KESK Ankara Şubeler Platformu, bir basın açıklaması yaparak SES Eş Genel Başkanı Selma Atabey’in de bulunduğu SES üye ve yöneticilerinin gözaltına alınmasına tepki gösterdi. Açıklamada, "Emek, demokrasi ve sağlık hakkı mücadelemiz engellenemez. Gözaltılar serbest bırakılsın" ifadelerine yer verildi.

KESK’ten çağrı: Gözaltındaki SES üyeleri serbest bırakılsın

KESK Ankara Şubeler Platformu, aralarında SES Eş Genel Başkanı Selma Atabey’in de bulunduğu SES üye ve yöneticilerinin gözaltına alınmasına gerçekleştirilen basın açıklamasıyla tepki gösterdi. Açıklamada, gözaltına alınanların derhal serbest bırakılması çağrısı yapıldı.

SES Ankara Şubesinde yapılan açıklamada konuşan KESK Ankara Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Hüseyin Kök, SES’e yönelik baskıların sendikanın yürüttüğü çalışmaları gölgelemek ve engellemek amacı güttüğünü söyledi. Sendikal faaliyetlerin anayasa ile güvence altına alındığını belirten Köklü, “Bu operasyon sendikal mücadelemizin kriminalize edilme çabasından ibarettir” ifadelerini kullandı.

Baskı, sömürü, yolsuzluk, tarikat-mafya düzenine karşı emekten, eşitlikten ve özgürlükten yana demokratik Türkiye mücadelesini yükselteceklerini belirten Kök, şöyle devam etti:

“Buradan bir kez daha ifade ediyoruz, SES, sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin haklarının savunucusu olmaktan, halkın sağlık hakkı mücadelesinin neferi olmaktan bir adım geri atmayacaktır. Baskılarınız, gözaltılarınız, mobbinginiz, şiddetiniz karşısında boyun eğmeyeceğiz.”

Yapılan basın açıklamasının tamamı şöyle:

“Son günlerde siyaset-mafya ilişkilerinin gün yüzüne çıktığı bir dönemi yaşıyoruz. Kirli ilişkiler deşifre oldukça gündem saptırma amaçlı emek ve demokrasi güçlerine, toplumsal muhalefetin tüm bileşenlerine yönelik gözaltı operasyonları artmaya başladı.

25 Mayıs 2021 tarihinde aralarında SES Eş Genel Başkanı Selma ATABEY, önceki dönem Eş Genel Başkanı Gönül ERDEN, Eski Genel Başkanları Bedriye YORGUN, eski MYK üyeleri Fikret ÇALAĞAN ve Belkıs YURTSEVER ile Ankara SES Şube önceki dönem Eş Başkanı Runa TEMELLİ ve Ankara Şube Yöneticileri Erdal TURAN, Ramazan TAŞ gözaltına alındılar.

Pandemi sürecinde 50 bine yakın yurttaşın ve en az 434 sağlık emekçisinin yaşamını yitirdiği, 140 binden fazla sağlık emekçisinin ise enfekte olduğu bu dönemde, sağlık emekçilerine yönelik olarak yapılan baskıları ve hukuksuzluğu kabul etmemiz mümkün değildir.

‘MÜCADELEMİZ PANDEMİ SÜRECİNİ YÖNETEMEYENLERİN HEDEFİ HALİNE GELMİŞTİR’

En temel görevi toplumun yaşam ve sağlık hakkı yanında, sağlık ve sosyal hizmet emekçilerin yaşam ve sosyal hakları ile birlikte özlük ve ekonomik haklarını da savunmak olan Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) pandemi dönemi sorumluluğunun farkında olarak mücadele yürütmüş ve bu mücadelemiz pandemi sürecini yönetemeyenlerin hedefi haline gelmiştir. Provakatif olarak nitelendirilen pandemi yönetimine yönelik açıklamaları ve eylemleri, milli ve ulusal çıkara zarar veriyor diye nitelendirdikleri pandemi yönetimine yönelik eleştirileri ve toplumu bilgilendirmeleri, hedef haline gelmelerinin asıl nedenidir.

SES olarak, pandemi döneminde sorumluluğunun bilinciyle yürüttüğü mücadeleyi engellemek isteyen çevreler, toplum nezdinde sendikamızın yürüttüğü çalışmaları gölgelemek ve engellemek amaçlı provakatif adımlar atmaktadır. Ancak atılan bu adımların bizler de farkında olduğumuzu bir kez daha ifade ediyoruz.

‘TEMEL ANAYASAL HAKLARIN İHLALİ ANLAMINA GELMEKTEDİR’

Sendikal faaliyetler anayasa ile güvence altına alınmış olup sendikacı kimlikleri ile ön plana çıkan sağlıkçıların gözaltına alınması en temel anayasal hakların ihlali anlamına gelmektedir. Bu operasyon ile yapılmak istenilen, sendikal mücadelemizin kriminalize edilme çabasından ibarettir. Bu anlamda sağlık emekçilerinin hakkında soruşturma açılması dahi hukuksuz olup sendikal mücadelemize karşı düşmanca bir tutumun ürünü olmaktan öteye geçemeyecektir.

Sağlık emekçilerinin motivasyonaihtiyaçlarının olduğu, haklarının verildiği bir süreç yaşanması gerekirken, alanda fazla sayıda sağlık emekçisi açığı bulunurken, sağlık emekçilerinin işlerini yapması engellenerek gözaltına alınması, pandemiyle mücadeleye yapılmış bir müdahaledir. Çağırdıklarında ifadeye rahatlıkla gidebilecek, işyerleri kurumları belli olan insanları, şafak vakti baskınlarıyla gözaltına almak demokratik faaliyetleri kriminalize etmeye çalışmaktan başka bir şey değildir.

Sağlık ve sosyal hizmet emekçileri başta olmak üzere toplumsal muhalefetin, emek ve demokrasi güçlerinin yapılan operasyona tepkisini engellemek, sendikamıza olan desteği görünmez kılmak için yandaş basın eliyle akla, mantığa sığmayan manipüle haberler yapılmaktadır. Emekçilerin binlerce yıllık birikimi olan, evrensel hukukla, anayasa ve ilgili yasalarla güvenceye alınmış sendikaları; sendikal faaliyetleri, hak ve hukuk, insanca yaşam mücadelesini "ablukaya almaktan" vazgeçin!

‘DEMOKRATİK TÜRKİYE MÜCADELESİNİ YÜKSELTECEĞİZ’

Baskı, sömürü, yolsuzluk, tarikat-mafya düzenine karşı emekten, eşitlikten ve özgürlükten yana demokratik Türkiye mücadelesini yükselteceğiz. Buradan bir kez daha ifade ediyoruz. SES, sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin haklarının savunucusu olmaktan, halkın sağlık hakkı mücadelesinin neferi olmaktan bir adım geri atmayacaktır. Baskılarınız, gözaltlarınız, mobinginiz, şiddetiniz karşısında boyun eğmeyeceğiz!”