeşil, taleplerini ise şu şekilde sıraladı:

“-İnsanca yaşamaya yetecek bir ücret
-Halktan yana bir kamu hizmeti
-Temel gelir güvencesi
-Güvenceli istihdam, güvenli gelecek
-Demokratik, adil bir çalışma yaşamı
-Gerçek bir toplu pazarlık"

Yeşil, son iki yılda kamu emekçilerinin temel maaş unsurlarında resmi verilere göre yüzde 29,85 artış yaşanırken kamu emekçileri son iki yılda, yoksulluk sınırı verilerine göre yüzde 8,5 reel gelir kaybı yaşadığını belirtti.

REFAH PAYIYLA MAAŞ HESABI

Yeşil, “2022 yılı için tüm kamu emekçilerinin maaşlarında yansımalarla birlikte yüzde 43,5 artış yapılmasını, 0-6 yaş arasındaki çocuklar için 89,90 TL, 6 yaş üstü çocuklar için 44,95 TL gibi komik tutarlarda ödenen çocuk yardımının her bir çocuk için asgari aylık gıda harcaması olan 707,50 TL’ye çıkarılmasını talep ediyoruz. Eşi çalışmayan, bakmakla yükümlü olduğu çocuğu bulunan emekli kamu emekçilerine de eş ve çocuk yardımı verilmesini, iş yerinde yemek çıkmayan kamu emekçilerine aylık 520 TL yemek yardımı yapılmasını, tüm kamu emekçilerine Türkiye doğalgaz tüketim ortalaması düşünülerek yıllık 4 bin 357 TL, aylık 363 TL yakacak yardımı yapılmasını, taleplerimizin kabulü halinde 2023 yılı için 2022 yılında gerçekleşen TÜFE+ÜFE ortalaması üzerine + 3 puan refah payı verilerek maaş hesabının yapılmasını istiyoruz” dedi.

Özelleştirmelere son verilmesini talep eden Yeşil, “Ülkemizde bulunan insanlara temel ihtiyaçlarını karşılayacak düzenli ve koşulsuz bir gelir kapsamında belirlenecek bir tutarın, Temel Gelir Güvencesi olarak belirlenmesini istiyoruz. Sendikal ayrımcılık, özellikle kadın kamu emekçilerine yönelik ayrımcılık ve mobbing sistemli bir hale gelmiştir. İstanbul Sözleşmesi’nin tek taraflı feshedilmesi sonrası kamuda çalışan kadın emekçilere yönelik ayrımcılık ve şiddet vakalarında artış yaşanacağı çok açıktır. Özellikle İstanbul Sözleşmesi’nin hukuksuzca feshedilmesi sonrasında 190 sayılı ILO sözleşmesi çok daha hayati bir önem kazanmıştır” diye konuştu.