Keyfe keder ekonomi yönetimi iflasa sürüklüyor

ZİLAN AKAY

Ekonomideki gidişattan ekonomistler de huzursuz. Kontrolün kaybedildiğini ve pansuman niteliğinde müdahalelerin işe yaramadığını belirtiyorlar. Merkez Bankası’na sık sık yapılan müdahaleleri, alım gücünün erimesini, artan enflasyonu ve dış ticaret açığını ekonomist Murat Kubilay ve Veysel Ulusoy BirGün’e değerlendirdi.

Ekonomist Dr. Murat Kubilay, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tercihlerine ya da yönlendirmesine dayalı olağan para politikasının dışında dış borcunun da yüksek olduğunu kaydetti. Kubilay, “Türkiye yoğun dış borcu olan bir ülke ve düzenli olarak cari açık veriyor. Bu nedenle finansman kanallarını açık tutmak ve onların talepleri doğrultusunda belirli bir kur ve faiz seviyesini vermek zorundadır” dedi.

Maliyetleri azaltmanın öngörülü olmaktan geçtiğini vurgulayan Kubilay şöyle konuştu: “Sürekli Merkez Bankası başkanları ve Para Politika Kurulu (PPK) üyeleri değiştiriliyor. Geçtiğimiz ay zaten beklentilerden erken gelen faiz indirimi ile piyasaya bir gerginlik hakim olmuştu. Ancak asıl kritik ve belirleyici olan ve dolar kurunun bu derece kolayca kırılabilir hale gelmesine neden olan üç Merkez Bankası çalışanının bir anda mazeret olmaksızın görevden alınması ve yerine gelen isimlerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın görüşlerinden pek de ayrılmayacak kişiler olmasıdır. Eylül ayında başlatılan faiz indirimleri ayı ölçüde ve hızla götürülürse enflasyonun düşmediği dış açıkların sürdüğü bir dönemde kurda yeni rekorları kolaylıkla görebiliriz.”

KONUT FİYATLARI VE KİRALAR ZORLAYACAK

Ardı arkası kesilmeyen zam fırtınalarının, yükselen enflasyon ile düşen alım gücünün kışı daha da zorlaştıracağına dikkat çeken Kubilay şunları aktardı: “Küresel piyasalarda gıda dahil olmak üzere rekor düzeyde fiyatlar var. Biz TL’nin değerini korusak bile bu kış zor geçecekti. Ama TL’de düzenli değer kaybı ile birlikte temel beslenme malzemelerinin satın alınması yine zorlu olacak. Doğalgaz kömür elektrik fiyatlarındaki artış da evin içerisindeki ısınma ve temel ihtiyaç olan enerjiyi karşılamakta çok büyük bir problem olacak. Barınma sorununu geçtiğimiz günlerde öğrenciler üzerinde görmüştük ama artan konut fiyatları ve kiralar nedeniyle zorlanacağız.”

EN ÇOK İŞSİZ KESİM ETKİLENECEK

Mevcut ekonomik durumdan en çok işsiz kesimin etkileneceğini belirten Kubilay, şöyle konuştu: “Türkiye’de istihdam oldukça mevsimsel bu yaz turizmde beklenen sağlanmadı. Kuraklık tarımı engelledi ve inşaat sektörü yüksek faizlerle eski ivmesini fazlasıyla kaybetti. Dolayısıyla bu alanlarda çalışanlar istenilen geliri elde edemediler. Geliri elde edemeden de bir kışa girmiş oldular. Bunlar çoğunlukla mevsimlik çalışanlardı. Dolayısıyla bu grubun daha fazla ezileceğini söyleyebiliriz. Yine kamu hizmetlerinde de bütçe finansmanını bozacak bir şekilde kur artışları yaşandığı için kapsamın daraltılması mümkün olacaktır. Ama en büyük sorunu, Türkiye bir türlü istihdam yaratan bir büyüme sağlayamadığı için hali hazırda işsiz olan grup yaşayacaktır.”

Ekonomik dengelerin uzun bir süreden beri bozuk olduğunu vurgulayan Ekonomist Prof. Dr. Veysel Ulusoy ise şu ifadeleri kullandı: “Ekonominin neden bozuk olduğu belli, karar vericiler hariç herkes biliyor. Bu süreçte, yapılması gerekenleri söyleyenleri de düşmanlaştıran aynı karar vericiler artık kontrolün kaybolduğu bu dönemde iflas olasılığını arttığının farkına varacaklardır. Hayat pahalılığı ve yüksek enflasyonun nedenleri basit birkaç faktöre bağlı olmamakla beraber, yolsuzluk ve ülkenin yarattığı ek üretim değerlerinin bir avuç kişi ve grup tarafından paylaşılması belki de en büyük faktör olarak karşımıza çıkıyor. Küresel ve yerel bazda aynı maliyet yapısına maruz kalmış ülkelerde enflasyon sorun olmazken, ülkemizde böyle büyük sorunların yaşanmasında yanlış uygulamalar öne çıkmaktadır. Öte yandan, artık kaynakların kurutulduğu şu son dönemde de uygulamada kasıt aramak gerekebilir.”