KESK Kadın Meclisi: "Kadını korumak üzerine politikalar üretmeyenler yüzünden eksiliyoruz"
KESK Samsun Kadın Meclisi’nden Havanur Taflan, Samsun'da 2 çocuk annesi İngilizce öğretmeni Saadet Çay’ın hakkında 19 suç kaydı bulunan boşanma aşamasında olduğu kocası tarafından öldürülmesine ilişkin açıklama yaptı. Taflan, "Bizler her gün kadını korumak üzerine politikalar üretmeyip sadece aileyi korumak üzerine politikalar üretenler yüzünden eksiliyoruz" dedi.
KESK Samsun Kadın Meclisi adına Havanur Taflan, eşi tarafından katledilen 2 çocuk annesi İngilizce öğretmeni Saadet Çay’ın öldürülmesine tepki gösterdi. Taflan, şunları söyledi:
“Her gün elinden yaşam hakkı gasp edilen, hayattan koparılan kadın cinayetleriyle uyanıyoruz. Bizler boşanmak istemek, barışmayı reddetmek, evlenmeyi reddetmek, ilişkiyi reddetmek gibi bahanelerle hayattan koparılıyoruz. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun 2024 Nisan Raporu’nu göre 32 kadın cinayet kurbanı oldu 13 kadın ise şüpheli bir şekilde hayattan koparıldı. Bugün ise bir arkadaşımızı daha kaybettik. Samsun’da İngilizce öğretmeni Saadet Çay boşanma aşamasında olduğu kocası tarafından katledildi. Yine aynı gerekçelerle. Bizler her gün kadını korumak üzerine politikalar üretmeyip sadece aileyi korumak üzerine politikalar üretenler yüzünden eksiliyoruz. Lütfen bunları artık kanıksamayalım ve hep birlikte sesimizi yükseltelim. En temel insan haklarından biri olan yaşam hakkımızı elimizden almalarına izin vermeyelim. Yaşanılan tüm bu vahşetlerin önlenebilir olduğunun farkına varalım.
"GERÇEK ADALET İÇİN İSYANDAYIZ"
İyi hal indirimi gibi uygulamalarla işlenen suçu hafifletmeye çalışan erkek adaletinin, 'Erkek adalet değil gerçek adalet için isyandayız' diye sesimizi yükseltirken bu konuda hiçbir önlem almayan, şiddete maruz bırakılan herkes için güvence sayılabilecek olan İstanbul Sözleşmesi’ni fesheden, 6284 sayılı kanun, nafaka hakkı ve Medeni Yasa başta olmak üzere, kadın kazanımlarını hedefe alan iktidarın ve politikalarının bunların sorumlusu olduğunu unutmayalım. Biz kadınlar tarifsiz bir acı ve bir o kadar öfke doluyuz bugün. Yaşadığımız her kayıpla büyüyen bu öfkemiz gerçek adalet sağlanıncaya kadar da sönmeyecek. Tekrarlamaya devam ettiğimiz bir gerçekliği bir kez daha buradan haykırıyoruz; kadın cinayetleri politiktir. Ve biz kadınlar yaşam hakkımızı elimizden alan o eril zihniyetinizi de şiddeti ve ayrımcılığı kurumsallaştıran failleri cesaretlendiren politikalarınızı da tanımıyoruz. Yaşadığımız tüm bu acılara rağmen daha da güçlenip, eşitlikçi ve adil bir dünya yaratıncaya kadar da mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz.”